Polisler beni sorgu odasına çektiklerinde aklımda birtek buradan kaçabilmek geçiyordu.
Salak salak aklımdan calling on me şarkısı geçiyordu, hem hüzünlü gibi söylüyordu sean paul bunu ama onunla düet yapan kişi bu şarkıyı hızlandırıyordu.
Tamam ne düşünüyorum ben, üstüme eğilmiş polis memuru kadını görünce içimden boğmak geldi. Yani ifade verecektim neden kelepçeliydim ki? Hah doğru ya, kAçTıĞıM için.
Beynim çabuk bulanıyor, durduk yerde 'don't show up, don't call now, don't start carry now call me now' diye mırıldanıyorum.
Polis deliymişim gibi bana bakıyordu. Aslında biraz öyleyimdir, yada değilimdir kim bilir?
Onun dediklerini gram duymuyorum. Bir süre sonra canım sıkıldı ve dinlemeye başladım. Sorduğu sorulara şüphe uyandırmayacak kadar doğru ama beni hapse atmayacakları kadar yalan cevap veriyordum.
Bir süre sonra bir kadın içeri girdi parmak şıklatmasıyla adam bayıldı. Ay ne ay wat da fak.
Kelepçelerimi çözdükten sonra yok oldu. Evet bildiğin yok oldu. Buda şizofrenimin bir parçası diye düşündüm. Kadın bayıldığı için onun cebinden küçük bıçağını alıp bacağına sapladım. Uyanmazdı çünkü uyansada acıdan tekrar bayılırdı.
En azından beni yakalayamazdı.
Camı açıp aşağıya baktım, iyi ikinci kattayız ve kenara doğru giden borular var. Ben ne mi yaptım, kapıdan çıkıp aşağı- tamam yalan yok.
Borulara tutunup kenara doğru ilerledim ve bir evin balkonuna vardım. Üst kattan birileri sigara içiyordu ve beni fark etti. Sanırım deli olduğunu düşündü.
Bir fikrim yok.
Aşağıya atladım ve birkaç hayali canavarımın gelmemesini dileyerek yetimhaneye bakmak için döndüm.
İçeriye girdiğimde duvarların boyaları yenilenmiş, yeni ve parlak görünen ahşap kapılar yerlerine takılmıştı. Şuan öğle arası molasında olmalıydılar ve bir sonraki derse eğer girersem öğretmenlerden yüklü bir azar ve ağır bir ceza yiyecektim.
Bu yüzden derse girmedim ehehehe, evet böyle bir ses çıkarabiliyorum, aynı zamanda piyano çalarken mızıka çalıp ayak parmağımla boktan da olsa bir resim çizebiliyorum. Evet kulağa aşşırı saçma geliyor çünkü öyle. Ama yapıyorum buda dehb imin bir parçası.
Sonraki derse öğretmene yakalandığım için girmek zorunda kaldım. Edebiyat dersinden nefret ederim bilir misiniz?
Kadınsa tutturdu bana, zaten buradaki her öğrenciden nefret ediyor - en çokta benden tabii. Birkaç yıl önce saçını tutuşturmuştum. Hayır hayır öyle değil, kibritten çakmaktan bahsetmiyorum. Ben bunu ellerimle yaptım. Kadın beni her gördüğünde bana tip tip bakmaktan başka birşey yapmıyor.
Konuya geri dönelim. Kadın uzun okuma parçasını bana okutmaya çalışıyor ve ben disleksiliyim. Beni baskı altına alıyor ve bu aşırı streslenmeme ve disleksimin daha fazla olmasına neden oluyor ama bu onun umurunda değil, neden olsunki?
En sonunda ayağa kalktı ve beni müdürün odasına götürmek için harekete geçti. Sınıftan beni bildiğiniz bir çöpmüşüm gibi dışarı çıkardı. Arkamdan yürürken beni azarlıyordu. O yaratıcı küfürleri burada sıralayamam üzgünüm.
Birden sesinin kalınlaştığını duydum, ona dönmek için arkamı dönmeye çalıştığımda müthiş bir acı hissettim.
Yere iki seksen yattığım yerden ona bakıyordum, ağzımdaki kan tadından ağzıma gerçekten kan geldiğini anladım. Bu kadın da neydi böyle, resmini görmüştüm ama ne olduğunu bilmiyordum daha doğrusu okuyamadığım için ismini hatırlamıyorum. En iyisi tarif edeyim.
Kadının sırtından lanet olası iki kanadın çıktığını, tırnaklarının ve ellerinin uzadığını, artı olarak yüzünün bir kuşa benzediğini düşünün. Hah işte ondan.
Korkudan titrediğimi hissediyordum. Vücudumu bir ateşin sardığını hissediyorum, bana güç veren bir ateş ama aynı zamanda ruhumu kavuran ve bu ateş sona erdiğinde beni harap bir şekilde bırakacak bir ateş.
O şeyin - ona insan diyemem- eski öğretmenim olduğunu düşünmek acı verici. O şeyin çığlık attığını duyuyorum. Yüzümde ironik bir gülümseme beliriyor. Muhtemelen bunu birine anlatacağım zaman bana şizofren deli kaçık cadı vb birçok şey diyecek, bu yüzden hiç arkadaşım yok.
Sırtımdaki acı artıyor ve sanki omuzlarıma aşırı yükte bir şey bindirmişler gibi, gözlerim kapanıyor.
Engel olamayacağın olaylara neden giriyorsun ki?
Hayali arkadaşım bana bunu diyor ve yok oluyor, bende uyanamayacağımı sandığım bir uykuya giriyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hestia'nın Kızı
FantasyEvet bekaret tanrıçalarından biriydi değil mi? Siz öyle sanın