Ben Mery. Bu gün 17 yaşındayım vucumda anlam veremediğim şeyler oluyor, şu sıralar sık sık hastaneye gidiyoruz, doktorlar bir sorun olmadığını söylüyor ama ben bir şeylerin yolunda gitmediğinden eminim.
Klasik bir pazar sabahı, babam horul horul uyuyor, annem mutfakta kahvaltıya girişmiş, vücudumu gererek yatakta esnedim uyanmaya çalışıyordum aslında daha çok uyumak için bedenimi zorladım ama beynim buna izin vermedi, yataktan çıktım, üşümüştüm, bir yerlerde pencere mi açıktı? Belki de yatağım çok sıcaktı.
Tenim soğuğu hissedince ürperdi, tüylerimin diken diken olduğunu hissedebiliyordum, biraz hareket edeyim geçer dedim, banyodaydım elimi yüzümü yıkadım aynada kendimi görüyordum her şey farklı gibiydi, emin olduğum ama kanıtlayamayacaģım bir şeyler kesinlikle farklıydı, işte o pazar sabahı bunu kanıtlamak için elime bir koz geçmişti. Bedenim hareketsiz bir şekilde yerde uzanıyordu her şeyi hissedebiliyordum, mermerin soğukluğunu, anlımdan akan teri, annemin attığı büyük adımları duyuyordum bilincimi kaybetmeden önce, bir şeyler farklıydı.Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk şey serumlar oldu, hayli bulanıktı ama ben serum olduklarına eminim, bir süre sonra normal bir şekilde görüyordum, kendimi çok dinç çok enerjik hissediyordum bu normal miydi? Doktor gelince soracağım ilk soru buydu, annemi ve babamı doktordan önce görmeyi umuyordum ama beklediğim gibi olmadı, doktor odama girdi arkasında tüm gün peşinde koşmaktan yorulmuş 2 staj öğrencisi duruyordu bu arada fark ettim ki hastanenin odaları tek kişilik olamıcak kadar büyük belki de beni özel bir hastaneye getirmişlerdir diye düşündüm. Doktor sonunda lafa girdi.
- Günaydın Mery. Kendini nasıl hissediyorsun
Çok otoriter ve etkileyici bir ses tonuna sahipti.
- Gayet iyi hissediyorum. Ne zamandır uyuyorum
İşte ilk şoku yediğim an
- 1 Aydır uyuyorsun Mary. Yaklaşık 1 hafta da yoğun bakımda kaldın vücudunun kendisini toplaması uzun sürdü. Ancak endişelenme bu normal
Hiç bir şey anlayamamıştım ne oluyor ne bitiyor hiç bir şey anlamamıştım, derin düşüncelere dalmamak için doktora soruları yağdırdım
- Benim neyim var. Ailem nerede. Daha ne kadar burada kalacağım.
Doktor elindeki listeye bir göz attı
- Üzgünüm sana senin hakkından hiç bir bilgi veremem
Bu cümle o an bana dünyanın en saçma cümlesi gibi gelmişti bu da ne demek diye baģırıyorken ellerimin baģlı olduğunu fark ettim. Lânet olsun bunu şu ana kadar nasıl fark etmedim.
- Eğer burda olma sebebini soruyorsan bunu ben de bilmiyorum tek bildiğim çok güçlü bir kız olduğun
Bu cümlenin bana moral vermek için kurduğunu düşünüyordum ancak o bunu teşhisini söylermiş gibi söyledi, bunu kafaya takmadım düşüneceğim ilk konu bu değildi şu an.
- Ailem nerde. Onaları göremek istiyorum
Doktor bana Doğru yanaştı, cevap vereceğini düşünüyordum, kulağıma doğru eģildi. Ne de olsa ellerim bağlıydı saklama gereği duymadığı şırıngaýı enseme saplamadan önce söylediği sözler bilincimi kaybederken beynimde yankılanıyordu
- Seni ailenin yanına götürecekler, bunun için uslu bir kız olman gerek.
Gözlerimi açtığımda bu sefer çok halsizdim kendimi hiç bu kadar yorgun hatırlamıyordum, sanırım bir arabanın içindeydim büyük bir araba etrafımda insanlar vardı ve galiba hepsi bana bakıyordu, doktorun beni gerçekten eve götürdüğüne inanmak istiyordum bunları duşünüyorken kafam yine aşşağı düştü, bilincim gitmeden önce anladım ki ya bi kadının ya da çok uzun saçlı birinin omzundaydım.
Uyanıktım ama hiç bir şey göremiyordum, gözlerimi bağlamışlardı bir anda vücudumu korku sardı çığlık atmak istedim ama ağzım da kapalıydı hem de kocaman bir koli bandıyla, zar zor nefes alıyordum, kendimi güçlü ve bir o kadar da çaresiz hissediyordum gerçekten de Òyleydi yapabileceğim hiç bir şey yoktu beni arabadan indirdiler, bir sandalyeye oturttular ellerimi de sandalyeye bağladılar artık kurbanlık koyun gibiydim, açıkçası ölüceğimi düşünüyordum, bunların mantıklı bir açıklaması olması ımkansızdı. Bır an için banyoda bayılmadan önce hissettiğim soğukluk bedenimi ele geçirmişti adete tüm gücümü kaybetmiştim. Taş yolda biri arkamdaki sandalyeyi itiyor, engebeli yol ormanda olduğumuzu düşünmeme sebep oluyordu. Arkamda fısıldaşan adamlar onları duymamam için adete çaba gösteriyorlardı. Hemen karşımdan gelen ses
- işinize bakın yoksa bir daha hiç bir şeye bakamazsınız
Dedi aģır bir ses tonuyla belli ki bu grupta sözü geçen kişi buydu ve bu bir kadın sesiydi belki beni anlar bana iyi davranır diye ümid ediyordum ama bu insanların içindeki biri ne kadar merhametli olabilir ki? Durduk kalbim hızla çarpıyordu sıcak havaya rağmen vücudum buz gibiydi, güneş pantolonuma rağmen bacaklarımı ısıtıyordu ama içim üşüyordu bu nasıl mümkün olabilir di? Ben bunları düşünürken arkamdan bir ses geldi, bu o kadının sesiydi
- Biz sözümüzde dururuz. Seni ailene getirdik
İçim kıpır kıpır olmuştu anlam veremiyordum neden beni bağlayıp aileme getirsinlerki yalan söylediğini düşünüyordum, düşüncelerimi duymuş gibi
- Neden seni bağladığımızı sorucak olursan. Gördüklerinin çok hoşuna gidiceğini düşünmediğimiz için
Dedikleri ardından korku tüm bedenimi sarmıştı, beynimde binlerce seneryo canlandı ama ben hiç bir şey düşünmek istemiyordum, sadece uyanmak istiyordum bunların bir rüya olmasını istiyordum,
- Gözlerini açacaģım ama çeneni bir süre daha kapalı tutucaz
Hazırdım en kötü senaryoya hazırdım, yüzümdeki büyük göz bandını çıkardı, gözlerim kamaştı bir süre hiç bir şey göremedim, hem kapalı kalmaktan hem de aģlamaktan gözlerim yanıyordu, ışığa alıştığım zaman tahmin ettiğim gibi ağaçların arasındaydık ama bir ormanda değil bir mezarlıkta, ailene getirdik derken yoksa... göğsüm daralmıştı sanki kalbim artık vücuduma sığmıyormuş gibiydi düşüncelerimin arasında uzaklarda bir grup gördüm, din insanları bir topluluk birinin cenaze törenini gerçekleştiriyordu, birden arkamda bir grup insan olduğu aklıma geldi onalrı görmek için geri hamle yaptım ama sadece beni buraya getiren kadın var dı, ona baktığım anda kafamı tutup ileri çevirdi
- En güzel kısmını kaçırmanı istemem
Dedi. Tam o sırada annem ile babamı gördüm sanırım köşedeki çeşmeden geliyorlardı, onalrı görünce rahatlayamadım çünki ikiside salya sümük ağlıyordu. Burada ne oluyordu? Hiç bir şey anlamamıştım, arkamda yüzsüzce gülen kadın karşıma geçerek
- Artık kendi cenazeme katılmadım demezsin.
Dedi ve alçakça gülmeye başladı. Beynimde şimşekler çakıyordu. Hiç bir şeye anlam veremiyordum. Kadın ciddi bir tavır alarak
- Şartları zorlaştırırsan ikinci bir cenaze masraflarını biz, yani ailenin bildiğini söyleyeyim hayır sever bir kişi ödemez haberin olsun.
Daha ne kadar korkabilirdim ki. Hiç bir şey anlamıyordum, az önce resmî olarak öldüğümü öğrendim, ayrıca üstünden çok geçmeden başka bir ölüm tehditi aldım. Arabaya dönmüştük gözlerimi yine aynı kadın baģladı sanırım ondan başka kimseyi görmemi istemiyordu. Tekrar beni arabaya bindirdiler, ben ise hala şokta ne düşüneceğini şaşırmış durumdaydım
- Yolumuz biraz uzun yorulmaman için seni tekrar uyuyacağız, yorgunken seni tedavi edemeyiz
Beynim adeta durmuşken bu cümle âdeta bir tetikleyici görevi gördü. Ne tedavisinden bahsediyor du. Yeni hastaneden çıkmamış mıydım? Ayrıca ben kendimi iyi hissediyordum. Boynuma giren şırınganın içindeki her ne ise damarlarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. O an düşündüğüm tek şey beni nereye götürdükleri idi. Bilincim kapanıyorken bu sorunun cevabını almıştım ama hatırlayacağımdam emin değildim.
- Hadi bas gaza! Yetimhaneye kadar çok yolumuz var...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE
Fantasy17 yaşındaki Mary bir gün rahatsızlanması üzerine hastaneye götürülür, yaşadığı garip olaylardan sonra hiç tanımadığı insanların onu kaçırdığını anlar. Bir şekilde uyandığında önce ailesini kendi cenazesinde görür sonra da onu alı koyanların mekanı...