YUVA

15 3 1
                                    

Lânet olsun. Kendime geldiğimde hala arabanın içindeydim, lanet arabanın içi buzluk gibiydi çok üşüyordum. Ne zamandır uyuyordum? Nereye gidiyorduk? Hiç hareket etmemeye çalışıyordum uyandığımı anlamaları işime gelmezdi. Dakikalarca hareket etmeden bekledim her saniye benim için daha zor oluyordu, vücudumdaki her bir tüyü hissediyordum, hareket etmemenin bu kadar zor olduğunu Hiç tahmin etmezdim. Bir süre sonra araba engebeli bir yola girdi, aklıma mezarımın başındaki annem geldi. Canım annem nasıl da üzgündü. Yaşananlar karşısında yapabileceğim hiç bir şey olmaması beni soğuk kanlı göstermiş olabilir di ama gerçek şu ki korkudan altıma sıçıyordum. Yakınlardan yine o hakkında hiç bir şey bilmediğim ama bu koca adamların emirleri karşısında yavru kediye dönüştüğü kadının sesini duydum

- Gelmek üzereyiz prensesimizi uyandırın.

Kan damarlarıma hücum ediyordu. Kalbimin sesini duymaları beni şaşırtmazdı, o şeytanın sesini duyunca beynim resmen vucudumla kavga etmeye başladı. Bir sürü soru var di kafamda, beni nereye götürüyorlar, aileme neden bunları yaptılar, ve en çok da merak ettiğim 12 yaşındaki bir kızdan ne istiyorsunuz lanet piç kuruları. Yanımdaki adamlardan biri beni uyandırmak için dürttü, soğukkanlı bir şekilde hemen uyanmadım rolümü oynamaya devam ediyordum. Beni dürten köpek kadına hala uyuyor diye seslendi

- Yanılıyorsun. küçük hanım son 10 dakikadır uyanık

Ne! Ne! Ne! Bu pisliğin sesi ön koltuktan gelmişti, orada oturuyordu beni görmüyordu bile, yanımdaki hıyar uyuduğumu düşünüyorken o... belki de yem atıyordur, belki de ben heycanla farkında olmadan ses çıkarmıştırımdır. Anlam verememiştim ama bu kadından gerçekten çok korkmaya başlamıştım, rolüme kısa süre daha devam edip çok da zorlamadan doğruldum nasıl olsa foyam ortaya çıkmıştı. Arabadan inişimde hemen iki kişi koluma girdi, kaçmamam için mi yoksa düşmemem için mi anlayamadım. Burnuma orman kokusu geliyordu ter temiz bir hava, kuş sesleri çok uzaklardan gelse de bir akar su bi an öldüm de cennete geldim mi diye düşündüm beni her nereye getirdilerse gereksiz şekilde huzur doluydu, tabiki hastalanıp bayılmam, kaçırılmam, iki koluma da kenetlenmiş kocaman iki el ve ölmem bu huzuru uzun süre yaşamama engel falan olmuyordu. Her nereye geldiysek buraya tatil için geldiğimi düşünmüyordum.

Ellerini çözün! Bileklerim yanıyordu, ellerim çok uzun süredir baģlıydi sanki kaçıcak gücüm varmis gibi beni bağlamaları bence aptalcaydı. Ellerim ve ayaklarımı çözdüler, bir süre sessizlik oldu sanırım gözlerimi açıp açmıcağımı öğrenmek için bekliyorlardı, şu an ki gibi durursam korktuğumu düşünüceklerdi. Gözlerimi açmadım ama korkmuyordum onların aksini düşünmesi benin işime gelirdi ne de olsa düşmanını hiç bir zaman hafife almamalısın. Yeniden o cadının sesiyle yankılandı beynim

- Gözlerini de çözün

- Efendim bu kurallara aykırı sizi görmemesi gerekiyor

- Beni cenazede gördü bunun bir önemi yok. Çözün gözlerini!

Cenazede onu görmemiştim. Ona bakmaya çalıştım ama buna izin vermemişti, neden yalan söyledi neden onu görmemi istedi gerçekten saçma sapan şeyler dönüyordu. Beni öldürücek olsalardı bunu çoktan yaparlardı, yol boyunca bana zarar bile vermediler hatta lanet emniyet kemerim bile takılıydı. Hiç bir parça birbiri ile uymuyordu, göz bandının yüzümden aşşağı kayışını hissettim tecrübeli olduğum için bu sefer gözlerimi yavaşça açtım, olduğunca cesur gözükmeye çalışıyordum. Hayatımı bir günde allak bullak eden kadın tam karşımda duruyordu diğer adamlar ise yine arkamdaydı sanırım bana gözükmek bir niyetleri yoktu fısıldamaları kulağıma geliyor ama dikkatimi oraya vermiyordum, karmaşık duygular içindeydim, hem korkuyordum hem de merakımı dizginleyemiyordum kadına saldırmak ona zarar vermek istiyordum bana neler yapmıştı. Arkamdaki adamlara bi kaş hareketi yaptı adamlar uzaklaşıyorken adımlarının sesini duyabiliyordum, arlarında gülüşmelerde oluyordu sanki her gün birini kaçırıyorlarmış gibi rahatlardı, sonunda kadınla baş başa kaldık

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin