Yoğun bir haftadan sonra karşınızdayım
Aslında yoğun değildi sadece öyle kendimle ilgileniyordum bir de diğer kitaplarımla ilgileniyordum
Hocalar manyak bu arada teşekkürler dinlediğiniz için
İyi okumalar amk
.......
Tanrım! Kendime gelemiyorum.
Taehyung'a çarptım!
Nasıl?! Orada ne arıyordu?! Oralarda ne işi olabilirdi ki?!
"Off Hoseok napıcam çarptım ve çocuk gibi kaçtım oradan!"
Odanın içinde bir oraya bir buraya gidip geliyordum. Taehyung'a çarptığımda refleks olarak aşırı tepki vermiş, daha sonra bir Hoseok'a, bir Taehyung'a baka baka arka arkaya gitmişdim. Hemen sonra koşarak uzaklaşmıştım oradan. Ve bu çok salakça!
"Ben mi dedim aq kaç diye?"
"Hayır da, hani Taehyung'u gördüğünü deseydin ben de saklanırdım. Karşısına çıkacak yüzüm yok."
Sürekli pencereye koşuyordum, belki de Taehyung beni ziyaret etmek için geldi buralara diye...
"Ailen gidiyor, onları geçirelim daha rahat konuşuruz."
Duraksamış ve Hoseok'a bakarak kafamla onaylamıştım.
"Peki, gidelim."
.....
"Üzme kendini, doğru dürüst yemek ye."
Annem kapıdan çıkmadan önce beni yaşanan bu olaylardan sonra teselli etmeye çalışmıştı. Fakat bunu kendime yapan ben değildim, bunu da biliyordu.
"Görüşürüz oğlum."
Babamın kapıdan çıkmadan önce dediği şaşırmama sebep olmuştu. Hayret, iki gün önce özel hayatımda yaşadığım, benim özelim olan her şeyi, duygularımı bile sökmeye çalışmıştı, benden almaya, uzaklaştırmaya çalışmıştı.
"Görüşürüz baba.."
Onları geçirdikten sonra kapıyı kapatmış ve rahatlamıştım. Belki daha sonra Taehyung'la konuşa bilirdim. Belki de eskisi gibi....olabilirdik.
Hoseok benimle birlikte salona geçmiş ve üçlü koltuğun köşesine oturmuştu.
"Eee? Taehyung'la görüşmeyi düşünüyor musun?"
Yanından geçip açık mutfağa doğru ilerlemiştim.
"Bilmem, yapabilirsem, evet."
İki tane bardak almış, daha sonra soğuk bir şeyler bulup bardaklara doldurmuştum.
"Bilmem dediğin her boku yapıyorsun, net olsana biraz Jeon."
Bardağı cam sehpanın üzerine koymuş, göz devirmiştim.
"Of hyung, sanki ikilimde olduğumu bilmiyorsun."diyerek koltuğa oturmuştum.
"Seven adam ikilimde kalmaz."
Söylediği şeyle duraksamış, sorgular ifadeyle Hoseok'un yüzüne bakmıştım.
"O da ne demek? "
"Şu demek, eğer sen gerçekten Taehyung'la konuşmak isteseydin ona çarptığında bile korkak gibi kaçmazdın."
Gözlerim kocaman açılmış, korkak kelimesini kendimce kavramaya çalışıyordum.
"Korkak mı?"
"Kardeşim dinle. Taehyung'la bir süredir konuşamıyorsunuz. Ama kendin de konuşmuyorsun. Eğer bunu fazlasıyla isteseydin şuan bile koşarak giderdin ona. Olan biteni anlatırdın. Hiç değilse Taehyung bugün, şuan Amerikaya gitmek için havalimanında olmazdı."
Söylediği son cümle ile birlikte ağzım aralanmış, elimdeki bardak refleks olarak düşüp kırılmıştı.Taehyung gidiyordu, ben değil o kaçıyordu.
Ben korkak değildim, cesaretsizdim. Ancak Taehyung sırf benim yüzümden, benim hiç bir şey yapmadan kaçıp gitmem yüzünden çekip gidiyordu. Beni, bizi bırakıyordu. Kaçıyordu.....
Bölüm sonu, kabullendim bok gibiydi teşekkürler