[J Hope - Blue Side]
Çok özledim, sizi özledim, From Soldier'ı özledim.
Taehyung'un, bütün çaresizliğine rağmen sürekli Jungkook'a yenilmesini çok özledim.
Şimdi hiçbir şey demeden, sizi Hoseok'un sesine ve bölümün satırlarına bırakıyorum.
Bölümü yazarken, silinme gibi durumlar yaşadığım için gecikti...
| DOĞRULUK
Gözlerim dalgın bir şekilde önümdeki dolu tabağa bakıp, parmaklarımdaki kaşık ona eşlik edercesine pirinçle oynarken, gözlerimin yeniden dolmaya başlaması tüm sinirlerimi altüst etti ve kendimi tutmak adına kaşığı sert bir şekilde tutmaya başladım. Hayatım boyunca, ailemden ayrılırken dahi bu kadar ağlamamış, bu kadar çaresizliğime yenik düşmemiştim. Her daim bir çözüm yolum vardı, kaçmak için bir planım vardı. Ya istediğim şey uğruna savaşırdım, ya da ondan kaçardım. Lakin şimdi elimden hiçbir şey gelmiyor, yalnızca gözlerim kollarımda can veren dostlarımı düşündükçe, kalbimdeki yükün fazlalığından dolayı savunmasızca doluyordu. Her şeye ağlayan, çok duygusal bir adam hiçbir zaman olmamıştım. Ancak şu anda gözlerimin amansızca dolmasının sebebi, çaresizliğimdi. Elimden başka hiçbir şey gelmediği içindi. Her zamanki gibi, yüksek rütbelilere ayrılmış odada yemeğimizi yememiz gerekirken, hiçbir şekilde konuşulan konulara ortak olmamış, açıkçası neden bahsettiklerini dahi algılayamamıştım.
Zihnimin derinliklerinde dolaşan görüntüler, pembe dudakları, ilk karşılaştığımızda üzerime doğru gelişi, siyah saçlarını savuruşu, bir anda son noktaya gelmemi sağladı ve elimdeki kaşığı sert bir şekilde masaya bıraktım. Derin bir nefes alıp yüzümü iki elimle kapatıp sakinleşmeye çalışırken, Jimin'in endişeli sesi ve küçük parmakları varlığını belli etti. Yüzümü açmaya ve onlara kızarmış gözlerimi göstermeye, bizim dışımızda burada olan komutanlara bu savunmasız halimi göstermeye korkuyordum. Bu yüzden hızla ayağa kalkıp onlara bakmadan hızlı adımlarla odama doğru ilerledim. Yine geleceğini, beni yeniden savunmasız bırakacağını biliyordum.
Ancak öyle bir hissin içinde kavruluyordum ki, şu anda belki de en çok çıkıp bana gelmesine ihtiyacım vardı. Yine de hiçbir şey düşünmemeye çalışıp, akşamın serinliğinin verdiği soğuktan dolayı hızlanarak odama neyse ki herhangi bir sorun çıkarmadan güvenle girdim. Yemekhaneden çıkarken, Jimin'in endişeyle arkamdan bakan Hoseok'a bana ne olduğunu sorduğunu duymuştum. Onun bunu asla söylemeyeceğini bilsem de, kardeşim dediğim adama bunları anlatamamak, içimi dökememek ve bunların tüm sorumluluklarını kendi içimde yaşayıp öldürmek bütün duygularımı daha çok mahvetti. Bütün bunlardan kaçmak istesem de, kalbim onun o güzel kokusunu bir daha algılayamamanın korkusuyla sıkışıyordu.
Sanki onun için yaşıyor gibiydim. Büsbütün, yalnızca onun için.
Üzerimdeki askeri kıyafetleri hızlıca çıkarıp, dağılmış saçlarımı umursamadan hızla siyah bir tişört ve rahat bir pijama altı giydim. Bir an önce uyumak istesem de, içimdeki bu düşüncelerle asla uyuyamayacağımı biliyordum. Çekmeceye özenle sakladığım, yıkadığım halde üzerindeki kan lekesinin geçmediği ipek mendili parmaklarımın arasına alıp, yatağa sırtüstü uzandım. Tek elimle zarif mendilini okşarken, gözlerimi isminin yazıldığı o kısımdan asla ayırmıyor ve düşüncelere dalıyordum. Kuzeylinin, bu odaya ilk girdiği anı düşündüm. Dağılmış, bakımsız saçları, yüzündeki kirler ve bütün alaya alıp güçsüzlüğünü bana göstermeme isteğine rağmen, bir anda dolan kızarmış gözleri. Bir kere daha, bir kere daha ve bir kere daha. Onu düşünebileceğim ne kadar çok vaktim varsa, yalnızca o korkmuş ve savunmasız halini düşünmüştüm. Onun o halini düşündükçe, parmaklarımdaki mendili daha sıkı kavrıyor ve kalbimin üzerine bastırıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FROM SOLDIER | kth, jjk
Fanficbinbaşı taehyung, kuzey koreli düşman asker jeon'a aşık oldu. "Beni ilk gördüğün andan sonra, sen de benim gibi, hiç farklı şartlarda tanışmayı hayal ettin mi?" Diye fısıldamaya devam ettiğinde, artık bütün kontrolümü kaybetmiştim. Dudakları daha fa...