Saksıda Ki Mutluluk

Nasıl Unutursun, Hediyeyi

 Mesut mektubunu son kez başından sonuna kadar okuyordu.

"Sevgilime,değerlime..

İlk defa bu kadar güzel bir doğum günüm oldu, bunun için çok teşekkür ederim sana can içim. Pastanın üzerindeki mumları üflerken "Ne kadar kavga etsek de hep böyle yan yana olalım. Mutlu olalım." diye dilek tuttum. Her an yanımda olmanı o kadar istiyorum ki. Sensiz yapamazmışım gibi. Sevgilim, biliyorsun yurt dışı planlarım var. Hatta planlarımız. Ve bu planları gerçekleştirmek için çok çalışmamız gerekiyor. Umarım orda da benimle olursun. Yanı başımda. İşte o zaman her şey daha güzel olur. Sen benim bedenim ihtiyacı, ruhumun ise şifasısın. Sen belki hayatımda olmamış olsaydın bu kadar rahat yaşar mıydım bilmiyorum. Ama tek bildiğim şey benim bu kadar huzurlu olma sebebim sensin. Bu şiiri de sana armağan ediyorum.

Taht kurdun bakisin güzel

Al yanağın kirazları andırır

Benim gibi nice aşık yandırır

Gözlerine bakmak beni kandırır

Muhabbet ehline saki'sin güzel

Sevene dayanmaz tükenir yollar

Meyvaya dönüşür çiçekli dallar

Bülbülden şarkılar, arıdan ballar

Kalbime taht kurdun baki'sin güzel

Gözlerin büyülü nehir mi, göl mü

Bırakmaz yakamı kurak mı, çöl mü

Hâlâ anlamadım diken mi, gül mü

Şu ömür selinin arkı'sın güzel

Sabah kuşlar ile ötüştüm durdum

Her güzel ötene adını sordum

Kuşlar yuva kurdu ben hayal kurdum

Dilimden düşmeyen türküsün güzel.**

"SENİ ÇOK SEVİYORUM, NİCE MUTLU YILLARIMIZ OLSUN BİR TANEM"

Mesut kendi kendine 'Bunları ben mi yazdım şimdi. Cansu beni nasıl bir adam yaptın sen' diye geçirdi aklından. Ama güzeldi, hoşuna gidiyordu romantik olmaya çalışmak bile.

Romantik olmaya çalışmak mı o yazılım kitaplarına kapanan çocuk o durmadan siyaset yapan gitti sanki yerine edebiyat okuyan bir çocuk gelmişti ama kısa sürdürmeden yurt dışı planlarına girdin ne gerek vardı tekrar hödük olmaya. Yapısında vardı aslında bir şey diyemiyorum o yüzden elinden gelenin fazlasını yapması bile güzel bir şey.

Şimdi son bir şey yapması gerekiyordu. O da bu güzel yazıyı sevgilisine göndermek. Ve gönderdi Cansu'ya mesajı. Ardından kulaklığını takıp yatağa atladı ve kendini uykunun kollarına bıraktı.

***

Cansu o gün Mesut'ta bir şeyler olduğunu sezmişti ama ne olduğunu soramamıştı sürprizden dolayı. En yakın zamanda sorup öğrenecekti.

Cansu'nun aslında çalışkanlığı bir dersi derste pür dikkat dinlemesi idi. Bütün konsantrasyonunu veriyordu derse. Eve gittiğinde yazdıklarını okumak tekrar yapmak örneklerine bakmak ona yetiyor da artıyordu.

Bugün sandığından daha fazla yorulmuştu. Hemen uyumak istiyordu. Pijama takımını giymiş, dişlerini fırçalayıp yatağa girmişti. Mesut'a mesaj atacaktı ki telefonunun bildirim sesini duydu. Eline aldığında gelen mesajın Mesut'tan olması kalbini hızlandırmıştı. Şaşırmıştı çünkü. O da tam Mesut'a yazacaktı.