19❧

4.3K 181 500
                                    

Harry'nin beni öpmesinin üzerinden bir gün geçmişti. Ciddi ciddi Harry beni öpmüştü. Kendi kendime gülümserken aklıma gelen sözleriyle suratımı asmıştım.

"Keşke seni, senin gibi sevebilseydim meleğim."

Dolabın içine attığım boş bakışlarım devam ederken arkamda huysuzlanan bir adet Harry beni dünyaya döndürmüştü. Hızlıca dolaptaki kutuyu aldım ve gözleri bağlı, elleri zincirlere hapsolmuş Styles'a ilerledim. Evet, yanlış okumadınız. Zincirlere hapsolmuş bir Styles.

Harry'nin beni öpmesinin ardından sabırsızca dersin akışında ilerlemiştik. Fakat evde işler farklıydı. Harry eve girdiğimiz anda beni kucaklayıp çalışma odasına götürmüştü. İşler kızışacaktı ki maalesef uzun süredir içki tüketmeyen ben onun kollarında uykuya yenik düşmüştüm. Oysa beni rahatsız etmemiş, yatağına yatırmış, üzerimi bile örtmüştü.

Sabahın erken vakitleri kalkmış, fırsattan istifade Harry'nin odasını araştırmıştım. Bu özgüven nereden geliyor bilmiyordum fakat özgür hissettiriyordu.

Sessizce dolabı açtığımda karşıma bir kutu çıkmıştı. Büyük olasılıkla sıkıcı olacağını düşündüğüm kutu beni yanıltmış, içinden resmen erotik shop çıkmıştı. Bakın, bu iğrenç tamam mı? Yani bunların yazılmış olması. Yazar utanıyor.

Kendime bu oyuncakları kullanmayı not etmiştim ki notun üstüne bir çizik gelmesi hiçte uzun sürmedi. Anladığınız kadarıyla Harry şu anda altımda kıvranıyordu. Bunun nasıl olduğu konusuna gelirsek, uyuyan bir adamın savunmasızlığından yararlanmış olabilirdim.

Uyandığı anda önce farketmemiş, ardından jetonu düşmüştü. Tabii bir süre çırpınma ve tehditlere maruz kalmıştım. Ama geri adım atabilecek kadar irade sahibi değildim.

Kutuyu yatağın kenarına bıraktım ve Harry'e doğru emekleyerek ilerledim.

"Ah, babacığım. Bu şekilde esir olmak oldukça kötü olsa gerek. Empati yeteneğiniz umarım gelişebilmiştir." Sesimdeki sinsilik fazla belliydi. Harry'de bunu anlamış olacak ki ürperdiğini anlayabiliyordum.

"Louis! Sana son kez söylüyorum. Çöz beni! Tanrım! Bu lanet zincirlerden kurtulduktan sonra seni öyle bir becereceğim ki acıdan kıpırdayamayacaksın bile." Dediklerine kıkırdadım. Yapamayacağını biliyordum. İlkimin özel olmasını istediğimi biliyordu.

Ellerimi dövmelerinde gezdirmeye başladığımda ellerimin soğukluğundan olsa gerek hafifçe titremişti. Kafamı eğdim ve dudaklarımı pürüzsüz boynuna bastırıp kokusunu içime çektim. Dişlerim boynunda yerini aldığında fısıltı halinde bir küfür kaçmıştı parlak dudaklarından.

Dudaklarımı vücudunda ilerletmeye devam ediyordum. Son olarak dudaklarım eşofmanının kenarını bulduğunda hızlıca çıkarttım ve baksırının üstünden küçük Harry'e minik bir öpücük bıraktım. Bunun üzerine Harry gerilmiş, odaya küçük bir inleme bırakmıştı.

"Louis, TANRIM! LOUIS HEMEN ÇÖZ BENİ." O adeta kükrercesine konuşurken ağzımdan kaçan kıkırtıya engel olamamıştım.

"Ama efendim, sizi çözersem başım belaya girer. Sonra siz bana zarar verirsiniz. Hem ben daha işimi bitirmedim ki." Görebilecekmiş gibi kafamı yana eğmiş, dudaklarımı büzmüştüm.

"Başın çoktan belada Louis. Kendini ölü say." Ne sanıyordu? Bu cümlelerle beni korkutabileceğini mi? Öyleyse başarıyordu. Her an kaçabilirdim. Ama kaçmayacaktım. Bari boş yere ceza almayayım değil mi?

Boş düşünceleri kafamdan silmiş kaldığım yerden işime devam ediyordum. Harry'nin baksırına eğildim ve dişlerimle aşağıya doğru çekiştirdim. Ortaya çıkan aleti elimle kavrayıp başına dilimle daireler çiziyordum. Harry'den inleme kazandığımda keyifle devam ettim.

Daddy Teacher // l.s Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin