Neden Bu Kadar Erken

1.2K 42 9
                                    

Mesut gelen telefon ile donup kalmıştı. Cansu'nun bağırmaları bir işe yaramamış Cansu son çareyi vurmakta bulmuştu. Cansu"Canım,ne dedi bölüm hocası böyle dondun kaldın?"diye endişeyle sordu. Mesut nasıl anlatacağını bilemiyordu "Şey,şey dedi.."diyerek lafı dolandırdı. Cansu artık gerçekten merak etmişti "Ne dedi Mesut doğru düzgün söylesene canım."diyerek Mesut'u sıkıştırdı. Mesut"Güzelim,hoca dedi ki: evraklarını hazırla Salı gününe alındı biletiniz."dediğinde zor kısmı atlatmanın rahatlığını yaşıyordu.

Bekliyordu aslında bu hafta içinde Remzi'nin arayıp evrakları hazırla diyeceğini ama Mesut'a da sürpriz olmuştu.

Cansu neye uğradığını şaşırmıştı. Neden bu kadar erkendi? Bugün pazardı. Yani iki gün sonra gidecekti Mesut.Cansu'nun gözleri dolmuştu. Cansu"Ama bir tanem çok erken değil mi,ben sensiz ne yapacağım? Gerçekten gidecek misin beni bırakıp?"derken kabul etmek istemiyordu sevdiği adamın gidecek olmasını. Ama Mesut'un"Cansu bende bilmiyordum bu kadar erken olacağını. Ama bunları konuştuk Cansum, okula başladığımız günden beri dilimde."sözleri ile anlamıştı. Gidecekti sevdiği adam.

Bunu fark ettikten sonra sadece "Gözün aydın" demek kalmıştı Cansu'ya. Oturdukları yerden kalkmışlardı. Cansu'nun evine gelene kadar ikisi de konuşmamıştı. Cansu, Mesut gittikten sonra ne yapacağını,onu görmeden nasıl dayanacağını düşünürken Mesut evraklarının hangisinin eksik olduğunu düşünüyordu. Mesut'un gözleri yanındaki kızı buldu. Sevdiği kızı. O zaman yaptığı haksızlığı anladı. Evet gidecekti. Ama bunu Cansu'nun da istemesi gerekiyordu. Sevdiği kızı burada bu şekilde bırakamazdı. Onun da gönlü olmalıydı. Bu düşünceyle "Biliyorum,zamanı değil gitmemin ama olacaktı.Ha bir ay sonra ha iki gün sonra elbet olacaktı biliyorsun bunu. Ama şöyle güzel bir durum var 1 ay sonra buradayım bir tanem." diyerek kendince sevgilisini teselli etmeye çalıştı. Cansu "Biliyorum ama bu kadar erken olacağını düşünmemiştim." derken gözleri dolmuştu. Mesut kesin kararlı idi gitmekte. Cansu biliyordu Mesut kafasına koyduğu bir şeyi yapan birisi idi. Ve bir şeyi kafasına koyduysa kimse kararından çeviremezdi. Mesut "Yapma ama bir tanem. Biliyorsun teknoloji çok gelişti. İstediğimiz zaman görüntülü konuşabiliriz. Yani çok da ayrı kalmış gibi olmayacağız." dedi. Cansu hiçbir şey demeden sevdiği adama sarılıp başını omzuna koyarak ağladı. Eve girmesinin zamanı geldiğinde Mesut sevdiği kızın gözyaşlarını silip kapıya kadar bıraktı.

Mesut aklında ki planları düşünüyordu Remzi sadece evrakları hazırla normal hazırlığını yap demişti. Oysa Remziyle ayrı bir plan yapmışlardı onu söylememişti Remzi.

Mesut kulağına kulaklığını takıp evin yolunun tutmuştu. Aklından o sosyal medya da gördüğü haber geçiyordu. Olabilir miydi? Kalabilir miydi o şekilde yurt dışında? Sonra aklına Cansu'nun eve bırakmadan önceki hâli geldi. Cansu'yu bir başına bırakamazdı. Yapamazdı ona bu kötülüğü. Bu kafayla eve gidemeyeceğini fark edince birkaç tane bira alıp sahile inmişti.Biraz kumsalda oturup düşünmeye ihtiyacı vardı.Aslında düşünmek bahaneydi yalnız kalmak istiyordu. Hatta bahanesinin tersine hiçbir şey düşünmemek.Tek başına kalmak. Öyle de yaptı. Kumsalın en ücra köşesine çekilip sessizce biralarını içti.

Gözü yanına bıraktığı telefonuna kayınca babasının aradığını gördü. Telefonun sol üst köşesinde 20.47 yazıyordu. Daha fazla babasının aramasını bekletmeden açtı. Hilmi bey Mesut'u ilk defa sen neredesin,saatin farkında mısın diye aramıştı. Bu şaşırtıcı bir durumdu. Mesut babasıyla konuşması bitince telefonu hiç bakmadan cebine koyup boş şişeleri poşete koydu ve çöpe attı.Tekrardan kulaklığını takıp evin yolunu tuttu.

Annesi normalde annesi bu saatte aramazdı ama babası erkenden gelmesini istemişti çünkü Remzi babasının tanıyordu ilk önce onu aramıştı söylemişti. Mesut'un birçok olan şeyden haberi yoktu gittiği zamanda günler sonra öğrenecekti olup biteni.

Saksıda Ki MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin