Yedi- Hayalet Kral

38 5 0
                                    

Bu kehanetten sonra herkesle birlikte konuşmuş daha sonra dağılmıştık. Alevin kızı benim tamam orası kesin ama hayalet kralın nico olmasını beklemiyordum, lanet olsun. Bu sikik yeri daha da boklaştıran kişiyle aynı görevdeyiz ayrıca sevmediğim insanlardan oluşan birkaç kişi bize yardım edecek.

Birtek piperı sevdim, pembecilerden ama pembe değil. Büyükkonuş mu ne bişeyi var diye onu yanımıza aldık. Şans tanrıçası tikeymiş bu yüzden onun çocuklarından birini daha aldık.

Dahası gereksiz insanlar.

Kar ve buzun Khione diye bir tanrıça olduğunu öğrendiğimde yüzümdeki sırıtma arttı. Bütün melezlerin sevmediği ve korktuğu bir tanrıça benim işime gelir. Ayrıca kar ve buzu severim. Kışın herkesin kaydığı yerde hiç buz yokmuşçasına yürürken sanırım khionenin kutsanmışlarından olduğumu varsaydım.

Bir de hera varmış herkesin nefret ettiği. Ama şimdi hak ta verirsiniz yani, kocanız sizi aldatıyor ayrıca bundan bir çocuğu oluyor siz de kıskanmaz ve çocuğunu sever misiniz yani. Kendinizi kandırmayın.

Bense ona hak verdim, sadık bir tanrıça Hera, kocasından vaz geçmiyor ne de olsa, halbuki onun da var elinde aldatanı aldatmak. Ama o yapmıyor, neden? Çünkü Zeusu seviyor.

Ben bunları düşünürken birden gözümüzü bir ışığın alması ve benim o ışığa çekildikten birkaç saniye sonra üzerimde mavi-yeşil gerçekten güzel bir elbiseyle çıkmış olmam,saçlarımın dağınık dalgalı topuz olması, ayağıma geçen pabuçlar ve gözümde iki renkli ince bir eyelinerla Heranın beni kutsadığını anladık.

Gerçi o sırada herkes bana seri katil gibi bakmış olsada o bakışa değerdi.

Bütün bunlar bittikten sonra birkaç gün içinde hazırlıklarımızı yapıp gideceğimiz bilgisi de eklendi.

Neyin hazırlığı olduğunu bilmiyordum ama sanırım kılıç dersi falan olmalı. Ertesi gün sabah yüzümdeki makyajı silememenin verdiği sinirle taytım ve tişörtüm, üçümüz birlikte arenaya gittik.

Percy denilen sevgilisine sülük bir arkadaşımız bana kılıç öğretecekmiş ve bu işte gerçekten iyiymiş. Ne güzel.
Benden bir silah seçmemi istedi. Bense gerek olmadığını ve silahım olduğunu söyledim. Yüzüğümü çıkarıp hançere dönüştürdüğümde şaşırıp sırıttı. O da kalemini çıkarıp kılıca dönüştürdüğünde bu sefer şaşırma kısmı bendeydi ama omuz silktiğimde yüzü düşsede çabuk toparladı. Sanırım kılıcı övüp dikkatimi dağıtmamı bekliyorsada beklediği olmadı.

Bacaklarımı omuz hizasında açıp sağ ayağımı bir adım arkaya alarak dövüş pozisyonuna geçtim tek fark sağ elimde hançeri tutuyor olmam. Bana doğru hamle yaptığında sadece geriye biraz eğildim ve kılıcı üstümden geçip gitti. Onun bir anlık boşluğundan faydalanıp eline tekme attım, kılıcı düşürdüğünde hızlıca kılıca tekme atıp uzağa fırlamasını sağladım, bunu yaparken percyi de ittirdim ki yere yapıştı, hançerimi boğazına dayadım.

Bana korkuyla bakmasını seyrederken arkadan bir öksürük sesi duyuldu. Ayağa kalkıp sesin kaynağına baktığımda bu kişinin az önce yendiğim sülüğün sevgilisi olduğunu fark etmemek zor olurdu.

'demek iyi hançer kullanıyorsun'

'olması gereken de bu değil miydi' dediğimde kollarını göğsünde bağladı bir süre öyle bana baktıktan sonra cevap verdi.

'bu kampta daha kılıçta bile kimse percyi geçemezken sen hançerde onu yendin,önceden eğitim falan mı aldın?'

Keşke diyebilmek isterdim, keşke beni kursa yazdırabilecek bir ailem olsaydı ama hayır bunu sokakta paramı çalmaya çalışanlardan öğrendim. Birkaç kez bıçaklandım, çoğu yerimi kırdım ama bunu bilmene gerek yok.

'hayır' dedim, kısa ve öz.

'o halde benimle dövüş bakalım' dedi.

'tabii', neden eğlenceli olmasınki değil mi?

Benim önceki dövüş pozisyonumu aldığında bende aynısını yaptım ve gelecek hamleyi beklemeye başladım. Gri gözleri kısıldıktan sonra bana bir bakış atıp saldırıya geçti. Bir yandan yumruk atıp diğer yandan hançeri alttan bana doğru ilerletince yumruk atan elini başımı diğer yana doğru yatırarak havayı dövmesine izin verdim. Bende boştaki elimi kullanarak hançer tutan elini bileğinden yakalayıp arkaya büktüm sırtı bana doğru döndüğünde onu ileri ittirdim ve serbest bıraktım.

'tek yapabildiğin bu mu' dediğimde aklından birşeyler geçiyormuş gibi sırıttı bende ona aynı şekilde gülümsediğimde üstüme atladı. Eğilip diğer tarafa yuvarlanarak üstümden geçip yere çakılmasını izledim. Kenardan izleyen birkaç kişiden 'ooo' diye sesler geldi. Annabeth dudağının kenarını silerek yanıma geldi.

'pes ediyorum ve bunu söylediğim ilk kişi sensin' dediğinde dişli bi rakip olduğunu anlamamak mümkün değildi. Kolunu omzuma atarak percye ilerledik. Sanırım percyden hoşlanmadım ama annabeth iyi biriydi. Percy gözlerini kocaman açarak konuştu.

'ann cidden pes mi dedin ben yanlış mı duydum?' dediğinde annabethle birbirimize bakıp güldük ve ben kampa geldiğimden beri ilk kez gülüyorum yani samimi olarak.

Göz ucuyla bize bakan nicoyu gördüğümde önüme döndüm. Peh, bunda hayalet kral tipi de yokki. Ya da benim hayalimdeki tip bu değil.

Göle gidip oturduğumda yüzüğe dönüştürdüğüm hançerimle oynuyordum. Yere, sanki oradan çıkabilecek herşeyi gözlerimle öldürebilir gibi baktığıma eminim.
Yanımda dikilip bana tip tip bakan bir adet di angeloyu ancak bana dördüncü kez seslendiğinde duymuşum. Bana söylediği öyle.

'güzel gösteriydi, böyle hançer kullananı ilk kez görüyorum' dediğinde omuz silktim.

'neden konuşmuyorsun' dediğinde ofladım.

'sen neden bu kadar çok koşuyorsun' diyip soruya soruyla karşılık verdim.

'ben genelde kimseyle konuşmam, şanslısın' dedi. Tek kaşımı kaldırıp ona baktım.

'kimse olmamamdaki etki ne' dediğimde boş boş baktı. Gözümü devirip başka bir şekilde sordum.

'kimseyle konuşmadığına göre ben kimse değilsem, bana kısa sürede ne gibi bir değer vermiş olabilirsinde benimle konuşmaya hakkın olduğunu sanıyorsun' dediğimde ayağa kalkmıştım. Gitmek için diğer tarafa döndüğümde bir adet percy, piper, annabeth, jason gibi isimleri gördüm. Anında kafalarını çalılıklara geri soktular.

'büyüyün biraz' diyip kulübeye ilerledim. Bugün zaten -belli etmesemde- yorulmuştum. Artı uyku dışında yalnız kalamıyordum ve bu benim sinirimi bozuyordu. Bende uyumaya karar verip bana ayrılan yatağa yattım. Hestia kulübesinin en kısa sürede yapılmasına dua ettikten sonra kendimi uykunun pardon kabusun kollarına bıraktım.

Hestia'nın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin