1.10-2/2

32 2 4
                                    

Otis yanındakilerin anlamsız konuşmalarını dinlerken sırtındaki dikdörtgen kılıfı düzeltti. Kesinlikle gelmek istememişti, sadece arkadaşı kırılmasın diye buradaydı, gruba katılmak gibi bir düşüncesi yoktu.

"Sen çok tatlı bir şeysin!" dedi yanlarındaki kız Otis'e kollarını dolarken. "Benimle çıkmak ister misin, şeker çocuk?"

Otis beline dolanmış kolları yavaşça çekerken John, "Üzgünüm Stacy.. O da karanlık taraftan.." dedi.

Stacy yalandan gözlerini silerken burnunu çekti. Oyunculuğu insanın aklını başından alıyordu (!).

Dörtlünün ilerlediği kalabalık cadde birçok müzik mağazası, stüdyo, müzik okulu ve bunun gibi şeylerle doluydu. Otis ilgiyle etrafını incelerken John omzuyla Otis'i dürttü. Eliyle birkaç blok ötedeki binayı gösterdikten sırtındaki çantanın ipleriyle oynamaya başladı. Otis çattığı kaşlarının altından 'Söyle artık.' der gibi bakınca derin bir nefes verdi ve grubu takip ederken konuşmaya başladı.

"Gruba katılacaksın, değil mi?" Otis gözlerini kaçırırken John düşmüş yüzüyle konuşmaya devam etti. "Dostum, eğer sen olmazsan bu grubu toplayamayız.. Senin gibi disiplinli ve zeki birine ihtiyacımız var. Lütfen.. Yalvarıyorum bak."

"Bilemiyorum," dedi Otis ensesini kaşırken. Değer verdiği insanlara hayır diyememe gibi bir huyu vardı ve bu sinir bozucuydu. "Eğer şarkılarınızı beğenirsem düşünebilirim."

John'un asık suratı kendini bilmiş bir sırıtmayla aydınlandı. Eninde sonunda avuçlarının arasına düşeceğini biliyordu! Stüdyonun büyük cam kapılarında içeriye girdiklerinde resepsiyonda oturan adama selam verdikten sonra sevgilisini arkada bırakarak Stacy ve Otis'i sürükledi. Her zaman kullandıkları odaya girdiğinde içerdeki pis havayı içine çekti ve gülümseyerek sırtındaki kılıfı yere bıraktı. Stacy'de onun yaptığını yaparken Otis, baterinin arkasında duran tabureye oturdu.

Stacy sırıtarak gitar kılıfını Otis'in önüne koyduğunda, Otis ona kaşlarını çatarak baktı. Acaba ne istiyordu?

"Ben bu grubun neyiyim, biliyor musun?" Otis cevap veremeden devam etti. "Vokali! Aynı zamanda ritim gitaristiyim!"

"Çok güzel. Eminim sesiniz güzeldir."

"Öyle tabii! Başka ne için vokal ben olayım?"

"Çok haklısınız efendim." dedi Otis.

"E hadi, bize biraz bateri çal!" Sırıttı ve Otis'i sürükleyerek tabureye oturtmaya çalıştı. Bir an için olduğu yerde kaldı. Stacy'yi sertçe kendinden uzaklaştırırken korkuyla açılmış gözlerini etrafta gezdirerek birkaç adım geri gitmeye kalktı. Gözlerinin önüne gelen kanlı görüntüleri silmeye çalıştı. Buraya gelirken onlara yardımı dokunamayacağını bilmesi gerekirdi.

"Hey," dedi John, endişeyle. Otis bembeyaz olmuş suratıyla deri tabureye bakarken korku dolu gözlerle arkadaşına döndü. "Sakin ol biraz. İyi misin?" Sorduğu soruyla ne kadar salak olduğunu kendine hatırlattı. Yavaşça Otis'e yaklaştığında genç kollarını sıkıca ona doladı. John, Otis gibi kollarını ona sararken titreyen gencin sırtını okşadı. Dudaklarını kulağına yaklaştırarak konuştu.

"Merak etme, bir daha yaşanmayacak. Korkmana gerek yok, biz buradayız."

Otis kollarını sıkılaştırırken kafasını salladı. "Evet," dedi kendinin bile zor duyduğu bir sesle. "Bir daha yaşanmayacak. Etrafımızda bunu yapabilecek biri kalmadı çünkü."

John Otis'i biraz geriye çekip suratına baktı, 'Ne dedin?' der gibi. Otis kibar bir gülümsemeyle kafasını iki yana salladı. Yanında ona destek olan insanlar olduğu için mutluydu. Stacy ikiliye doğru atılıp timsah gözyaşlarını akıtmaya başladığında aynı zamanda kollarını da onlara dolamış ve sert bir şekilde sıkmıştı.

snake | bxb [ASKIDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin