Mia Mendes
Üzerime doğru yürüyen sinirli bir vampir ordusunun arasında sıkışıp kalmıştım! Nabzım hızlanıyordu. Onları göremiyordum! Bileğimi ise artık hissetmiyordum!
" Mia, zihnini kontrol altında tut. Fırlat onları. Arabayı açabilirsin."
Arabayı açsam bile onu çalıştırmak için yine anahtara ihtiyacım olacaktı. Gözlerimi kapattım ve çevremdeki vampirleri somutlaştırmaya çalıştım! Bu imkansız gibi geliyordu. Lanet olsun ne yapıyorum ben?
Bağırdım! Gözümden yavaşça süzülen yaşlarla beraber ellerimi kaldırdım ve bağırdım! Aynı zamanda boynumun kanamaya başladığını farkettim. Canım yanıyordu. Ağlamak istiyordum. Bitkince sırtımı arabaya verdim ve kayarak yere oturdum. Kulaklarım dışarıdaki sesleri sadece uğultu olarak algılıyordu. Kulaklarımdan kan gelmeye başlamıştı aynı zamanda kan ağzımda da birikmişti. Ağzımda biriken kanı tükürüp ayağa kalkmaya çalıştım. Çevremdeki vampirler ölmüştü veya baygınlardı. Eğer bayıldılarsa uyanmaları an meselesiydi.
Elimi boynuma koyup yükümü tek ayağıma vererek Jake'in olduğunu tahmin ettiğim yere doğru ilerledim. Savaştığım kişilerin vampir olduğundan emin değildim. Vampirler hakkında hiç duymadığım kadar şey öğrenmiştim aynı zamanda yeni bir vampir ırkı keşfetmiştim.
Ayaklarım beni daha fazla taşıyamazdı. Elimi sokak lambası gibi duran direğe koyarak destek aldım ve soluklandım. Ağzımda biriken kanları tekrar tükürdükten sonra elimi boynumdan çekip kana baktım. Bir sıyrık diye düşündüm. Tam bir vampir tarafından ısırılırken onu geri püskürtmeyi başarmıştım. O anda tüylerim ürperdi.
Korkarak hiç bir yere varılamayacağını biliyordum. Bu yüzden sadece gerçek bir savaşçı olacaktım.
Jake'e seslenerek yerimi belli etmek istemedim. O zihnimi okuyabiliyordu.
" Jake sen iyi misin? Nerede olduğunu söyle.."
Beni duymuyor gibiydi. Ne olduğunu anlamamıştım.
"Jake!"
Etrafımda enerjiyi tekrar hissettim. Vampirler geri dönüyordu. Derin derin nefesler aldım. Jake'in söyledikleri geldi aklıma. "Vampirlerin gücünü emebiliyorsun, istediğin ana istediğin zamana ışınlanabiliyorsun.." Oh evet! Bu mükemmel. Bunu yapmayı bilseydim keşke diye iç geçirdim çevremdeki enerjiyi daha yakında hissederken. O an ölümü kabullenmiş gibi omuzlarımı düşürdüm. Pekala... Enerji git gide yaklaşıyordu. Gözlerimi kapattım. Yaşadığım her şey gözümün önünde canlandı... Jake'i ilk görüşüm... Ailem... Arkadaşlarım... Koca bir boşluk...
Hayır.
Onlar boşluk değildi...
Benim geçmişimdi...
Teslim olmuştum. Bu yüzden bunun bir önemi yoktu. Kendimden nefret ediyordum! Diğer yandan gurur duyuyordum. Korktuğum için ölümü kabullenmemiştim. Oyunun bitmesini istiyordum. Daha fazla kan dökülmesine izin vermeyecektim. Benim yüzümden bir neslin yok oluşunu izlemeyi kabul edemezdim.
Nefesi tenimde hissettim. Gözlerimi sıkıca kapattım. Nabzım beklediğimden daha yavaştı. Ölümü ensemde hissediyordum. Tam her şey bitmişken, durumu kabullenmişken bir sesin boşlukta yayılışına şahit oldum. Bir boruya üfleniyor gibiydi. Gözlerimi açtığımda Jake'i karşımda gördüm. Aynı zamanda diğer vampirler de ortaya çıkmıştı. Ses yankılanıyordu. Savaş bayrakları çekilmişti belki de! Tim, Mike ve Jason motorlardan inip vampirlerle dövüşmeye başladı. Kimin bizim tarafımızdan olduğunu bilmiyordum. Jake beni belimden yakaladı ve koşmaya zorladı. Bende koşmaya başladığımda bileğimden tuttu.
Cebinden anahtarı çıkarıp arabayı açtı. Hızlıca araca bindik ve Jake hemen arabayı çalıştırdı. Tapınaktan ayrıldık. Kalbim hızlı hızlı atıyordu ama kendimi kontrol altında tutmayı başarıyordum. Yüzüm ve bacağım kanlar içindeydi. O sırada Jake'in kesilmiş olan kolunu yeni farkettim. Ormanın içinden ilerliyorduk. Normal yoldan gitsek bizi bulmaları kolaylaşacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
FantasyGündüz yaşadığı sıradan hayatından bıkmış olan mia , birden bire bir vampirin hayatına dahil olur. Kafası karışık olan ve bu vampire aşık olmaktan korkan Mia ne zamana kadar dayanacak bu oyuna?