No_18

586 28 6
                                    

Herkese merhaba

Ben deniz Liza

Neyse :d

Her hangi bir yazı hatası olursa kusuruma bakmayın, dalıp gidiyorum.

İyi okumalar♡

....

Hyungla konuştuktan sonra Taehyung'la yemeye oturmuştuk. Sessiz sakin yemeyimizi yedikten sonra çıkmıştık.

Bana kendi arabasıyla Yoongilere kadar eşlik etmişti. Bir gün onlarda kalmam fazla izlenim bırakmıştı bende. Onun hakkında.

Her ne olduysa bile bana ilgisi vardı. Kesinlikle bunu hissede biliyordum. Her şeyi gözlemdiyordu. Beni bile, kendisini bile. Olgun davranıyordu, beni kendime tanıtmak bile istiyordu.

Bu 20 dakika süren yolculukta tek kelime bile etmemiştik. Eskiden her fırsatta konuşmak isterdim. Artık yapamıyordum. Konuşacak bir şey bulamıyordum.

"Geldik."

Taehyung'un sesiyle düşüncelerimden ayrılmış ve başımı ona çevirmiştim. Onaylamış bir biçimde kafamı sallarken kemerimi açmama yardım etmişti.

"Daha sonra görüşürüz."

"Görüşürüz Jungkook."

Kapıyı açıp indikten sonra yavaşca kapıyı örtmüştüm. El sallayarak arkamı dönmüş ve kapıya doğru gitmiştim. Zili çalıp bekliyordum. O sırada Taehyung ordaydı.

Duyabileceği bir tonda ona seslenmiştim.

"Gidebilirsin. Neredeyse gelir."

Pencereyi açıp başını eğdi.

"İçeri girene kadar izleyeceğim."

"Neyi?"

Kapı açılmış ve bakışlarım kapıya doğru çevrilmişti. Yoongi beni görünce sevinmişti. Karşıdaki arabı fark edince Taehyung olduğunu anlamıştı. Ona da selam verdikten sonra Taehyung bana bakmıştı. Bakışlarımı Yoongi beni çekiştirerek kurtarmıştı.

"Hoşgeldin!"

Ceketimi alıp asmış ve beni çekiştirerek salona getirmişti.

"Şurayı toparlamama yardım et, ardından çıkıp alış-veriş yapalım."

"Peki", kollarımı sıvayıp bir kaç bulaşığı almıştım. Mutfağa girdiğimde yüzümü ekşitmiştim. Garip, ama kötü bir koku geliyordu.

"Bir kaç gündür bulaşık yıkamıyorum ve çöpler kaldı." diyerek bana dönmüştü.

"Ne?"

Yavaş yavaş bulaşıkları dolmuş lavabonun kenarına bırakmıştım. Hızla mutfaktan çıkmış, diğer kalanları da getirmiştik.

"Ben masayı sileyim, um.. sende otur istersen."

"Hyung, bu mutfak bu haldeyken nasıl gitmeyi düşünüyorsun?"

"Rahat, mutfak ne sikimde."

"Ah güzel", oflamış ve çöpleri almaya gitmiştim. Daha doğrusu biraz çekinerek. "Sen git hazırlan, ben toplarım buraları."

"Peki" demiş ve arkasını dönüp odasına doğru gitmişti.

Çöpleri alıp dışarı çıkmıştım. Çöpleri çöp kutusuna attıktan sonra rahatlamış bir biçimde eve girmiştim. Mutfağa gelip ilk önce bulaşıkları bulaşık makinesine doldurmuştum. Makinenin tamamı dolmuştu. Bu adam tek başına bu kadar bulaşığı nasıl çıkara biliyor?  Makineyi çalıştırmış ve odaya göz atmıştım.

Ardından lavaboyu bezle silip, yeniden bezi yıkamıştım. Salona gidip masanın üzerinden bir kez daha geçmiş ve salondaki oda spreyini alıp odaya sıkmıştım. Aynı şekilde mutfağa getirmiş ve bir kaç defa sıkmıştım. Bezi tekrardan lavabo kenarına bırakmıştım.

Süpürgeyi alıp yerlerdekileri temizlemiştim. Mutfak kesinlikle güzel kokmaya başlamıştı.

Ellerimi yıkayıp,tuvalete girmiştim. Çıktığımda Yoongi karşımdaydı.

"Hazırım!" demiş ve aceleyle kapıya doğru gitmişti.

....

Günün yorgunluğuyla kendimi eve atmıştım. Bir gün Yoongiyle olmanın zorlukları.. Evim o kadar güzel kokuyordu ki, Yoongi'nin evde nasıl kaldığını düşünüyordum.

Hemen odama gelmiş ve duşa girmiştim. Kesinlikle temizlenicektim.
Ve kendimi bir kaç gün eve adamak istiyordum.

.....

Vee temiz bir Jungkook'la diğer bölüme adım atıcaz.

Görüşürüz!

Sizi seviyorum.

you are so beautiful Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin