1.3

75 5 0
                                    

Tony ve James gülüşerek spor salonundan çıktılar. Antrenmandan kalan yorgunlukla yollarında ilerliyorlardı. Bu birinci sınıflar tahmin ettiklerinden daha zorlayıcı çıkmışlardı. Ama bu onlardan iyi olduklarını göstermiyordu elbette.

İkili sohbetlerine devam ederek ilerlerken yanlarına gelen, nefes nefese kalmış bedenle duraksadılar. Eric işaret parmağını havaya kaldırıp onlardan biraz süre istedi. Nefeslerini kontrol altına almaya çalışırken solukları daha da düzensizleşirken Tony gülerek ona suyunu uzattı.

"Bir yere kaçmıyoruz ya, ne bu acele şapşal çocuk?"

"Üzgünüm, rahatsız etmek istememiştim."

"Rahatsızlık?" dedi anlamadığını belli eden bir ifadeyle. "Bizi rahatsız ettiğin yok. Her neyse, ne diye koştun bu kadar? Önemli bir şey olmalı."

"Oh, evet. Aslında sizinle bir konu hakkında konuşmam gerek diye düşündüm." dedi ellerini beline koyarak esnerken.

"Vaktimiz var mı?"

James kolundaki saate bakıp kafasıyla onaylarken Tony gülümseyerek onu kolundan tuttu. Önemliyse oturarak konuşmaları mantıklı bir karar olurdu. Üç genç yan yana ilerlerken James ve Tony sohbetlerine kaldıkları yerden devam ediyordu. Eric bulundukları bölgeyi pek iyi bilmediği için onları yavru ördek gibi takip ediyordu sadece. Kısa yolculuklarının ardından yakınlardaki bir kafeye girip bir şeyler sipariş verdiler.

"Ee," dedi James. "Ne konuşacaksın bizimle? Önemliyse bütün takıma söylemen gerekmez mi?"

"Çocuğu bu kadar germe salak herif. Demek ki bizimle konuşması gerekiyormuş, bırak konuşsun."

James kollarını bağlayarak arkasına yaslandı. Bu salak tam bir baş ağrısıydı. Her kelimede ona bir kıllık yapıyordu, kesinlikle yapıyordu.

"Otis hakkında konuşacaktım aslında." diye mırıldandı Eric.

"Aman Tanrım! Bizi çok mu sevmiş yoksa? Veya bizle konuşmaya utandığı için seni mi gönderdi?"

James elini Tony'nin ağzına kapatırken Eric gülümseyerek devam etti.

"Hayır. Otis sizinle konuşmaktan utanmıyor. Sadece istemediğini düşünüyorum. Gerçi, konuşmak onun için zor bir eylem, orası ayrı bir konu." Derin bir nefes aldı. Onu böyle bölmeye devam ederlerse çekip giderdi. Kendini biliyordu, sabırlı biri değildi. Sonrasında devam etti.

"Bugün takımdaki çoğu kişinin ona bakışlarını gördüm. Buna siz de dahilsiniz. Ona tuhaf davranmamanız için size bir takım şeyler anlatmam gerekiyor diye düşündüm. İzninizle başlayayım. Kısa sürebilir, size tam olarak bir süre veremem."

"Özür dilerim. Sözünü kesmemesi için elimden geleni yaparım." dedi James sert bir ifadeyle Tony'e bakarken.

"Şey, Otis ikili ilişkilerde pek iyi değildir. Özellikle ona sanki başka bir dünyadan gelmiş gibi davrananlara karşı özellikle kötü oluyor bu konuda."

Bir süre beklerken ne söyleyebileceğini düşündü. Otis hakkında spesifik bir yargı ortaya koymak pek mümkün değildi. Her ne kadar arkadaş olsalar bile Otis hakkında bilmediği birçok şeyin olduğuna emindi. Belki de ona iyi arkadaşlık edemediği için böyleydi. Dediği gibi, onun hakkında söylenebilecek belirli bir şey yoktu. Belki, tahminler.

"En önemli konu onu dış görünüşüne göre yargılamanız. Demin bahsettiğim bakışlar, bu konu hakkındaydı. Ortaokulda bunun yüzünden çok fazla şey yaşadı. En azından onun bizim gibi normal olduğunu kabullenmelisiniz."

"Ne demek istiyorsun, ibne mi o bücür?"

"Bir erkek arkadaşım var ve sen bunu kabullenmiş birisin. Ne diye böyle konuşuyorsun?" dedi Tony sinirli bir tonda.

snake | bxb [ASKIDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin