1.5

47 2 0
                                    

Otis arabadan indi ve abisine teşekkür ederek spor salonuna doğru ilerledi. 1 saat önceden gelmek Otis için mükemmeldi. En azından bir süre tek başına kalabilirdi.

Kapıdan içeri girdiğinde uzun bir süredir böyle bir spor salonuna gelmediğini hatırladı. Eh, en azından gelmemek için geçerli sebepleri vardı.  Salona uzanan geniş koridordaki tuhaf detaylar ilgisini çekmişti. Yakınında duran standı incelediğinde spor dergilerinden birini eline aldı. Kapaktaki fotoğrafla bütün kaslarının gerildiğini hissetti. Gördüğü sarı saçlar ve gri forma şüphesiz ki kendisine aitti.

Ne yani, beni herkes tanıyor mu? diye geçirdi içinden. Elbette kendini birkaç ay içinde unutturamayacağını biliyordu ama biraz bile olsun unutulmaması onu çok germişti. Bütün çabaları boşa gitmemeliydi.

Duyduğu acı dolu inilti dikkatini dağıtmasına sebep olurken koridorun bir köşesinde oturmuş karnını tutan bedene ilerledi. Omzuna astığı spor çantasından bir kağıt çıkardığında hızla bir şeyler yazdı ve acıyla kıvranan bedenin omzuna dokundu yavaşça. Genç yerinde sekerken Otis elindeki kâğıdı ona uzattı.

'İyi misiniz?'

"Hmph, sence iyi gibi mi gözüküyorum? Mide ağrısından ölüyorum burada!" Sesi gittikçe ağlamaklı bir tona bürünürken yere konulan çantaya baktı. İçinde duran siyah formanın detayları kafasını dağıtırken ne olduğunu anlamaya çalıştı. Cidden, bir insan neden böyle bir forma giyerdi ki?

Eline bırakılan kare tabletle ne olduğunu anlamazken Otis çantasını kapattı ve ilacı içmesini bekledi.

Genç, sarışının gözlerine baktığında tuhaf bir kahverengiyle karşılaşmayı beklemiyordu. Saçları boyalıydı yüksek ihtimalle. Kaşlarını çatarak daha dikkatli bir şekilde gözlerinin içine baktığında gördüğü dijitallik olayları algılamasını sağlamıştı. Bu kesinlikle lens dijitalliğiydi. Ne demeye çalıştığını anlamanızı bekliyoruz.

Otis hareketlenenince genç yavaş adımlarla onu takip etti. Otis adımlarını tribüne yönlenderince kolunu tutarak onu durdurdu. Soyunma odaları orada değildi!

"Soyunma odaları orada değil!" dedi sesini yükselterek. Bu ilginç insansı varlığı tanımalıydı! "Soyunma odaları orada değil. Takımını mı bekleyeceksin? Burada bir yerlerde birkaç top olması gerek. Oynamak ister misin arkadaşlarımız gelene kadar?"

'Eşyalarımı tribüne bırakacağım.' yazdı kâğıtlarından birine ve sonra başka bir tane daha alarak devam etti.  'Bu sırada topu getirebilir misin?'

"Ah, evet. Elbette getiririm. Rahatına bak."

Elini alnına vurarak yakınlarında bulunan ofislerden birine girdi. Nasıl bu kadar salak olabilirdi birine karşı?! Utancıyla yüzleşirken kendi koyduğu topu alarak sahaya geri döndü. Sahanın ortasında duran sarışın genci fark ettiğinde gülümseyerek onun yanına ilerledi. Tabii bu sırada ceketsiz, daha doğrusu kimonosuz halini inceleme fırsatı bulmuştu. Kollarındakiler de neydi öyle? Hiç o kadar kalın bir tozluk görmemişti hayatında.

"Havası gayet iyi gibi," Biraz durdu. Ee, oynamayı teklif etmişti ama ne yapabilirlerdi ki? Alt tarafı iki kişilerdi! "Bana pas kaldırabilir misin?"

"Tam olarak nereye kaldırmamı istersin?"

Duyduğu sesle şaşırırken açıkçası bunu beklemiyordu. Biraz fazla kısık değil miydi sesi? Ne olmuştu acaba?

"Hey," dedi Otis. "Bu kadar şaşırmana gerek yok. Nereye atmamı istediğini söyler misin artık?"

"Özür dilerim, şuralarda bir yer yeterli olur sanırım." diyerek zıpladı ve havada bir yeri gösterdi. Hep buralardan vuruyordu, artık ezberlemişti yerini.

snake | bxb [ASKIDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin