5: "Şehvetinin garezi var bana."

3.1K 240 258
                                    

Gözlerimi güne açtığımda üzerimde dehşet bir ağırlık vardı. Nefes almaya çalışsam bile, daha fazlası olmuyordu. Hafif gözlerimi araladığımda üzerimde uzanan Seokjin ile gülümsedim. Öyle masum ve güzel duruyordu ki hafif yaklaşıp alnına bastırdım dudaklarımı. Ama biraz daha üzerimde durmaya devam ederse, göğüs kafesim çatlayacaktı.

"Seokjin hyung?" Seslendiğimde üzerime daha çok yayıldı. Hafif bir şekilde tısladığımda aslında hoş bir acının olduğunu anlamıştım. Onun bendeki etkisi, benim ondaki etkimden kat ve kat daha fazlaydı. Parmaklarım mabedini gezerken, yavaş yavaş uyanacağını anlamıştım. Ben ne hale düştüğümü bilmiyordum. Nasıl bu evde, bu adamla bu halde olduğumu bilmiyordum.

Kollarımı açıp, delicesine koşmak isterken neden duvara toslamış gibi hisettiğimi bilmiyordum. Ben neden sürekli onun cümlelerinin altında bir şeyler aradığımı bilmiyordum. Ellerim ile yumuşak saçlarını okşadım. Mor saçları insanı deli ederken beni, tarifi imkansız bir şehvetin ağına bırakıyordu. Üzerimde üstü çıplak iken aklıma ona dokunmaktan başka bir şey gelmiyordu.

Şehvetinin garezi var bana.

Ellerimi geniş omuzlarına attım. Sıcak teni, benim parmaklarım arasında ezilirken, alt dudağımı ısırdım ve tatlı tenini hissetmeye devam ettim. Köprücük kemikleri ve kalbinin üzerindeki ben, beni delirtecek kadar ufak ve hoş detaylardı. Seokjin yavaşça gözlerini açtı ve kafasını karnıma sürttü. O an gıdıklandığım için, kıkırtı şeklinde döküldü dudaklarımdan gülüşüm.

Ardından tişörtümü kaldırdı ve dudaklarını karnıma bastırdı. "Seokjin ah dur!" Gülüşüm genişledi ve kahkahalarla gülmeye başladım. Tüm dudaklarını göğsüm bölgesinde gezdirdi ve tişörtümün boyun kısmından kafasını çıkardı. Birkaç saniye öyle gülerken, beni izlediğini farkettim. Kalbim göğüs kafesimden resmen çıkacakmışcasına atmaya başladı.

"Sen çok güzelsin lan." Yaklaştı ve çeneme bastırdı dudaklarını. "Daha önce farketmemiştim, ama yanımda olduğun zaman daha iyi anladım. Sen gerçekten bir erkeğe göre çok güzelsin." Yaklaştı ve yanağıma bastırdı dudaklarını. Ben hala ettiği cümlede takılı kalmıştım. "Sen beni yanına almadan önce, nerde gördün ki?" Yüzündeki hafif değişim ile kaşlarımı çattım. "Önce derken, yani zamanla anladım demek istiyorum."

Kafamı anlamışcasına salladım. Seokjin tarafından böyle beğenilmek hoşuma gitmişti. "Gitmem lazım." Derin bir nefes aldım. Onun birine zarar vermesi beni üzüyordu. Ama ona dur diyecek bir konumda değildim. Yaklaştı ve dudaklarımın önünde durdu. "Dudaklarını ıslatsana." Ne dediğini ilk başta idrak edemediğimi anlamış olmalı ki tekrarladı. "Dudaklarını dilinle ıslatsana."

Anlamasamda hafifçe ıslattım dudaklarımı. "Neden istedin bunu?" Dudaklarını dudaklarıma bastırdı. "Çünkü ıslaklığının tadını seviyorum." Yanaklarım aniden kızardığında gülümsedi. "Hadi tekrar ıslat." Bir çocuk gibi istekte bulunuyordu ve ben onu kırmak istemiyordum. Tekrar dudaklarımı ıslatmak için dilimi devreye soktuğum an Seokjin büyük bir açlıkla atıldı dudaklarıma.

Dilimi dudakları arasına aldı ve dibinden emmeye başladı. Ellerim muhtaç bir şekildi tutundu omuzlarına. Kalbim resmen delicesine atıyor, kasıklarımda dehşet bir ağrı oluşuyordu. Elini belime sardı ve sıkıca sarıldı. Alt dudağımı, dili ile sevdi ve dişleri ile hırçınca ezdi. Bana resmen zirveyi yaşatıyordu. "Immh!" Artık zevkin en iyi yerlerindeydim. Derince ve istekle inledim.

"Taehyung inlediğin her dakika seni dehşet bir şekilde sevmek istiyorum. Sertçe ve en derinine inerek seni sevmek istiyorum, çok sevmek istiyorum."

Kaymış gözlerim ve şişmiş dudaklarım ile baktım ona. Ellerimi yanaklarına çıkartıp sevdim. Yavaşça kapattı gözlerini. Seokjin ile nerdeyse bir yıla yakın bir şekilde aynı evde kalıyorduk. Beni ne zaman öpse veya ne zaman tahrik olsa, asla kötü kelimeler kullanmazdı. Sevmek derdi, yapacağımız cinsel birlikteliğe. İlerisini istediğini, ama hazır olmadan bana dokunmayacağından bahsederdi. Beni incitecek davranışlardan uzun zamandır uzak duruyordu.

Burning Killer ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin