BÖLÜM 7: TESLİMİYET

93 9 0
                                    


Jake Jenner' ın ağzından

^^^^^^

" Ona söylemeyecek misin?" diye sordum kaşlarımı ilgiyle kaldırarak.

"Neyi?"

" Bizi."

Mia' nın dudakları sinsi bir ifade ile yana kıvrıldı.

" Sen baya bana yürüyorsun be Jake. Şu soğuk oğlana ne oldu?"

Dudaklarına bakarken belinden tutup hızla kendime çektim onu. Bunu her yaptığımda onun kalp atışlarını kendi göğsümde hissediyordum.

Gözlerim yüzünün her hanesini aklıma kazırken kısık bir sesle konuştum. " Ne yürümesi? Aşığım kızım ben sana."

Kendimi Mia'ya ait hissediyordum. Ondan gelecek herşeye razıydım. Kendimi hayatımda ilk defa birine tüm benliğimle teslim olmuş hissediyordum. Mia beni güçlü hissettiriyordu. Kendimi sadece onun yanında siyahtan arınmış hissediyordum. O beni fena halde kendine çekiyordu. O beni her geçen gün aşık ediyordu.

" Seni seviyorum Mia."

" Bende seni Jake."

Mia gözlerini kapattığında başımı eğip dudaklarına yaklaştım. Ondan habersiz onu anı öpmelerime sinir oluyordu. Onu sinir etmek ise beni eğlendiriyordu. Soğuk olan dudaklarım onun sıcak tenine değdiğinde Mia gözlerini hızla açtı ve elinden şekeri alınmış bir çocuk gibi bana baktı.

" Bunu yapmayı bırakmalısın bence Jake."

Dişlerim görünecek şekilde sırıtırken başımı iki yana salladım.

" Bırakmayacağım."

Hala benimle yan yana olduğunu fark edince hemen geri çekildi. O sırada görüş açıma iki parazit girdi. Mike ve Tommy. Ah, neydi şu çocuğun adı... Timmy. Bu ikisi neden birlikteydi?

" Mike." dedim sorgulayıcı bir ses tonuyla. " Ne zaman geldin?"

" Uzun zamandır buradayım." dedi ve kısa bir süre bakışları Mia' ya kaydı. " Tabi senin gözün tek bir kişiyi gördüğü için farketmemen çok normal."

Mia muzip bir gülümsemeyle bana baktı. Çatık olan kaşlarım yavaşça düzeldiğinde tekrar Mike' a baktım.

" Billie nerede?"

" Derste. Birazdan çıkar."

Derin derin solurken sakin olmak için kendimi frenliyordum. " Sen neden onun nerde olduğunu biliyorsun Mike!" dedim dişlerimi sıkarken. Bu gerizekalıya kardeşimden uzak durması için daha ne kadar uyarı yapmam gerekiyor bilmiyorum ama bir dahakine o yakışıklı kabul ettiği suratını parçalara ayıracağıma yemin ediyorum!

" Jake." dedi Mia elimi tutarken.

" Efendim sevgilim."

" Gidelim mi?"

Mike' ı koruduğunu anlamıştım. Derin bir iç çektikten sonra tekrar Mia' nın gözlerinin içine baktım.

" Gidelim."

Parmaklarımız birbirine kenetlenirken okulun çıkışına doğru yürüyorduk.

" Okuldan kaçmış sayılmayız değil mi?" dedi başını yana eğip konuşurken.

" Kaçsak ne yazar ki?"

" Jake."

" Hı?"

" Seni çok seviyorum."

Gülümseyerek dudaklarımı alnına bastırdım ve Lamborghini'min kapısını açarak arabaya bindik.

" Nereye gideceğiz."

" Bana."

" Sana? Kimse yok mu sizde."

" Kovarız hayatım. Yapmadığım şey mi?"

" Ne dedin?"

" Yapmadığım şey mi dedim..."

" Yok ondan önce."

" Hayatım dedim." dudaklarım yavaşça yana doğru kıvrıldı.

" Ben senin hayatınım dimi?" dedi şımarık bir çocuk edasıyla.

" Öylesin."

Mia elini viteste olan elimin üstüne koydu ve " Gidelim o zaman hayatım." dedi gülümseyerek. O gülüşüne hastayım...

Eve vardığımızda ilk defa kimseyi kovmak zorunda kalmamıştım. Mia hırkasını çıkarırken onu hızla belinden ve bacaklarından tutarak kucağıma aldım.

" Napıyorsun Jake indirsene beni."

Gözlerim yüzünde dolaşırken dudaklarım sinsice yana kıvrıldı.

" İndirmeyeceğim."

Mia kucağımda çırpınıp dursada onu indirmem için yeteri kadar etkili değildi.

" İndirsene beni!"

" Hayır."

Salona doğru hızlı adımlarla yürürken Mia çırpınmaya devam ediyordu.

" Jake! Bırak beni!"

" Bırakırım."

" Bırak!"

" Bırakıyorum."

Mia sinsice gözlerini kıstı ve çırpınmayı bıraktı.

" Beni direk bırakıcaktın değil mi?"

" En çok da bu zekana aşığım."

" Pislik."

" Huyum kurusun."

        Sonunda Mia'yı kucağımdan koltuğa indirdim. O koltuğa uzanıp tavana bakarken üstümdeki siyah deri ceketi çıkardım ve karşı koltuğa yayıldım. Onunla geçirdiğim her dakika gittikçe ona daha çok bağlanıyordum. Aşık olmak için çok siyah olsa da ruhum Mia bunu değiştirdi. Beni siyahlarımdan kurtardı. Hiç kimseye değer vermezdim önceleri. Mia gelene kadar. O çok farklıydı. Onun çok özel bir enerjisi vardı. Hayatımda ilk defa birini kaybetmekten korkacak kadar çok seviyordum. Bu da kafamdaki kaygıları çoğalttı. Mia'ya kendimle alakalı gerçekleri söylersem beni sevmeye devam eder mi diye düşünmeye başladım. Hahaha, şu halime bak! Kendimle alakalı çok önemli şeyleri söyleyemeyecek kadar korkak mı olmuştum yani? Kendimden bu yüzden nefret ediyordum!

" Jake." Mia'nın sesiyle gözlerimi araladım. " Sanırım birisi geldi."

       Koltukta doğrulurken gözlerim hızla büyüdü. Gelenin kim olduğunu biliyordum. O sırada kapı ısrarla tekrar yumruklandı. Başımı yavaşça Mia'ya çevirdim ve saklanmasını söyledim.

       Gelen Lider Aaron'du. Mia Mendes'in aslında kim olduğunu benden başka bilen tek kişi oydu ve o avına yaklaşmayı çok iyi biliyordu. Mia arka odalardan birine kaçarken onun zihnine odaklandım.

" Mia korkularını kontrol altında tut. Kalp atışlarının hızlanmaması lazım. Eğer yine aynı şey olursa gözlerini kapat. Mia, aynısı olduğunda yanında olmayabilirim. Mike'e haber ver seni buradan alsın. Beni merak etme en kısa zamanda yanına döneceğim. Seni seviyorum sevgilim."

   Gözlerimi sıkıca kapatıp sakinleştim ve kapıyı açmaya gittim. Eski bir dost çok güçlü bir düşman olarak karşımdaydı...

     

                                      Devamı yakında...

AY IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin