No_45

218 24 50
                                    

Selam!

Bu texi bırakıp yeni tex yayımlamak istiyorum

Napim şimdi

Fikir verin

Neyse

İyi okumalar yh

....

"Jeon! Yavaş biraz! Bir şey olucak!"

Arabayı tam hız kullanıyordum ve hiç de korkmuyordum, yetişmem gerekiyordu, yetişmeliydim.

"Jeon! İn şu arabadan ben kullanayım! Reşit değilsin daha kullanamazsın!"

"Hayır! Ben kullanıcam!"

"Jeon! Yavaş!"

Karşıma çıkan kediyi görünce arabayı  durdurmuştum. Woah, çok hızlıydım! Hoseok arabada öylece kendine sarılmış beni engellemeye çalışıyordu. Biliyordum, beni birisi yakalasaydı cezası büyüktü, ancak Taehyung için değerdi.

"Jeon, hadi!"

"Uçağın kalkmasına ne kadar kaldı?"

"Jungkook."

"Söyle!"

"Kahretsin 15 dakika!"

Aralık yollardan gitmeye çalışıyordum ve sürekli bir şey çıkacak diye ödüm kopuyordu. Ama yine de Taehyung gitmemeliydi.

4 dakikanın ardından havalimanına yetişmiş, rastgele bir yerde park etmiş ve arabadan inmiştim.

"Jungkook! Beni bekle."

Hoseok'la birlikte içeriye dalmış hemen Amerikaya giden uçak yoluna girmiştik. Aralarda Taehyung'u aramaya çalışıyorduk. Herkes daha biletlerini kontrol ettiriyordu.

"Taehyung!"

Aramaya çalışırken arada bir ismini seslenirdim ve insanlar dönüp bize bakıyordu.

Artık uçağın kalkmasına son 8 dakika kalmıştı. Taehyung yoktu..

Sinirlerim bozuk bir şekilde yere düşmüş gözlerim yaşlı etrafa göz gezdiriyordum.

"Taehyung..gitme..bırakma beni..."

Hoseok beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Jungkook, kalk, hadi gidelim."

"Hayır! Taehyung'u arayacağım."

Hemen kalkmış, göz yaşlarımı silip koşarak lavabolara bakmaya başlamıştım.

"Taehyung, nerdesin?! Taehyung!"

Yoktu, yoktu, yoktu!

Artık son 5 dakika kalmıştı...Her şey bitmiş miydi yani? Beni bırakıp nereye gidiyordu? Neden gidiyordu?

Koca yerde tek başıma mı kalmıştım?

"Taehyung..gitme.."

Ağlayarak umutsuzca tekrar aynı yere dönücekken duyduğum tanıdık sesle arkamı dönmüştüm.

"Jungkook!"

Bu Taehyung'du!

"Taehyung!"

Bavulunu yere bırakmış ve bana doğru gelmeye başlamıştı. Dayanamayıp ona doğru koşmuştum.

"Taehyung! Gitmemişsin! Hala burdasın!"

Taehyung'u özlemle kucaklamış, boynunu öpmüştüm. Sım sıkı sarılmıştım gitmemesi için...hayır, izin vermeyecektim. Gitmeyecekti Taehyung. Taehyung da bana sarılmış, kafasnı boynuma gömmüştü..

"Çok özledim kokunu."

Söylediği şeyle birlikte daha fazla ağlamaya başlamıştım.

"Şşt, ağlama, bebek misin sen?"

Ayrılmış ve gülmüştüm.

"Of ben bebek değilim."

Bana gülümsemiş, saçlarımı karıştırmıştı.

"Sen tatlı, yakışıklı bir bebeksin, sus."

"Hmm, peki."

Hoseok'la da görüşmüş, konuşmuşlardı.

"Her neyse, ben..gidiyorum."

Gülüşüm solmuş, "Nereye?"diye sormuştum.

"Uçak kalkıyor, gitmem gerek."

"Taehyung hayır, hayır gitmeyeceksin."

Hoseok beni durdurmaya çalışmıştı.

"Hayır! Taehyung! Lütfen! Taehyung!"

"Jeongguk?"

Aniden arkadan gelen sesle birlikte üçümüzde arkamızı dönmüş, şaşırmıştık.

"Anne..?"






you are so beautiful Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin