Eleven

24 5 2
                                    

Arkadaşlar ÇOK ÖNEMLİ bir düzeltme yaptım kitapta. Cerenin babaannesi Rus DEĞİL YUNAN. Ve Cerenin yunan adınıda değiştirdim 8. Bölümün son kısımlarını tekrar okuyun. Bazı yerlerde düzenlemeler yaptım ama gözümden kaçmışsa af ola.

Uzun bir gece beni bekliyordu.

Çıplak ayaklarımla merdivenlere basarken çıkan garip sesi dinleyerek aşağı inmiştik. Son basamaktan inene kadar kafamı kaldırmamıştım. Kafamı kaldırınca herkesin bana baktığını gördüm. Bakışları garipsemezken rahatsız olduğumu hissettim.

Bu gece bunun 8 katı kadar rahatsız edici bakışa maruz kalacağım.

"Tamam gözlerinizi üzerimden çekin."

Batı abim kararmış gözleriyle önüme kadar geldi.

"Bu elbiseyle hiçbir yere gidemezsin Ceren."

"Neden?"

"Ne demek neden?! Bu elbisenin herhangi bir yerini kapattığını zannediyorsan yanılıyorsun. Ben kardeşimi akşamın bu saatinde, tanımadığım bir adamla, bilmediğim bir yere, bu şekilde gönderecek kadar rahat değilim, üzgünüm!"

Abimin haklı olduğunu biliyordum. Hem elbise konusunda hemde akşam yemeği konusunda. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. En azından benim seçimimmiş gibi davranabilirdim. Öfkeli ikizlerin Edaya patlamasını istemezdim.

"Tanımadığım bir adam değil. İtalyan bir iş adamı ve bizimle çalışıyor. Bilmediğimiz bir yer sayılmaz klas bir restoran da yemek yiyeceğiz. Bu elbise ise atmosfere gayet uygun. Başka sorun?"

Büyük abim konuşmaya başladı.

"Ceren bu sefer Batı haklı. Tek başına, yabancı bir adamla, bu kıyafetle, akşam saati buluşman uygun olmaz. Ters giden bir durumla yalnız başa çıkamazsın."

"Ben her şekilde kendimi koruyabilirim. Bir bakıcıya ihtiyacım yok."

"Şöyle düşün, eve gelirken iki adam seni sıkıştırsa yada İtalyan adam sarhoş olup kontrolünü kaybetse ve sana yaklaşmaya çalışsa, bunu sen durdurabilir misin? Sorunlarla kendin başa çıkabileceğini biliyorum ama fiziksel güç gerektiren durumlarda senden üstün olduklarını kabul etmelisin."

İkiside haklıydı. Ama ne yapabilirdim ki? Adamı arayıp iptal mi edeyim? Sonrada sözleşme iptal olsun. Mükemmel.

"Tamam, ne yapmamı öneriyorsunuz? Yanımda şok tabancası mı götüreyim?"

Alayıma karşılık vermeden sessiz kaldılar. Sesli bir nefes aldım.

"Pekala. Benimle gelebilirsiniz. Ama Alonzaya bir şey fark ettirmeyeceksiniz. Arabayla arkamızdan takip edeceksiniz ve restoran da arka masamıza falan oturacaksınız. Anlaşıldı mı? Ben bi durum olursa size haber veririm."

İkiside kafalarını sallayıp gülümsediler. Onları da götürdüğüm için sevinmişlerdi. Küçük yandan asmalı çantamdan telefonumu çıkardım ve saate baktım. 4 dakika falan vardı.

"Eda annenden izin alıp sende gelsene."

"Bende bunu sormanı bekliyordum. Sana söylemedim ama bu gece burada kalmak için izin aldım. Yani geldiğinde detayları falan öğrenmek istemiştim."

Gülerek onu onayladım. Sonra üstündeki kot pantalon ve tshirte baktım.

"E hadi çabuk ol 2 dakikan var. Makyaja gerek yok sadece bir elbise giy ve gel."

Güzel ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin