İyi geçinmek mi? Biz mi?

3.5K 258 388
                                    

  ~Adrien'dan~

Sabah sabah bir duyuru yapıldı. Ben duymadım çünkü dikkate alıp dinlemedim ve uyudum. Ne kadar mükemmelim. Şimdiyse Marinette'den ne olduğu hakkında bilgi istiyorum ama yalvarmamı tercih edip her seferinde beni reddediyor. Benim gibi mükemmelliği nasıl reddebilir bir insan aklım almıyor.

"Olmaz dedim Adrien. Söylemeyeceğim işte." dedi ve kıkırdadı. Ofladım ve yatağıma oturdum sonra aklıma geldi neden arayıp Nino'ya sormuyordum. Şarja takılı telefonumu çektim ve hızlıca Ninoyu aradım.

"Alo Nino sabah ne duyurusu yapıldı." dedim. Nefes aldı ve cevap verdi

"Bazı şikayetlerden dolayı kimse bugün dışarı çıkmayacak ve herkes kendi yemeğini işini yapacakmış anlaşamayanlar kamptan gönderilecekmiş." dedi

"Teşekkürler dostum sağol" dedim ve telefonu kapattım. Marinette

"Neymiş duyuru?" dedi

"Kimse dışarı çıkmayacak ve iyi geçinmeyenler atılacakmış" dedim bir saniye biz ve anlaşmak mı? Aynı anda

"İyi giçinmek mi? Biz mi?" dedik. Marinette

"Her neyse benim için geri gitmek sıkıntı olmaz. Benimle iyi geçin Agreste yoksa buradan gideriz." dedi tehditkar bir biçimde şimdi size bunu çeviriyorum. 

'Gidip gitmemek umrumda değil. Bugün kölemsin Agreste. Tabii gitmek istemezsen.' Ne kadar iyi biriyim size cümlede çevirdim. Benden iyisi yok. O değilde ben Marinette'nin kölesi olamam. O beni süründürür. Öldürür ama yapacak bir şey yok. Bir gün dayabilirim yani umarım. Marinette'nin cümlesine karşılık olarak başımı 'evet' anlamında salladım. Marinette gülümsedi ve konuşmaya başladı.

" Kural 1 : Ne dersem o yapılacak.

  Kural 2 : Lady'im demek yok.

  Kural 3 : Saçma şakalar yok.

  Şimdilik bu kadar, sonra başka kurallar koyabilirim." dedi.

Ama ben güzel şakalarım olmadan bir hiçim. Belki de bütün gün uyumalıyım. Ofladım ve yatağa oturdum. Marinette

"Kahvaltı hazırlamalıyız. Daha önce mutfağa girmediğini biliyorum ama yardım edebilirsin." dedi. Sanırım bugün çok uzun olacaktı.

Marinette kırmızı siyah benekleri olan bir mutfak önlüğü takmıştı. Ben ise siyah koyu yeşil çizgili bir önlük takmıştım. Marinette krep karışımını çırparken bende kabartma tozu, şekerli vanilin gibi malzemeleri ekliyordum. Marinette karıştırmayı bıraktı ve eli ile alnını sildi. Karışımdan bir parça parmağıma aldım ve Marinette'nin burnuna sürdüm. Kaşlarını çatıp bana baktı. Tanrım şuan çok tatlıydı! Şirin dağınık topuz saçları ve çatık kaşları ne kadar tatlıydı. Boyunun kısa olması ona yukardan bakmama neden oluyordu o da kafasını kaldırıyordu tabii bu onu daha fazla şirin kılıyordu. Aman Tanrım ben ne yapıyorum böyle! Marinette benim arkadaşım ona böyle davranmamalıyım. Ona bu gözle bakmamalıyım. Her ne kadar ona değişik şakalar yaparak kızdırsam, hatta deli etsem bile onu seviyordum. İyi bir arkadaşımdı. Arkadaştan fazlası değildi. SADECE ARKADAŞIMDI.

Marinette un paketinden biraz un avuçladı. Ne yapacaktı bununla? Sinsice sırıttı ve unu bana doğru fırlattı. Un saçlarım ve yüzümle bütünleşmişti. O bir savaş başlatmıştı kolay kurtulamazdı.  Bende biraz kakao aldım elime ve Marşnette'nin yüzüne doğru üfledim. Gözlerini kıstı ve kahkaha atmaya başladı. O gülünce içimdeki gülme isteğini bastıramadım ve ikimizde kahkahalarla gülüyorduk. O durdu bense gülmeye devam ediyordum. Elinde beyaz bir top vardı. Yumurta mı o? Saçlarımda hissettiğim değişik ıslaklık ile neler olduğunu idrak edebildim. Marinette benim kafamda yumurta kırmıştı yakınımdaki şeker kavanozunu elime aldım. Marinette'nin kafasından aşağı boşalttım. Bir çığlık attı fakat gülüyordu. Gülüyorduk.

  Mükemmel(!) Mutfak savaşımız bitince o halimiz ile krepleri sorunsuzca yapmayı başarabilmiştik. Krepleri yapmayı bitirince temizlendik. Güzel bir sabah eğlencesinden sonra güzel bir kahvaltı yapmıştık. Mutluydum. Mutluyduk.

Kahvaltıdan sonra beraber bulaşıkları yıkadık. Daha sonra mısır patlatıp güzel bir film izlemeye başladık. Film güzeldi. Bir romantik komediydi. Zaman zaman güldüren, zaman zaman ağlatan bir filmdi. Aynı bizim hayatımız değil miydi bu? Tek fark arkadaş olmamızdı.

Filmin sonlarında çocuk kıza hitaben

"Hayatında kara kedi olup felaketin olmak istemiştim. Ama sen hayatımda uğur böceği olup beni mucizenle felaketimden kurtardın. İyi ki varsın böceğim." diyordu. Çok hoş bir cümleydi.

Film bittiğinde geç olduğu için akşam yemeği hazırlamaya karar verdik. Marinette  sebze çorbası yapacağını söylemişti. Hadi ama! Kim suyun içinde yüzen havuçlar, patatesler ve brokoliler ister? Düşüncemi aynen dile getirdim

"Marinette suyun içinde yüzen havuçları nasıl bu kadar sevebilirsin?" dedim. Pekte aynen olmadı. Marinette

"Emin ol benimki suyun içinde yüzen havuçlardan ibaret olmayacak." dedi. Ofladım ve

"İçine patates ya da brokoli eklemen bir şey değiştirmeyecek" dedim. Gülümsedi ve

"Sen benim çorbamı daha görmedin. Şimdi uslu bir çocuk ol ve çorba pişene kadar oyalan." dedi. Başımı 'evet' anlamında salladım ve yatağıma oturup telefonumla ilgilenmeye başladım.

Biraz oyun oynamıştım, Nino ve Luka ile mesajlaşmıştım. Şimdi ise mutfaktan gelen değişik seslere odaklandım. Kaşlarımı çattım ve mutfağa doğru temkinli adımlarla yürüdüm. Marinette çorbayı karıştırıyordu belki de başka bir şeydi emin değilim. Takılmayıp başka işlerle ilgilenmeye devam ettim.

Yaklaşık yarım saat geçmişti en son mutfağa gideli. Sıkılmaktan sıkılmıştım. Neden benim gibi bir mükemmelliğin canını sıkıyorlar. Çıldıracağım. En sonunda Marinette'nin sesini duydum

"Adrien hadi sofra hazır!" dedi. Mutlulukla kalktım ve mutfağa ilerledim. İçerideki küçük masaya oturdum. Marinette çorbamı servis etti. Kendi çorbasını da koyunca o da oturdu. Mükemmel gülümsememi ona bahşettim ve

"Aynı yeni evli çiftler gibiyiz bence bunu gerçek hayata yansıtabiliriz." dedim. Pislik yapıyorum biliyorum ama bu çok eğlenceli.
Marinette

"Kamptan ayrılmak ne güzel bence bunu gerçek hayata yansıtabiliriz." dedi somurttum ve

"Tamam. Bir daha şaka yok." dedim.

Çorba gerçekten güzeldi. Daha önce böylesini yememiştim. Bugün güzeldi. Tabii benim mükemmel mizahım ve benim mükemmelliğim yüzünden. Birde Marinette'nin küçük bir payı vardı.

Yeni bölüm nasıl sizce?

Adrien'ın ağzından yazmak istedim çünkü neden olmasındı.
Bu bölüm benim içime sindi bence hoş bir bölümdü ara sıra Adrien'dan yazabilirim.

İyi günler dilerim!

SOĞUK SAVAŞ | yaz kampında | AdrinetteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin