■ BÖLÜM 10

37 8 8
                                    

Yağmur yağmaya devam ederken saat 1 i geçmişti. Masal ve Didem hala deliksiz uykudaydı. Gördüğüm son haberden sonra asla uyku tutmamıştı. Ne telefona bakabiliyordum , ne de uyuyabiliyordum. Didem'e de hala inanamıyordum. Onun kalbini herkesten iyi bilirdim fakat böyle bir şey yapacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi. Fotoğrafa tekrar tekrar bakıyordum. Bu bir shop olamazdı çünkü hatasızdı. Baya baya gerçekti yani. Ama bundan Didem'e bahsetmeme kararı almıştım. Biraz arama mesafe koyacak , pişman olursa da o anki duruma göre karar verecektim. Boş yere kavga çıkarmak istemiyordum çünkü. Aslında bu boş bir konu değildi. Benim Bulut'tan hoşlandığımı bile bile onunla flört ediyordu resmen! İkisinin sürekli markete beraber gitmesinden anlamam gerekirdi diye düşündüm. Tam telefonu kapatıp uykuya dalacaktım ki , birisi kapıyı tıklamadan pat diye içeri daldı.

-"Öküz müsün ya?! İnsan bi kapıyı tıklar! Belki müsait değiliz!" Diye sinirle kapıya baktım.

-"Bu saatte ne gibi bi işin olabilir acaba?" Diye cevapladı daha önce okulda bir kaç kere gördüğüm 10-B sınıfındaki Kerem. 

-"Bu saatte burda ne gibi bir işin olabilir çok merak ediyorum cidden." Dedim yataktan kalkarak. Soruma cevap vermeden ranzanın merdivenlerini çıkarak Didem'in yatağına uzandı.

-"Ne yaptığını sanıyorsun sen!" Diye ciyakladığım sırada eliyle susmamı işaret etti.

-"Ya bağırmasana! Kimyacıyı getiriceksin yoksa buraya." Dediğinde sustum. Didem'i kolundan çekiştirerek uyandırmaya çalışıyordu.

-"Sende şu diğer arkadaşını uyandır." dedi Kerem. Cidden ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum ama Masal'ı uyandırmaya çalıştım.

-"Masal , hadi kalk. Masal kime diyorum!"  Diye biraz sesimi yükselttiğimde nihayet uyandı.

-"Ne oluyor ya gece gece?" Dedi sarhoş gibi.

-"Cidden ya? Sen neden bi anda odamıza girip hepimizi uyandırdın?" Dedim Kerem'e dönerek.

-"Kızım napıyım uyku tutmadı , e alt kata inemem bizimkilerin yanına , güvenlik kamerası var. Mecbur sizi buldum bu katta , beraber yağmurda ıslanıp bahçede geziniriz diye."

-"Abicim sen ciddi misin? Yoksa ayak üstü şaka falan mı yapıyorsun." Dedi Didem yatağından Kerem'i iterken. Aslında bu fikir hoşuma gitmişti. İzmir'de hava genellikle sıcak olurdu ve çoğunlukla yağmur yağmazdı. Yağdığında ise annemi ikna edip zor bela yağmurluğumu ve botlarımı giyip dışarı çıkıp ıslanırdım.

-"Bana uyar." Dedim ve dolaptan havluları çıkardım.

-"Yağmurluk giymeyecek miyiz?" Diye sordu Masal yatağından kalkarken.

-"Yağmurluk giyersek yağmurda ıslanmanın ne anlamı kalacak? Hava nemli zaten çıkın işte böylece." Diye cevap verdi Kerem.

-"Saçmalamayın gece gece ya. Yakalanırsak çok kötü olur söyleyeyim , hem benim uykum var , gelmiycem." Dedi Didem. Uykusuna her şeyden daha çok düşkündü ve böyle bir cevap vereceğini biliyordum. Kerem ;

-"Hadi bozma ekibi ya , hem bak Barış'ta gelecek." Dediğinde Didem bi anda kalkarak öldürücü bakışlarını Kerem'in üzerinde gezdirdi.

-"Banane ondan?! Hatta sırf o geleceği için gelmeyeceğim!" Dedi sinirle. Sonuç olarak Kerem bir şekilde hepimizi ikna edip topladı ve terliklerle koridorda yürümeye başladık. Dışarı çıkmamız çok zordu , fakat Barış denilen çocuk bize dışarı çıkma fırsatı verecekti. Otelin tek bir kapısı vardı ve hemen yanındaki resepsiyonda her daim biri nöbet tutardı ve güvenlikler vardı. Barış otelin içinde tuvaleti arar gibi dolaşacak ve resepsiyondaki adamdan yardım isteyecek , bizde ön kapıdan kolayca arka bahçeye kaçacaktık. Parmak uçlarında , merdivenleri kullanarak alt kata doğru indik. Resepsiyondaki adam çok yorgun gözüküyordu. Çok fazla ses çıkarsak bile fark etmeyecek gibiydi. Koridorun sonunda Barış'ı beklerken , Didem uykunun verdiği serserilik hissiyle kafasını duvara çarptı ve herkesin duyabileceği bir "ah!" sesi çıkardı. Masal eliyle Didem'in ağzını kapatırken nihayet Barış görüş alanımıza girdi. Uykulu bir halde gözlerini kaşıyarak kaybolmuş gibi dolanıyordu. Bir kaç dakika sonra resepsiyondaki adam onu fark etti.

Yaş : 16Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin