Çok geçmeden o uykuya daldı.
Ben önce elimi saçından çektim, sonra istemsizce boynumdaki ayçöreği kolyeme dokundum.
Ona baktığımda şu an mutlu olmam gerekirken neden yanlış giden bir şeyler varmış gibi hissediyordum ki ?
Kalktım, kapıya doğru yürüdüm ve yavaşça ışığı kapattım.
Odadan çıkmadan önce, göğsümdeki soğuk ağrısı sevdiğim adama son kez bakmamı bile engelledi.2.bölüm
KOLTUK...Yine aynı yerdeyiz...Aynı fabrika...Ama geçen geceden daha karanlık, daha tozlu, daha sisli ve daha soğuk...
Sahi, yine niye burdayız ki ?
Ceketimin yakasını kaldırıp etrafa bakıyorum. Neden yalnızım ?
Nefesimi ısınmak için ellerime üflüyorum.
Nargile içerken çıkan dumanlar gibi avucuma doluyor sıcak nefesim.
Ama ısınamıyorum.
Tam o anda karanlığın içinden aynı ses geliyor.
Soğuğu delip bedenimi titreten kurşun sesi !
Düşünmeden sesin geldiği yere koşuyorum.
Ayak seslerim soluğumun çaresizliğini bastırıyor.
Siyahlar içindeki beden yerde yatarken, yine aynı barut kokusu dolduruyor ciğerimi.
Bu kez silahı ateşleyen kişi etrafta yok.
Çoktan kaçmış olmalı.
Koşup yine yere eğiliyorum, usulca tozlu zeminde uzanan bedeni hemen kendime doğru çeviriyorum.
Yine Ahmet ama bu kez tam göğsünün ortasından, kalbinden vurulmuş.
Neden ve nasılları düşünemeden yeşil gözleri kapanıyor.
Ve ardından elime çarpan sıcak nefesi kesiliyor.
Çaresizce etrafıma bakınıyorum.
Düşün, bir şeyler yap Sahra !
Panikle derin bir nefes alıp dudaklarımı dudaklarına bastırıyorum.
Ciğerlerimdeki tüm havayı onun dudaklarından vücuduna yollarken, elimde olsa damarlarımdaki kanın hepsini ona verebileceğimi düşünüyorum.
Doğruluyorum. Ama bana bakan gözler artık zümrüt yeşili değil. Kollarımda yatan adam da artık Ahmet değil...
Emir ? Emir ve onun mavi gözleri bana bakıyor! Ama nasıl olur?
Kucağımdaki kişi değişse de kurşun aynı yerinde duruyor. Ama artık daha çok kanıyor. Çok daha fazla...
Emir'in kalbi onu öldürmeye yemin etmiş gibi hızlıca vücudunu soğuturken, gözlerime bakıp son kez "Juliet.." diyor. Ve başı kucağıma usulca düşüyor.
Başımı olanlara anlam veremez şekilde sallarken bir el omzuma dokunuyor. Başımı çeviriyorum. Ahmet ayakta durmuş bana, "Gitmeliyiz Sahra!" diyor. Düşünmeme fırsat vermeden beni çekiştiriyor.
Emir'i de yanımda götürmek için hamle yapıyorum ama Ahmet beni durduruyor.
"Onsuz gitmeliyiz Sahra!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elmalı turta
General Fiction"Bu; kanatlarını arkasında bırakmış kelebeğin değişim hikayesi."