■ BÖLÜM 4

95 11 3
                                    


"2 Hafta sonra..."

Yeni okuluma ve arkadaşlarıma alışmaya başlamıştım. Lavin ve Didem beni herkesle tanıştırmış , okulu gezdirmiş , buraların kurallarından bahsetmişti. Didem'le ikimizde etek giymeyi sevmiyorduk ve pantolonları gizlice çantamıza sokup müdürün olmadığı günlerde altımızdan çıkarmıyorduk. Lavin ise halinden gayet mutluydu. Etek onun için sorun değildi.

-" Yani 5 gün okulda etek giyseniz ölür müsünüz?" Diye sordu son derste. Ben Lavin'le oturuyordum. Didem ise önümüzde yeşil gözlü , sarışın olan İlayda ile oturuyordu. Ders Coğrafyaydı ve hepimiz efsane sıkılmıştık. Lavin defterine bişeyler karalıyo , ben dersi dinlemeye çalışıyo , Didem'de uyuyordu. Bende yavaş yavaş uyuyacağım zaman sonunda zil çaldı. Didem hemen montunun cebinden telefonunu alıp lavaboya koştu. Lavin ;

-" Nereye gidiyor bu?" Deyince meraklanmadan edemedim. 3.kata çıktık ve Didem'i yerde sinirden parmaklarını koparır vaziyette bulduk.

-" Kızım bu hal ne?"
-" İyi misin sen?" Didem sakince nefes almaya çalıştı ve ;

-"Bu çocuk" dedi. "Bi gün beni öldürecek!" Kimden bahsettiğini az çok anlamıştık. Okulda Didem'le uğraşan birisi vardı. Çocuk iğrenç biriydi. Ve bu fiziksel değildi. Tamam , yakışıklı olabilirdi ama ruhu berbattı. Cidden ondan tiksiniyordum. Her önüne gelen kızla uğraşır , özel hayatına dahil olmaya çalışırdı. Kızların bana anlattığı kadarıyla daha önce Lavin'inde insanların görmemesi gereken , kötü fotoğrafları Instagram'da paylaşmış , ve bunu da sırf Lavin onu sevmedi diye yapmıştı. Şimdi de Didem'in telefon numarasını bi şekilde bulmuş ve onu rahatsız ediyordu.

-" Abi bu neyin özgüveni ya? Çocuk okuldan atılacak bu gidişle." Dedi Lavin.

-" Atılsın zaten , şuna baksana yapmadığı pislik yok." Diye cevap verdim. Ve biz fark etmesekte bayadır tuvaletteydik. Gerçi Didem tuvalet kabinindeydi ve orda Yusuf'u kendinden uzak durması için ikna etmeye çalışıyordu. Bizde onları dinliyorduk.

-" Ya bıraksana beni çocuk! İstemiyorum seni git kendine uğraşacak başka oyuncak bul!"

Ben daralmıştım ve hava almaya ihtiyacım vardı. Kızlara çıkıyorum diyip okulun kapısına doğru yavaşça yürüdüm. Fakat bir sorun vardı. Kapı... Kapı açılmıyordu? Sıkışmıştır diye biraz daha zorladım ama yok , hala açılmıyordu.

-"Lavin! Buraya gelir misin? Kapıyı açamıyorum!"
Lavin seri adımlarla yanıma geldi ve gözlerimle kapıyı işaret ettim. O da denedi , zorladı ama yok. Açılmıyordu. Sonra korkarak ;

-" S-saat kaç?" Diye sorduğunda ' 17: 35' diye cevap verdim. Gözlerini kısıp isyan edercesine elini alnına yapıştırdı ve ;

-" Kahretsin ya! Bu saatte okul kapanıyor ve kapılar kilitleniyo! Yarın hizmetliler gelene kadar burdayız!" Gözlerimi kısıp dediklerini anlamaya çalıştım.

-" Hizmetliler ne zaman geliyor?"
-" Sabah 5 buçukta falan." Dediğinde gözlerimi Kocaman açtım. Annem umarım yalan söylediğimi düşünmezdi. Lavin , Didem'in yanına giderken bende annemi aradım.

-" Alo. Annecim okulda kilitli kaldık! Evet , Lavinle Didem'de burda. Anne niye yalan söyliyim? Tamam , görüşürüz yarın."

-" Annenle iyi anlaşıyorsunuz." Dedi Didem. "Bizimkiler bu kadar anlayış göstermezlerdi." Kaşlarımı çattım ve nedenini sorduğumda samimiyetsiz bi gülümsemeyle karşılık verdi.
-" Sana özel durumlarımı anlatacak kadar yakın değilim Masal." Dediğinde çok şaşırmıştım. Ben onu kardeşim gibi görmüş , Lavin'den ayırmamıştım fakat o böyle davranıyordu. Yusuf'a sinirlidir diye alttan aldım. Ama cidden bu davranışları beni sinirlendirmekle kalmıyor , üzüyordu. Lavin'in sesiyle kendime geldim ve ona döndüm.

-" Hayır yani , niye o kadar çok tuvalette kaldık ki?" diye sordu. Didem mahcup gözlerle ;

-" Benim yüzümden , özür dilerim kızlar." diyince Lavin ona sarılarak sorun olmadığını söyledi. Karnım guruldamaya başlamıştı ve kantine indik. Sandviç ve meyve suyu aldıktan sonra parasını tezgaha bırakıp sınıfa çıktık. Hala aklım almıyordu , okulu kitlemeden önce bizi nasıl fark etmemişlerdi? Fark etmeseler bile her yeri kontrol etmeleri gerekmez miydi? Sessizce sınıfa çıktık. Saat de 7 yi geçiyordu. Didem ;

-" Pantolon getirmenin faydaları Lavin hanım , etekle nasıl uyuyacaksınız bakalım?" diyince Lavin ona dil çıkardı ve ;

-" Spor çantamı burda unutmuşum , eşofmanım var bi kere!"

Hepimiz formaları çıkarttık ve üstüne giydiğimiz sweatshirt'ler ile eşofmanları giydik.

-" Şu montları getirinde sıraya yumuşak biyer yapalım." dedim. Şuan evde oturup yatağımızda uyumamız gereken saatlerde okulda kilitli bir şekilde sınıfta uyuyacaktık! Montlar ve çantalarla sınırlı imkanlarda sandelyeleri ve masaları birleştirip yan yana yataklar hazırladık. Aslında bu durumda olduğum için mutluydum. 10 senelik eğitim hayatımda böyle bişeyle karşılaşmamıştım. Yanımda Lavin ve Didem vardı. Didem'le ne kadar birbirimizle iyi anlaşmış olsakta aramızda bi soğukluk vardı. Lavin ve sınıftakilerin anlattığına göre , Didem Lavin'i kimseyle paylaşmak istemiyordu. Beni sevmişti , ama dediği gibi yakın hissetmiyordu. Fakat yapabileceğim bişey yoktu , zamanla alışabilirdi. Saat gece 11:30 olmasına rağmen bi türlü uyuyamamıştık.

-" Gidip kantinden bi süt alalımda uykumuz gelsin." dedi Lavin. Beraberce ayaklandık ve telefonların fenerleriyle aşağı indik. Fakat aşağıdan bazı tıkırtılar geliyordu. Didem hızlıca kantin tezgahına geçip ordan bi tava ve bıçak alıp , parma ucunda yanımıza geldi. Cidden korkmuştum. Gecenin bu saatinde okulda bizden başka kim olabilirdi ki? Parmak ucunda kantinin sağ tarafına doğru ilerlediğimiz sırada konuşma ve ayak sesleri yükselmeye başlamıştı. Hepimiz korkuyu iliklerimize kadar hissediyorduk , biliyordum. En sonunda Didem bıçağı benim elime tutuşturdu ve tavayı yukarı doğru tutarak seslerin geldiği depoya doğru gitmeye başladı. Bizde sessizce peşinden gidiyorduk. Lavin kolumu öyle sıkıyordu ki kızardığını , bıraktıktan sonra fark ettim. Birazdan bi ses çıkarıp bizi ele verebilirdi. Elimle ağzını kapattım ve Didem'i takip etmeye devam ettik. Ayak sesleri giderek yaklaşıyordu ve karşımızda yüzlerini karanlıktan seçemediğimiz iki erkek gölgesi belirdi. Didem tavayı hızlıca birisinin kafasına vurdu! O anda cidden kalbimin bile içerden titrediğini hissettim. Üzerimde evin kirasını yatırmamış kiracı gerginliğinin iki katı vardı. Bu yaptığımız suçtu çünkü! Didem'in kafasına tavayı geçirdiği kişi beyin kanaması , hafıza kaybı ya da daha kötü şeyler geçirebildi. Çünkü Didem öyle sert vurmuştu ki benim canım acımıştı! Sonra tanıdık bir erkek sesi... Daha doğrusu bi çığlık sesi... Şoktan ağzımız açık kalan biz ve , Y-yerde kafası kanlar içinde kalan bir Bulut vardı?!?!?!?






* * *

Yaş : 16Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin