9

435 35 13
                                    

SADIE

"Ben pastayı almaya gidiyorum." Annie ve Ruby'e gidiş sebebimi açıkladığımda pek umursamadılar.

Arabaya atladım ve pastayı almaya gittim. Onlar arka bahçeyi süslemeye devam ederken evdeki o gürültüden biraz uzaklaşmaya ihtyacım vardo.

"Nasılsın Sam?" sigarasından derin bir nefes içine çekti ve onu tekrardan bırakırken konuştu.

"İyiyim Sadie, sen?"
İyi olduğumu belli etmek ister gibi omuz silktim ve arabanın bagajını açıp pastayı dikkatlice koymasını bekledim ve parasını ödedikten sonra tekrar eve döndüm. Dean'in pastayı bagajdan almadını bekledim.
Dean eve sadece doğum günü için geri dönmüştü ama şimdiden çok kötü haldeydi.

Ona biraz üzülmüş olsam da bunu şimdilik takmadım ve pastanın mumlarını tek tek batırdım.

Dakikalar sonra Bruce'un tüm arkadaşları gelmişti ve bahçede mükemmel bir partiyi bekliyorlardı.

Dean pastayı aldı ve mumları yaktıktan sonra herkesin etrafında toplandığı masanın üzerine yerleştirdi. Birkaç çocuğun pastayı beğendiğine dair çıkardıkları sesi duymuştum.

Herkes "iyi ki doğdun" şarkısını söylerken onlara eşlik ettim ve en sonunda Ruby oğlunun sırtını sıvazlarken konuştu.
"Bir dilek tut bebeğim."

"Babamın eve tekrardan dönmesini diliyorum." Bunun üzerine Ruby ve Dean arasında kısa bir bakışma gerçekleştiğinde Ruby hem çocukların ebeveynlerine hem de Bruce'a bakarken konuştu.

"Baban zaten döndü bebeğim. Hadi. Şimdi mumları söndürelim."
Ruby ortalığı toplamaya çalıştı ve birkaç arkadaşına onun çocuk olduğunu ve ne dediğini bilmediğini söyleyip olayı düzeltmeye çalıştı.

Bruce pastasına üflediğinde herkes alkışladı, bende Bruce'a doğru gidip ona samimi bir sarılma verdim ama tam o sırada bahçe kapısının hemen önünde duran Zayn ilgimi çekti.

"İnanmıyorum." diye mırıldandım kendimi tutamayıp ve Annie'nin yanına ilerledim.

"Zayn gelmiş. Hemen yanına gidip onu kimse görmeden çıkarmalıyım. Eve birinin girmesini engelle."

"Siktir." diye konuştu ve bir şeyler daha ekledikten sonra Ruby'e durumu haber vermek için ilerledi. Eve doğru adımlarken bir çocuğun peşimden geldiğini sonradan fark ettim.

"Bakar mısın?"

"Efendim?" sesim titrediğinde pastayı gösterdi bana.

"Ben biraz pasta istiyorum."

"Ruby dağıtıyor." diye onu gösterdim ve biraz daha çabayla ondan kurtuldum ve onun en sonunda arkasını dönüp eve girmesinin ardından bende girdim.
Kendi adımlarını odama çevirmişti. Kapıyı kapattım ve konuştum.

"Buraya böylece giremezsin, nasıl yaptın bunu?"

"Kapı açıktı." evin dış kapısını ima ettiğinde gerginlikle bir nefes verdim.

"Çocuklarla ve ebeveynleriyle parti yapıyoruz. Tabii ki açık olacak."

Cebindeki silahı fark ettiğimde korkuyla konuşup ona yaklaştım. "Aman tanrım. Bir de silah mı getirdin?"

"O adam kim?" kaşlarını kaldırdığında silahı beni biraz daha korkutmuştu.

"Ruby'nin kocası."

"İşi ne?"

"Araba satıyor."

"İşinde iyi midir?"

tears of the sun | zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin