Mia MendesSabahın ilk ışıklarıyla birlikte gözlerimi açtım. Kısa bir süre kıpırdamadan görüş açımdaki yerlere baktım ve ardından araba koltuğundan destek alarak doğruldum. Boynum ağrıyordu. Jake ön tarafta sırtını arabaya yaslamış duruyordu. Dalgalı saçları rüzgarda savruluyordu. Arabadan çıkıp yanına gittim.
"Yola çıkmamız gerekiyor." dedim.
Gülümsedi.
"Sen iyi bir savaşçısın Mia Mendes." dedi kafamın içindekileri okuduğunu belli ederek. Deniyordum... Gerçek bir savaşçı olmayı deniyordum.
" Sen doğuştan bir savaşçısın Mia." Kolunu bana doladı.
" Gitmemiz lazım." dedim.
Ölüme...
"Ölmeyeceksin." dedi Jake.
"Şimdilik."
"Bunu önleyebiliriz."
"Bunu önleyemeyiz Jake."
"Bana güven."
"Bu bir güven meselesi değil. Savaştan sonra fazla hayatta kalmam. Biliyorsun."
"Eğer yeteri kadar konsantre olabilirsen başarırız."
"Sen ne yapacaksın?"
"Mia, senin hakkında bilmediğimiz bir çok şey var. Eğer güçlerini bulabilirsek belki bu enerji akımını durdurabiliriz."
Ölen her vampirin gücünü emmiş kadar enerji harcayacağım. Bu ırkın kanı beni ayakta tutuyor. Yada biz öyle sanıyoruz. Eğer onlar yok olursa bende yok olurum.
"Durduramayız." dedim. "Savaşırız." diyip konuyu kapatmak istedim.
Gözlerimi kapatıp derin bir iç çektim.
"Arabadan eşyaları alalım. Yolumuz uzun."
Kolunu benden çekip arabaya yürüdü ve içinden ikimizin çantalarını aldı. O tekneye eşyaları bırakırken bende izimizi yok ettim. Araca odaklandım ve onu suya fırlattım. Bunu yaparken gelen kulak çınlaması ve baş ağrısı ilk başlarda olduğu kadar canımı yakmıyordu. Bedenimde acıyı hissetmiyordum. Her darbe ruhuma işliyordu. Ve o en acı verenidir. Ruha vurulan yaralar her zaman tazedir. Kabuk tutmaz.
Tekneye doğru yürüdüm. Gökyüzü pembe ve turuncu karışımı harika bir tondaydı. Hava biraz soğuktu. Zararsız bir esinti vardı geceden kalan. Sallanan tekneye Jake'ten tutunarak bindik ve ağır hareketlerle oturdum. Jake kürekleri çekmeye başladı. O sırada gözlerim kendiliğinden sıkıca kapandı ve bulanık bir şekilde ormanda ilerleyen o korkunç vampir ırkından birkaç adamın ilerlediğini gördüm. Gözlerimi açtığımda oranın burası olduğunu anlamam uzun sürmedi.
"Jake! Bizi buldular. Acele et!" elimle onu hızlı hızlı sarsarken ne yapacağımızı düşünüyordum.
Konsantre olup tekneyi hızlandırdım. Ellerimi uzatıp ona odaklandım. Başarmıştım. Kıyıdan uzaklaşmıştık.
"Oradalar." dedi Jake geride kalan kıyıya bakarken.
Bizi görmemişlerdi ama bu boş gölde görmesi çok da zor değildi. se perdre, se perdre, se perdre... Anlamını bilmediğim kelimeler kafamın içinde yankılanmaya başladı. Sanki birisi beni yönlendiriyordu. Zihnimin içinden birşey...
fermez les yeux, expirez vos mains ...
Gözlerimi kapattım... Avuçlarıma doğru üfledim. Bunun ne olduğunu bilmiyordum. Ama gözlerimi açtığımda bedenimde hafifleme hissettim. Aynı görünmez olduğunda hissettiğim gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
FantasíaGündüz yaşadığı sıradan hayatından bıkmış olan mia , birden bire bir vampirin hayatına dahil olur. Kafası karışık olan ve bu vampire aşık olmaktan korkan Mia ne zamana kadar dayanacak bu oyuna?