1.6

35 3 0
                                    

Koç Dawson sahaya büyük bir mutlulukla girdiğinde gözü direk sarışın genci aradı. Aldığı telefonun ardından gelişen durum cidden tuhaftı. Ama umursamadı. Onu çok mutlu edecek haberleri vardı!

"Otis!" diye bağırdı köşede oturan Otis'e. Otis bitik bir şekilde koça baktığında onu yanına çağırdığını gördü. Zaten başka ne için ona seslenebilirdi ki? Yavaş hareketlerle koçun yanına gittiğinde mutluluğunu anlamaya çalıştı.

Kaç saattir antrenman yapıyorlardı? İki, hayır bir yarım daha eklenmeliydi bu süreye. Ona rağmen bu adam nasıl bu kadar neşeliydi? Bu işte bir iş vardı, belli oluyordu. Koç kolunu Otis'in omzuna atarak onu koridora çıkardığında, nereye gittiklerini anlamaya çalıştı. Ah, ofis benzeri yere gidiyorlardı.

Otis derin bir şekilde bu sefer neyi yanlış yaptığını düşünürken ofisin içine girdiler. Otis'in dikkati, gördüğü koyu renkli takım elbiseyle dağılmıştı. Bu kimdi şimdi?

"Merhaba Otis, ben Shela." dedi kibar bir tonda. Otis koçuna ne olduğunu anlamadığını belirten bakışlar atınca kadın devam etti. "Nasılsın?"

Otis tek kaşını kaldırıp kahverengi gözlerini kadına dikti ve bir cevap vermeyerek ikisinin konuşmasını bekledi. Uzun bir süre boyunca herkes sessiz kalırken kadın elini yanında duran çantasının içine attı ve bir dosya çıkarttı. Konuşmadan önce kâğıttaki raporu tekrar inceledi.

"Geçen cumartesi oynadığınız maçta sizi izledim." dedi suratından silmediği tuhaf gülümsemesi ile. Cidden ürkütücüydü. "Ve gördüğüm kadarıyla yeteneklerinin boşa kullanılmaması gerek. Bu yüzden bugün buradayım."

Otis burada neler döndüğünü anlayamamıştı. Hem o kadın, Otis'e iyi bir oyuncu mu demişti? Alt tarafı birkaç topu karşıladınız diye iyi bir oyuncu olmazdınız. Ve buna rağmen gereksiz bir şekilde kendisini yüceltiyorlardı.. Buna son vermeleri tahminen ne kadar sürerdi?

"Size benim iyi olduğumu düşündüren ne bilmiyorum, ama emin olun erkekler voleybol liginde beni parmağında oynatacak insanlar var." Parmaklarıyla oynayarak kafasını dağıtmaya çalıştı. "Hangi takımdan geldiniz bilmiyorum, zaten ilk ligde oynayabileceğim zaman beni yanlarına almak isteyen bir takım var. Teklifiniz nedir diye sormak bile istemiyorum çünkü hiç tanışmadığım insanlarla oynamak beni geriyor."

Yerinden kalktığında Koç Dawson onu kolundan tutarak geri yerine oturttu. Zamani gençleri ne kadar kabaydı öyle!

"Hanımefendiyi dinle lütfen. Böyle davranmaya devam edersen o gerginlik, omuzlarından tutup bir daha bırakmayacak."

Kadın kıkırdağında Otis düz bir ifadeyle onu izledi.

"Sen gelmeden önce ailenle konuştuk." Ceketini düzeltti ve bacak bacak üstüne atarak devam etti. "Sana yapacağımız teklifi duyduklarında çok mutlu oldular ve bunun senin için çok büyük bir fırsat olduğunu söylediler. Duymak istemediğine emin misin?"

"Merak ettim.." dedi ağzının içinden. Buna kanmamalıydı!

"Ben Genç Erkekler Milli Voleybol Takımı'nın menajeriyim. İlk önce bunu söyleseydim büyük ihtimalle anında çıkar giderdin." Öksürdü. "Ailen bütün kararı sana bırakmamızı söyledi. Tekrar söylemek istiyorum, senin gibi yetenekli çocuklar böyle takımlarda oynamayı hakediyorlar."

"Birkaç sene içerisinde bütün konuşma yetimi kaybedeceğim, biliyorsunuz, değil mi?"

Koç Dawson düz bir ifadeyle konuşmalarını dinlerken, kadının ona raporu neden okuttuğunu şimdi anlamıştı.

" 'Polar' bunu öğrendiğinde sıkıntı olmuş muydu?" Otis kafasını iki yana salladı. "O zaman birkaç çocuğa işaret dili öğretmek bizim için sıkıntı olmaz." Kadın elini Otis'e uzattı. "Şimdi, teklifimize bir cevap verebilir misin?"

snake | bxb [ASKIDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin