Merve: sikerim lan yaptığınız işi!
Eda: Merve, şey
Merve: sözde düşmansınız, duygularınıza sahip çıkmayı öğrenip gelin karşıma. Ben nasıl sahip çıkıp sevdiğimden uzakta ağlıyorsam siz de sahip çıkın gönlünüze! Ben gidiyorum!
Merve'yi çok iyi anlıyordum. Ben Görkem'i severken o da birini seviyordu, hatta o kadar aşıktı ki kendisi bile şaşırıyordu. En son Azra adlı bir kızla beraber onları görünce kalbine ve duygularına kilit vurmuştu. Çıldırmış, hayali insanlarla konuşmaya başlamıştı.
Eda: Merve dur!
Görkem: bizim beraber olmamızdaki sorun nedir de bu kadar patladı?
Eda: biraz klişe olacak ama sorun bizde değil onda. Düşünüp sakinleşmeye ihtiyacı var. Bir ara delirdiği zamanı hatırlıyor musunuz? Önüne geleni acımadan katlediyordu hani, aşk acısından delirmişti ve hala o aşk acısından kurtulamadı. Onu kimse kurtaramaz ve biz birlikte olursak eskiler peşini bırakmaz, ağlamak istemiyor artık. Merve sandığınız kadar duygusuz ve vicdansız değil. Onu durdurmamız gerekiyor, kendisine bir şey yapabilir.
Özkan: çabuk olun o zaman, hadi
Merve'den
Fazla bencil davranmıştım galiba ama hala acı çekiyordum. Kalbim bu yüzden acımıştı. Onu hala seviyordum. O, farklı kızlarla takılırken ben hala ona deli gibi aşıktım ve yan yana durmakta zorlanıyordum.
Buna rağmen Eda ve Görkem'e kızma hakkım yoktu. Bir anlık sinirle ne yapmıştım ben?! Telefonumu cebimde ararken arabada kaldığını anlamam fazla sürmedi. Bir uçuruma gelmiştim ve her şeyi bitirmeyi düşünüyordum. Ben yaşadıkça anılar ve acı çektiğim günler, saniyeler peşimi bırakmayacaktı.
Eda'nın da mutluluğunu engelliyorum. Orta okulda abime gereksiz diye seslenirdim ama asıl gereksiz ve fazlalık olan bendim. Herkesin hayatı benim yüzümden mahvoluyordu. Hakim olup insanların hayatını düzelteceğim derken mafya olup hayatlarını kaydırmıştım. Hayat hem tuhaf hem de acımasızdı.
Uçurumun kenarına ilerleyecekken vazgeçip hızla arabaya döndüm. Telefonumu alıp Eda'ya 'özür dilerim, her şey için ve özellikle hayatına girdiğim için' yazarak gönder tuşuna bastım. Eda gps'den yerimi bulabilir diye düşünerek telefonun kilit tuşuna basılı tutup kapata tıklayarak uçurum kenarına döndüm.
Piknik yapan kendi hallerindeki insanlara bakarak yürürken küçük bir kız çocuğunu uçurumun kenarında otururken gördüm. Tüm çocuklar oyun oynayıp eğlenirken o oturup ağlıyordu. Yanına ilerleyerek oturdum.
Merve: merhaba, neden buradasın?
Küçük kız: ayağımı burktum, çok acıyor ve sanırım bir daha oyun oynayamayacağım. Ayşe öyle dedi
Merve: ağlama. İki güne kalmaz iyileşir ayağın. Ayşe doktor muymuş, nereden biliyor?
Küçük kız bana şirince gülümserken çocuk olmadığıma milyonuncu kez lanet ettim.
Merve: şey, adın ne senin?
Küçük kız: Burcu, senin adın ne abla?
Merve: Merve. Biliyor musun? Yerinde olmayı ve ağladığım tek şeyin oyun oynayamamak olmasını isterdim. Büyüdükçe sorunlar artar ve bu sorunlar yüzünden oyun oynayacak zaman bulamazsın. Asla oyunu sonraya bırakmadan büyüyene kadar her fırsatta oyna, olur mu? Bana söz ver bakalım
Burcu: söz! Abla gitmem gerek annemler toplanıyorlar. görüşürüz.
Merve: görüşürüz ufaklık, umarım
O gittikten sonra yavaşça ayağa kalktım ve üzerimdeki tozları silkeledim. Yavaşça arkamı döndüğümde Özkan, Eda ve Görkem görüş alanıma girdi. Söyleyecek söz bulamadan onlara baktım. Haksız olduğum bir konu vardı ve ben zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışmıştım.
Eda: lan gerizekalı! Topuğuna sıkayım mı olum? 'Özellikle hayatına girdiğim için'-miş çakarım ha!
Merve: özür dilerim, ama bu sefer siz gelmeden atlayamadığım için özür dilerim. Eda ben dayanamıyorum ve yetmiyormuş gibi Özkan'a olan aşkım yüzünden sana da zarar veriyorum!
Özkan: be-ben mi?
Merve: sö-söylememiş miydi? Azra bana sana söylediğini senin de kahkaha atarak 'ben ona mı bakacakmışım' dediğini söylemişti
Özkan: Azra bana öyle bir şey söylemedi ki?
Merve: yolacağım o sürtüğü!
Aralarından geçmek isterken Burcu dahil herkesin bize baktığını fark ettim. Rezil olmuştum, dudağımı sertçe ısırıp bize bakanlara döndüm.
Merve: özür dilerim herkesten
Kadın1: lise öğrencisinin ağzından çıkana bak, kendisinden kaç yaş büyük kişiye aşkını ilan etmesini geçiyorum
Kadın2: katılıyorum ya tch tch
Özkan: biz yaşıtız, bu ikisi küçük gözüküyor sadece
Eda: ben ne alaka?
Merve: çok konuşma Eda, ben lisedeysem sen orta okuldasın
Kahkahalarımın arasında koşarak kaçmaya başladım. Eda beni yakalarsa kesin topuğuma sıkardı.
Merve: İmdat! Help me! Öldürecek beni! Özkan, Görkem yardım edin! Eda, kankacım elini kana bulama!
Eda: seni elimden kim gelirse gelsin alamaz, Merve!
Koşarken yakalanacağım kesindi ama yapacak bir şey yok diye düşünüyordum ki Özkan gelerek beni kucağına aldı. Eda bu işe isyan ederek küfürler yağdırırken Görkem yardımına koştu. Kendimi küllerinden tekrar doğan zümrüd-ü Anka kuşu gibi hissediyordum.
Eda ve Görkem bizi yakaladığında kahkaha atıyorduk. Öldürme işlemini unutmuş eğlenme kısmına geçmiştik.
Büşra: Selam kuzularım
Sesin sahibi Büşra'dan başkası değildi. Kızılımın yanındaki mavi gözlü kimdi peki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yer Altı Dünyasında Aşk
Fiksi Remajaİçeri girdiğimiz de önünde duran masadaki kağıda bakan Özkan bize kafasını kaldırıp bakmadan "sana git demedim mi ben İnci? Gerçekten canımı sıkıyorsun" demişti. M= dikkat et ben farklı bir şeyi sıkmayayım, kurşun gibi Cevabıma karşılık kafasını kal...