17❧

3.8K 179 202
                                    

Bu bölümü komik yazacaktım ama içim el vermedi. Sildim. Ben hala gülüyorum. HAHAJSJSJSWJQ

-

Ağzıma ekmek rafları gireydi, çubuklara oturup ihtihar edeydim, kalbime kazıkcıklar girseydi de öyle konuşmasaydım. Neyse anlatıyorum. İyi okuyun!

~
Harry'e dediklerimin ardından aptal cesareti ile çıkıp gitmiştim ama bu cesaret fazla uzun sürmemişti. Harry'nin sinirlenmesi beklendikti tabiki de. Ama beklenen olmamıştı. Harry beklediğimin aksine eve çok geç gelmiş, darmadağın halini umursamadan uyumamı fırsat bilerek yatağımda yanıma uzanıp bana sarılmıştı.

Elbette uyumuyordum. Sadece uyanık olduğumu görürse öğlen olanlardan dolayı olay çıkar diye uyuyor gibi davranmıştım. Ya da onun rahatını bozmak istememiş olabilirdim. Dahası kendi rahatımı da. ╮(. ❛ ᴗ ❛.)╭

E tabii bunun karşılığında sabah tam tersine Harry numara yapmıştı. Onunla sarmaş dolaş uyandığımda kaçmak için hızlıca kalkmaya yeltenmiştim ki o kollarını daha sıkı bana sarıp omzuma dişlerini geçirdi. Korkudan gözlerimi kapatmıştım. Ve ah! Canım acımıştı be.

"Günaydın prenses. Bir yere mi gidiyordun?" Sorusunun üzerine ısırdığı yerin biraz üzerine tekrar aynısını yaptı. Ağzına sıçarım ben bunun!

"Y-yok şey, ee ben su içeyim demişim aman demiştim." Kendi ağzıma sıçsam bu kadar utanmazdım... Dediklerimin ardından beni omuzlarımdan tutup sertçe sırtüstü çevirmişti. Şimdi altıma sıçmıştım galiba. /ᐠ。ꞈ。ᐟ\

"Ah Louis, ah! Sana ne kadar anlatırsam anlatayım anlamıyorsun ama. Bana yalan söylememeni kaç defa daha söylemeliyim? Bak küçük bir cezacık derdimi anlatmama yeter. Ya da dur, küçük bir ceza dünü affettirmeyecektir." Dudaklarını büzdü. Korkuyordum. İstemsizce gözlerim dolmuştu ve donakalmıştım.

Yüzümü gören Harry biraz yumuşamış olsa gerekti ki sakince üzerimden kalktı.

" Gel benimle." Dediğini ikiletmeden yataktan kalkıp odadan çıkan Harry'nin peşine takılmıştım. Kısa bir ilerleyişin ardından onun odasının önünde durduğumuzda kapıyı açıp içeri girmemi bekledi.

Ondan önce içeri adımlayıp etrafı incelemeye başladığımda beni izlediğine emindim. Odası sapsadeydi. Burada pek vakit geçirmiyordu anlaşılan. Onu tanıdığım kadarıyla anlamıştım ki Harry vakit geçirmeyi sevdiği yerlere rönesans esintileri yerleştirirdi.

Kapıdan gelen kilit sesiyle hızlıca arkamı döndüm. Harry önce anahtarı kapıdan çekmiş sonra ulaşamayacağım bir yere bırakmıştı.

Bana doğru yürümeye başladığında kalbimin hızlandığını hissetmiştim. Aklıma sürekli o ceza geliyordu. Harry her ne kadar benim için kuralları çokça kez çiğnemiş olsa bile yine de sertti.

Dibime kadar gelip elleriyle belimden tutup kendine çekmişti beni. Daha tepki bile veremeden dudaklarını boynumda hissetmemle lafım boğazıma dizildi. Bir süre boynumda gezinen dudakların ardından beni sakin ve yavaşça yüzüstü yatağa yatırmıştı. Artık onu göremiyordum. Görmemem daha iyiydi aslında. Böylece ne kadar utandığımı görememiş oluyordu.

Bir sonraki hamlesini sessizce beklerken altımdaki pijamanın aşağı çekilmesi ile irkildim. Artık sarı ayçiçekli baksırım tamamen ortadaydı. O da bunu farketmiş olacak ki küçük bir ısırık bırakıp geri çekildi.

"Sen sözde kötü çocuk Tomlinson, bu görüntüyü aklımdan nasıl silebilirsin ki? Bana bir sinirlenişinde bu anları hatırlayıp güleceğim kusura bakma."

Kafamı yatağa bastırıp sinirlice homurdandım. Küçük çaplı kahkahasının kulaklarıma dolması uzun sürmemişti.

"Ama bu demek olmayacak ki sinirim geçti." Ellerini tişörtümün içinde hissetmiştim. Sakince yukarı doğru ilerliyorlardı. Ve tişörtüm yeri boyladı. Üzerime eğildiğini hissetmiştim. Omularıma, sırtıma, belime öpücükler bırakarak aşağı doğru ilerliyordu. İnlememeliyim. Hayır, inlemeyeceğim. Tanrım! En sonunda dudakları baksırıma ulaştı. Dişlerinin tenime değdiğini hissettim. Baksırımı dişleriyle çıkartıyordu. Siktir! Tamam. Korkuyorum. Hayır, korkmuyorum. Yalandı, deli gibi korkuyorum.

Baksırımda yeri boyladığında tamamen çıplak bedenime öpücükler bırakıp geri çekildi.

"Sakın kıpırdama!" Az sonra duyduğum kemer sesiyle kaçmaya bile başlayabilirdim. Kumaş seslerinden soyunduğunu anlayabiliyordum. Gidişatı anlayabildiğim gibi. Kıpırdama demesi görüş açımı engelliyordu. Ne yağtığını bilemiyor, iyice meraklanıyordum.

Sonunda yatağın solunda çökme hissettim. Yatağın başına doğru ilerledi ve orada hareket kesildi.

"Louis, kafanı kaldır ve yaklaş bana. Sadece yüzüme bak." Ah, hayır bunu yapamazdım. Çok utanıyordum. Üstelik çıplaktım. Ve sanırım o da çıplaktı.

"Şey ben yapamam. Yani şey ım- olmaz işte." Bir süre ses gelmedi.

"Neden?" E bunu da cevaplayamazdım. Kaçsam kaçamazdım da çıplaktım.

"Şeyy, ben biraz ben" Sonunda ofladım ve hızlıca kafamı kaldırdım. Öyle daha çok rezil oluyordum. Gözlerinin içine bakarak ona doğru dizlerimin üzerinde ilerlemeye başladım.

"Lafımı ikiletmemeni söylemiştim ama bu seferlik affediyorum. Utanman çok normal." Öyle miydi? Yoksa beni rahatlatmaya mı çalışıyordu?

İyice yaklaştığımda durdum ve bir sonraki komutunu beklemeye başladım. Bir süre gözlerimin içine sertçe baktı ve hafif sinsi gülüşüyle konuştu.

"Ne istiyorsan onu yap, kaçmak hariç. Cezan bu. Sana yardımcı olmayacağım." Ciddi olamazdı. Ne olacaksa olsun mantığıyla önünde eğildim. Ve erkekliğine dudaklarımla dokundum.

Bu sırada Harry'nin gerilmeye başladığını hissettim. Eğer ağzım meşgul olmasa bu duruma gülebilirdim. Onu tamamen ağzıma alabiliyordum bunu bildiğimden hızlıca hareket ettim. Kulağıma küçük bir inleme dolduğunda kapalı gözlerimi açarak ona çevirdim. Yatağın başlığındaki demirlere sıkıca tutunmuş inlemelerini tutmaya çalışıyordu.

Hareketlerimi kesip erkekliğine boydan boya dilimi sürttüğümde bir inleme daha bıraktı. Ağzım tekrar erkekliğiyle buluştuğunda bir kaç hareketten sonra titrediğini hissettim. Kendini ağzıma bıraktığında tüm menileri yuttum.

Tam o sırada sırada yüzüme patlayan flaşla uzaklaşıp ona döndüm. Sinsi gülüşü suratında elindeki telefondan gözlerini çekip bana baktı.

"Git, giyin. Okula geç kalacaksın." Kaşlarımı çatmıştım. Bu da neydi?

"Neden resmimi çektin? Ayrıca bu muamele de ne? Oradan bakınca neye benziyorum?" Hayır sonuncusu soru değildi. Gayette güzel anlamıştı demek istediğimi.

"Canım istedi çektim. Ayrıca bu bir cezaydı Louis. Ne bekliyordun? Seninle sabahın köründe birlikte olacağımı mı? Git ve giyin. Geç kalacağız."

Ona son bir bakış attım ki bu bakış oldukça sinirliydi. Ardından kıyafetlerimi alıp kapıyı çarparak çıktım. Ne sanmıştım ki?

Alın size rezalet bir bölüm. Mazur görün. Hüüü (﹏╥)

Daddy Teacher // l.s Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin