Selam, adım sümeyye öncelikle 1000 okuma olmuşuz çok teşekkür ederim. 4 gündür yeni bölüm atmıyordm ama artık atmanın daha doğru olacağını düşünüp atayım dedim. Okumaya geçin ❤
Ve ben cevap veremedim...
Yasemin geri döndü. Yerine otururken Emir'e gülümseyerek selam verdiğinde ben umursamamaya çalıştım. Ki zaten umursamalıydım. Emir ayağa kalktı ve bana baktı.
"Üstüme giyecek bir şey bulmaya gidiyorum. Sen de ister misin?" hayır dercesine başımı salladım. İlgisiz görünmeye çalışsam da, artık kaslarını izleyen seyirciler olmayacağına sevinmiştim. "Ben kurtadamlar gibi görünüyor olabilirim. Ama sen de kana bulanmış vampir gibisin. İstersen hemşirelerden senin için de bir şeyler isteyeyim."
İnatçı çocuklar gibi omuz salladım. O da daha fazla üstelemedi. O gittikten birkaç dakika sonra ameliyathanenin kapısı açıldı. Doktor Bülent dışarı çıkar çıkmaz bize gülümsedi. Yasemin ile korkuyla onun dudaklarına kilitlendik.
"Endişelenmeyin, korktuğumuz kadar zor olmadı. kurşunu sorunsuz çıkardık. Kanamayı da kolaylıkla durdurduk. Birkaç ünite kan ve iyi bir dinlenmeyle kısa zamanda eski haline dönecektir."
Mutluluktan önce doktora sonra Yasemin'e sarıldım. Onun gözleri de en az benim kadar sevinçle bakıyordu. Hatta o birkaç damla yaş bile dökmüştü. İlk kez o an, Ahmet'i gerçekten sevdiğine ikna oldum. Ve onu düşman olarak gördüğüm için kendimi kötü hissettim. Ellerim hâlâ kollarına dokunuyorken sessizce, "Özür dilerim..." dedim. Ama o olanları sorun etmeyecek kadar mutluydu. Başını salladı, gözyaşlarını sildi ve tekrar bana sarıldı.
Ahmet'i yerleştirecekleri odanın önüne giderken Emir üstünde doktor önlüğüyle göründü koridorda. Ama önlüğün düğmelerini bağlamamıştı. Ve bu hali de en az yarı çıplak görüntüsü kadar etkileyici görünüyordu. O bana üstündekini havalı şekilde gösterirken, ben gülümseyip başımı iki yana sallamaktan başka birşey yapmadım. Bu çocuk, adam olmazdı.
Ahmet'in kurtulduğu haberine o da oldukça sevindi. Hatta kana ihtiyacı olduğunu duyduğu an beklemeden kan vermeye gitti. Birkaç dakika sonra içinde Ahmet'i sedyeyle odasına getirdiler. Rengi çok solgun görünüyordu. Boğazım acıdı. Ağlamak istedim ama gözyaşları gözlerime ulaşmadı. Yasemin ikimizin yerine de ağladı.
Ahmet odasına girdiğinde bizi dışarıda bıraktılar. Emir'in verdiği birkaç ünite kanla kendine gelmesi saatler aldı. Gece ilerledikçe endişem azaldı.
Ne olursa olsun o kurtulmuştu. Bu herşeye bedeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elmalı turta
General Fiction"Bu; kanatlarını arkasında bırakmış kelebeğin değişim hikayesi."