2❧

10.2K 411 393
                                    

(Hikayedeki Louis. Sakalsız halini düşünün.)

Her gün insanlara karşı pozitif bir tutum sergileyen ben bugün mutsuzdum. Okul başlayacaktı çünkü. O gün yaşananlardan sonra okuldan nefret etmeye başlamıştım. Şimdi ise dolabımın önünde dikilmiş son senemin nasıl geçeceğini düşünüyordum.

Seçtiğim beyaz sweatshirt ve siyah pantolonu giyerek yurttan çıkmıştım.
Ona yetişen Zayn'le gülümsemeye başlamıştım.

"Dostum, bir kere de beklesen ölür müsün! Lanet olsun!" Gülümsemem daha da artarken,

"Her gün geç kalmasan koşmana gerek kalmaz." demiştim. Zayn çantasından çıkardığı sigarayı bana uzatarak,

"Çeneni kapa da al şu sikik şeyi." dediğinde aldığım sigarayı yakarak yola devam ediyordum. İkimize de aynı anda gelen mesajla telefonlarımızı çıkarmıştık.

-Grup sohbeti-

Liam : edebiyatçımız değişmiş sikiyim böle işi

Zayn : obaaaa

Louis : Nasıl ya ? Eskisi kimdi ?

Liam : sana her sfrinde 100 veren çakma srışın vardı ya

Louis : Siktir!

-Sohbet Sonu-

"Louis bu dersi vermen gerek yoksa sıçtın farkındasın dimi."

"Kes sesini Zayn. Yardımcı olmuyorsun."

*

Okul girişine geldiğimizde kaçıncı olduğunu bilmediğim sigaramı  söndürmüştüm. Kolidora girdiğimizde herkes yeni öğretmenin yakışıklılığından bahsediyordu. İlk dersin edebiyat olduğunu gördüğümde sıkıntıyla nefes vermiştim.

Sınıfa girdiğimde bana dönen gözler geç kaldığımı fark ettirmişti. Sıçmış olduğumu düşünüyordum. İlk günden ilk falsoydu bu. Daha fazla dikilmeyi bırakıp boş olan ilk sıraya geçmiştim. En önde olmak sinir bozucu olsa da şuan buna itiraz edebileceğimi sanmıyordum.

Yeni edebiyatçı kıpırdandığında nihayet onu görmüştüm. Görmemle ise donup kalmıştım. Âdeta cennetten inmiş gibiydi. Parlak, kıvır kıvır saçlarının verdiği asillik, yarıya kadar iliklediği desenli gömleğin belirginleştirdiği dövmeler ve kusursuz yüz hatları beni etkilemişti. Sınıftaki herkesin beni incelediklerini fark ettiğimde ne olduğunu anlamamıştım.

"Bir şeyi unutmadınız mı?" Soru sorarcasına bana bakıyordu yeni edebiyatçı. Düşünmeyi bırakıp cevaplamıştım.

"Louis. Louis Tomlinson. Ayrıca bir şey unuttuğumu düşünmüyorum." Dememle sinir bozucu bir gülümseme göndermişti.

"Bir özür bekliyorum Tomlinson. Bunu akıl edebileceğinizi düşünmüştüm." Kafama dank eden cümleyle yanaklarımın kızardığını hissediyordum. Tabii öğretmenimin adeta ingiliz filmlerindeymişçesine soyad kullanarak konuşması komiğime gitmeden önceydi bu utanç. Neyse ki mükemmel ben onu bozmayacak hatta oyununu devam ettirecektim.

"Affedersiniz, aklımdan çıkmış Bay-" bir süre gözüm tahtada gezindikten sonra "Harry Edward Styles" yazdığını görmüştüm.

"Bay Styles. " memnuniyetle masaya yaklaştığında derin bir nefes almıştım. Tanrım! Çok stresliydi.

"Öyleyse artık birbirimizi tanıyabiliriz. Ben tahtada da gördüğünüz gibi Harry Edward Styles. Genelde Edward yerine Harry'i tercih ederim fakat bu sizin için geçerli olmadığı için pek bir önemi yok." Ay götüm düşüncesi güldürmüştü beni.

"İngiltere'ye yeni taşındım. Sizin yaşlarınızdayken burada yaşıyordum. Burası ikinci okulum." hepsini tek bir nefesle ve düzgün bir aksanla söylemişti.

Ardından eklediği soruyla her şeyini bilmek istediğimi farketmiştim.

"Sorusu olan?"

Eğer daha uzun yazmamı istiyorsanız söyleyebilirsiniz.

Y/N : Gelecekten yazıyorum. Hikaye ilerledikçe yazım tarzım değişiyor. Başlarda acemi gelebilir. Kitap iki yıllık ve iki yılda kendimi çokça geliştirdiğimi umuyorum.

Daddy Teacher // l.s Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin