Herkese merhaba
Ben Liza
Hoşgeldiniz yb ye
Keyifler nasıl bakalım?
İyi okumalar
.....
Yoongi hyung yazdıktan sonra telefonu yatağa koymuş, üzerimi giymek için kalkmıştım. Masanın başındaki pantalonu alıp, pijamalardan kurtulmuştum. Kazağımı da alıp üzerime geçirmiştim.
Pijamaları güzelce bir, iki kez bükerek kenara koymuştum. Telefonumu alıp , yatağı toparlamıştım. Odaya göz gezdirdikten sonra yavaşca kapıyı açıp, dışarı çıkmıştım.
Kolidoru gezerken Taehyung uyanmasın diye ses etmiyordum.
Aniden merdivenlerden inerken Taehyung'un sesini duydum.
"Jeongguk?"
Arkamı çevirmiş ve ona bakmıştım. Uyumasının etkisiyle saçları karışmış, dudakları kiraz renginde ve yüz hatları belirgin gözüküyordu. Buda ona sesiyle birlikte havalı bir görünüm yaratıyordu.
"Günaydın."
"Günaydın, bir şey için mi kalktın?"
"Ah..aslında ben..eve gitmem gerek."
Taehyung şaşırmış şekilde bana baktı.
"Nasıl? Bu saatte mi? Kahvaltı yapmadan?"
"Maalesef."
Kolumdan tutarak beni mutfağa sürükledi adeta.
"Hayır olmaz.""Neden?"
"Kahvaltı yaptıktan sonra seni bırakıyorum Jk. Böyle kendimden de memnun olmam."
"Ah hayır, öyle düşünme. Gayet memnun oldum, odanı bana verdiğin için yeniden teşekkürler. Güzel vakit geçirmemiz beni mutlu etti."
"Ne demek Jungkook. Bir daha beklerim."
"Ben..açıkcası..biz fazla soğuğuz. Yani pek tanımıyoruz bir birimizi."
"Jeongguk." deyip offlamıştı. Ben mutfak dolabına yaslanırken o dolaptan kahvaltı için bir şeyler çıkarmıştı. Ardından devam etmişti.
"Eğer sıkıntın buysa, tanırız."
Ardından elindekileri bırakmış, elini cebine koymuş ve bana yaklaşmıştı. Aşırı..aşırı güzeldi.
"Ben sana kendimi," biraz daha yaklaşmıştı, "sende bana kendini anlatırsın."
"Taehyung ah.." nefesim kesilmişti, "Sen.." deyip söylediğim şeyden vazgeçmiştim.
"Ben ne?"
"Boş ver."
"Jeongguk"
Sesinin sertleştiğini fark ettiğimde söylemiştim.
"Sen çok güzelsin Taehyung. Ve ben sana her geçen gün bağlandığımı fark ediyorum. Aşık değilim, ama aşık olabilirim Taehyung."
Bir süre ortam sessizleşti. Ardından Taehyung'la göz göze geldik. Taehyung bir elini cebinden çıkartarak yüzüme yaklaştırdı.
Yüzümü okşadığı sırada gözlerimi kapattım. Çok..çok güzel hissti.
Elini dudaklarıma doğru getirdiğinde gözlerimi açmış ve tekrardan göz göze gelmiştik. Dudaklarımın üzerini parmaklarıyla okşarken delirmiştim.
Ve Taehyung biraz daha bana yaklaşmıştı. Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdığı sırada telefon çalmıştı.
İsyan eder gibi benim telefonumun olduğunu bildiğim için "Kahr etsin" demiştim. Taehyung geri çekilmiş ve kahvaltıyı hazırlamak için yerine geçmişti.
Telefonumu almış ve salona gitmiştim. Arayan Yoongi'ydi.
"Efendim hyung?"
"Nerdesin sen?"
"Taehyung kahvaltı yapmamı istedi"
"Toohyong kohvolto yopmomo ostodo"
"Hyung!"
Bağırmıştım. Arkamı döndüğümde Taehyung'un yanıma geldiğini gördüm. "Bir sorun mu var?" Diye sormuştu.
"Yok..yok bir şey" demiştim bende.
"Peki." deyip yeniden mutfağa gitmişti.
"Evet Hyung."
"Gelicek misin?"
"Yoongi bak, sen gelmemiştin benimle, ama ben gelicem. Sadece 2 3 saat sonra."
"Offf ."
"Üzgünüm, ama ne yapa bilirim?"
"Peki Jungkook, peki"
"Birlikte kiyafet seçeriz. Neredeyse 10'da sizde olurum"
"Peki, izin veriyorum. Ona kadar duş alıp ,kahvaltı yaparım"
"Kolay gelsin."
"Sana da.." sonda gülerek kapatmıştı.
Bu ne demek? 'Sana da..'
.....
Hepinize muah
