... 'Çakmağı veririm, ama benimle içersen.' Beyefendide ki özgüvene bak ya. Ne kadar sinir olsam da o yeşil gözlerine bakarken yeterince sinirlenemiyordum. Gözlerinin yeşili o kadar güzeldi ki. Vay bee dünyada neler var.
Benim boyum 1.75di, demek ki bu çocuk 1.90 falandı. Çünkü yanında kısa kalıyordum. Kirli sakalı vardı ama anladığım kadarıyla tıraş konusunda pek iyi değildi. Yüzünde minik kesikler vardı. Gerçi böylece daha erkeksi olmuş.
Bi kaç haftaya popüler olup, artık benimle konuşmazdı bile. O yüzden bi sigara içmekten zarar gelmez diye düşünerek 'Peki' dedim
Sigara paketini uzattı, gözleriyle almamı işaret etti. İçinde bi tane kalmış. Nasıl alabilirdim ki son sigarasını? Üstelik ters çevirilmiş bir sigara. ''Son sigaranı alamam. Son sigaranın ne anlam ifade ettiğini biliyorum çünkü'' diye gülümsedim.
''Dilek sigarasını biliyorsun yani.''
''Dilek sigarası mı? Ben sadece son olduğu için paylaşılmayacağını düşünüyordum''
''Evet dilek sigarası. Paketi açınca gözüne kestirdiğin ilk sigarayı alıp ters çeviriyorsun. Bir dilek diliyorsun ve bütün sigaralar bitene kadar ona dokunmuyorsun. Kimseye veremezsin çünkü dileğin onların olur. En son onu içmelisin. ''
Madem o kadar önemliydi neden benimle paylaşıyordu ki? Onun dileğini alamazdım. Kendi paketimden ona uzattım. ''Hayır! '' diye tersledi beni. Alt tarafı sigarası bitmesin diye ben ikram ettim. Bu kadar sert cevap vermesine gerek var mıydı? Yüzüm düşmüştü biraz, belli etmemeye çalıştım.
''Almanı istiyorum, çünkü benim dileğim tuttu, senin olsun artık'' dedi.. Hınzırca gülümseyip '' Hem belki paylaşabiliriz'' diye omzuma vurdu. Ne zaman bu kadar samimi olduk ki? Çok kafamı karıştırdı bu çocuk. Ama gülümsemesi, tanrım.. Niye bu kadar özendin bu çocuğa, azıcık da bana özenseydin nolurdu.
...
Sanırım ara verdiler, bütün öğrenciler dışarı çıktı. Herkes grup grup toplanmış konuşmaya başlamıştı. Bir ders saati içinde nasıl bu kadar samimi oldular, ne zaman samimi oldular? Anlaşılan yine yalnız kalacaktım. Çünkü birine yaklaşıp onunla tanışmak kolaydı ama bir gruba yaklaşıp tanışmak çok zordu.
Devrim'in bile etrafı doldu, kızlar erkekler.. Sigaramı, yani Devrim'in dilek sigarasını bitirmek üzereyken yanıma gelip 'Benim sigaramı benimle paylaşmayacak mısın?' dedi.. Umarsızca sigaranın kalanını ona uzatıp sınıfa doğru yürümeye başladım.
Küçücük bi amfideydim. Taş çatlasa 120 kişilik bir sınıftı ama 200 kişi buraya nasıl sığacaktık? En arkalar bile doluydu. Ayakta kaldım, ben dikkat çekmemek için uğraşırken ayakta kalan bi öğrenci olarak yeterince göz önünde olacaktım. İçeri bir yığın öğrenciyle birlikte anayasa hocası girdi. Neyseki ayakta kalan tek öğrenci değildim. Bu yüzden bizi konferans salonuna aldılar. Artık burda işlenecekti dersler.
Kendime yine en arkalardan bir yer seçip oturdum. Sandalyenin üzerinden zıplayıp yanıma biri oturdu. Kim olduğuna bakmadan telefonumla uğraşmaya başladım. Twitter,Tumblr.. ne varsa hepsinde vakit geçirmeye çalışıyordum.
O sırada twitterdan bildirim geldi.
'' @devrimruzgar sizi takip etmek istiyor''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Nefeslik Sigara
RomanceDünyanın en sıkıcı okulunda, kendini beğenmeyen, iletişim kurmakta güçlük çeken biri.. Ve her şeyi tam tersine çeviren bir devrim..