•Ölmek için çok genç, yaşamak için fazla telaşlıydık.•
....
"Hadi ama! O çocuğun bize yardım edeceğine emin misiniz?"
"Bakın her ne olursa olsun size daima yardım eder."
"Neden hiç konuşmuyor?"diyen adama baktım. Neden bu soruyu soruyorsunuz? Ya da neden bu kadar çok soru soruyorsunuz? Konuşmuyorsam konuşmuyorum. Bundan size ne?
"Konuşmayı seven bir tip değil."
Kadın ayağa kalkıp yanıma geldi. "Bizi dinliyor mu? Neden önemli bir konuşma içersinde kulaklık takmış bu?"
"Bizi dinliyor."dedi gülümseyerek bana bakan Jimin. "Şarkı dinlemesi bizi dinlemediğini göstermez."
Kafamı olumlu anlamda sallarken elimdeki küçük arabayla oynuyordum. Bu hayata sevdiğim dört şey vardı; Şarkı ve annemin sesini dinlemek, araba, hız.
"Ben bu çocuğa güvenmiyorum."dedi yanımdaki adam.
"Neden ama Soobin?"
"Çünkü her an bizi ekecekmiş gibi duruyor."
Jimin göz devirdi. "Öyle biri değil."
"Yine de güvenmiyorum."
Lan! Asıl ben size güvenmiyorum. Ben sizi istemiyorum asıl be.
"Ne yapabilirim, Soobin? Elimdeki en iyi çocuk bu."dedi Jimin sinirle.
En iyi? Ben mi? Bu bana karşı yapılan ilk iltifattı. Gülümseyerek Jimin'e baktım.
"En iyi mi?"dedi kadın şaşkınca. "En iyi falan değil bu çocuk. İstemiyoruz. Başka birini bul, Jimin."
Dediğim gibi, size meraklı değilim. Siktirin gidin lan!
"Ah, peki."dedi Jimin ayağa kalkarken. "Yarın gelin o zaman."
İkili kafalarını salladıktan sonra odadan dışarı çıktılar. Kafamı çevirip Jimin'e baktım. Az önce ona doğru gönderdiğim küçük arabayı bana doğru sürmeye başladı. Gülerek arabanın bana doğru yaklaşmasını izledim. Küçük araba tam önümde durduğunda Jimin elini çekip almam için izin verdi. Arabayı elime alana kadar beni izleyen Jimin'e baktım. Elini elimin üzerine koydu. "Bir gün profesyonel bir hırsız olacaksın. Sana güveniyorum."
Gülümsemem büyürken kafamı salladım. O sırada içeri giren Yoongi hyung ile elimi geri çektim. "Jimin, yeni bir müşterin daha var."
Jimin boşta kalan elini masaya koyduktan sonra "Söyle, gelsinler."dedi.
Yoongi hyung kafasını sallayıp odadan dışarı çıkarken ben, kulaklığımın sesini arttırdım. Giren kişileri inceledikten sonra küçük arabamla oynamaya devam ettim.
"Ah, Bay Chan! Bu ne sürpriz böyle?"dedi Jimin sahte bir neşeyle.
"Geleceğimizden haberiniz vardı, Bay Park."dedi sertçe.
"Evet evet."dedi sesindeki duygular yok olmaya başlarken. "Size söylediğim gibi, o çocukla ne benim ne de diğerlerinin bir haberi vardı."
"Açık olacağım."dedikten sonra birkaç defa öksürdü. "Bize yeni biri lazım. Ve hala sana güvenip buraya geliyoruz."
Jimin'in masaya vurmasıyla irkilip ona baktım. "Nasıl biri arıyorsunuz, Bay Chan?"
"Fazla konuşmayan, hızlı ve sadık olan biri."
"Bingo!"diye bağırdı Jimin bana bakarak. "Elimde size göre bir çocuk var."
"Kimmiş?"
Eliyle beni işaret etti Jimin. "O."
Şokla ona bakarken o bana gülerek bakıyordu. "N-Ne?"
"Önüne gelen fırsatı elinin tersiyle itemezsin, küçük."
Göz devirip Jimin'e dil çıkardım. Boş yapıyordu şu an. Ben küçük değildim. Yani sanırım.
"Çocuk gibi duruyor."
"Öyle duruyor ama reşit, Bay Kim."
"Pekala."dedi beni inceleyen Chan. "Ne konuda yardım edebilir bize?"
"Araba ve hız konusunda, dövüş konusunda ve düşünemeyeceğiniz birçok şey."dedi Jimin gülerek.
"İyi."
"İsmi ne?"dedi sarışın çocuk.
"Gerçek ismini kimseye söylemiyor."
"Ne diye seslenmemiz gerekiyor ona?"
Jimin bir süre bana baktıktan sonra soruyu soran kırmızı saçlı çocuğa döndü. "Biz Yuri diye sesleniyoruz."
"Yuri."diyen mavi saçlı çocuğa baktım. "Güzel."
"Bizi dinliyor mu şu an?"dedi siyah saçlı çocuk beni işaret ederken.
"Dinliyor."
"Neden kulaklığını çıkartmıyor?"dedi yanıma yaklaşırken.
"Bilmiyorum."
"Çıkartmaya ne dersiniz?"dedi alayla gülerken. Elini kaldırıp kulaklığıma götürdüğünde ayağa kalkıp kolunu tuttum.
"Yerinde olsam bunu yapmazdım."dedi Jimin.
"Woah, bunu beklemiyordum."dedi elini çekmeye çalışırken. "Ama bu beni geri çekemez."
Tuttuğum kolunu sıkıp "Elini bir taraflarına sokmadan önce siktir git."dedim sakince.
"Hayatında en uzun cümleyi burada kurdun."dedi Jimin alayla.
Jimin'e bakıp göz devirdim. "Buraya mı takıldın şimdi?"
"Evet."
Önümde duran çocuğu ittirip az önce kalktığım yere oturdum. Şapkamı gözlerimi kapatacak şekilde taktıktan sonra arkama yaslandım. Ayaklarımı masaya koyduktan sonra gözlerimi kapattım.
"Biraz asi sanki."
"Biraz mı?"dedi Jimin alayla. "Burada ben olmasam seni döverdi."
"Bu çocuğu istiyoruz. Anlaştık Bay Park."
"İyi şanslar, Bay Chan!"
...
Evet, yine ben!Sizce seme Jisung mu olsa?
Yuri denilen çocuk sizce kim?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let Me Hear You Say }MinSung{
Jugendliteratur"Bir kere düzgün konuş. Neler olduğunu anlat." Küçük oyuncak arabadan kafamı kaldırıp ona baktım. "Ne konuşayım? Sessizlik hep en iyisi." "Mesela neler olduğunu neden ağladığını anlat." Omuz silktim. "Boşver." "Anlat." "Hayır." "Peki sen bilirsin." ...