İkinizin aşkı bir masal gibiydi, imkânsızlıklar dolu olsa da sevginin aşamayacağı şey olmadığına inanıyordun. Sen, uzaklardaki Goguryeo Krallığı'nın asil prensesiydin, sevdiğin Minseok ise Baekje Krallığı'nın asil prensiydi. Sizin aşkınız belki de K...
Bu yazar artık EXO'yu OT12 desteklememekte ve EXO'nun gruptan ayrılan üyeleri ile Lay'i takip etmemektedir ve hikâyelerinde onlara yer vermeyecektir ama üşengeçliğinden hikâyelerini düzenlememiştir. Bunu bilerek hikâyeleri okuyunuz.
*
Goguryeo'nun asil ve güzel prensesi, Haetae'nin sütünden içen, Kral Daemusin'in kanından olan, karısından doğan, doğduğunda yıldızların parladığı, şamanların şahı olan, sen.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Baekje'nin asil ve yakışıklı prensi, Tangun'un kılıcı, Kral Daru'nun kanından olan, karısından doğan, doğduğunda güneşin yaktığı, Cennet'in Kral'ının en büyük askeri olan, Minseok.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Minseok ile ilk tanıştığında on yedi yaşındaydın. Babalarınız iki devletin bekası için savaşlara ve mücadelere son vermeyi amaçlıyordu, Baekje ve Goguryeo'nun birlikte düzenlediği, tam sınırda gerçekleşen eğlencede gözleriniz ilk defa birbirine değmişti. Minseok o zaman yirmi yaşındaydı. Onu gördüğünde düşecek gibi hissetmiştin, bir adam nasıl bu kadar güzel olabilirdi? Bunu aklının almadığı gibi, eğlenceler için Minseok'un gösterilerini izlerken kalbinin neden bu kadar endişelendiğini de aklın almamıştı. Hal bu ki Minseok hem kılıçta hem de okta bir numaraydı. Baekje halkı ona Kral Tangun'un Kılıcı diyordu, her zaman adaletle çarpışan kılıç gibi, prensleri Minseok da adaleti, yeteneği ve alçak gönüllüğüyle bilinirdi.
Sen nasıl Minseok'u gördüğünde bayılacakmış gibi hissettiysen Minseok da seni gördüğünde aynı şeyleri hissetmişti. Senin Cennet'ten gelen bir tanrıça olduğunu düşünmüştü. Üç Krallık'taki her çocuk seni bilirdi, sen, Haetae'nin emzirdiği bebektin. Gücün ve şamanlığa olan yatkınlığın oradan geliyordu. Güzel, zeki ve oturaklıydın. On yedi yaşında olmana rağmen savaş taktiklerinden, kılıçlara, kılıçlardan saray adabına kadar her şeye hâkimdin. Nasıl bu kadar alımlı olabilirdin? Minseok bunu anlamamıştı. Sana Haetae'nin Mücevheri, diyorlardı.
O günden sonra ise sen, Minseok'un mücevheri olmuştun.
Ta ki, Dalsun sizi ayırana dek.
Aşkınız Baekje ile Goguryeo'yu birleştirebilecek yegâne şeyken Tanrıça Dalsun'un kıskançlığı sizi birbirinizden ayırmıştı. Ay Tanrıça'sı Dalsun'un oyununa geldiğinizde tüm o güzel günleriniz, Minseok Tanrıça Dalsun tarafından esir alındığında son bulmuştu. Tanrıça Dalsun tarafından öteki dünyaya taşınan sevgilinin acısı kalbinde çok tazeydi. Onu bulman, onu geri getirmen gerekiyordu. Yapabileceğin her şeyi denemiştin. Sen Haetae'nin emzirdiği bebektin, sen şamanların şahıydın ama hiçbir şekilde Tanrıça Dalsun'u geçip sevgiline ulaşamıyordun.
Umutların kalbini zehirli oklar gibi delmeye başladığında imdadına Tanrı Haesik yetişmişti. Kız kardeşinin yaptığı şeyden ötürü hüzün duyan Tanrı Haesik sana yardım teklifinde bulunmuştu. Sevdiğine kavuşmak için teklifi kabul ettiğinde fikrini, çok büyük bedeller ödemen gerektiği söylendiğinde bile değiştirmemiştin.
Tüm yaradılış üzerine yemin etmiştin, ne olursa olsun sevgilinle buluşacaktın. Onu bulduğunda kollarınız birbirini bulacaktı ve bir daha hiç ayrılmayacaktınız.
*
EVET.
Bu ficin konusu uzun zamandır aklımdaydı. Ne zaman Lee Sun Hee'un Fate isimli şarkısını dinlesem sizin finalde göreceğiniz bir sahne canlanırdı aklımda. Bende en sonunda dedim ki neden bunu bir fice dönüştürmeyeyim? (Ve dönüştürdüm.)
Tek bölümlük oc fic olacak yazgı, umarım severek okursunuz. Baş kahramanlar siz ve Minseok. Aşkınız dillere destan ve sizi ayıran Dalsun'la baş etmeniz gerekiyor. Bakalım edebilecek misiniz? (Kız siz az değilsiniz, valla edersiniz.)
