1.11

29 2 0
                                    

Sınıfta oturmuş, ikinci dersin başlamasını bekliyordu. Yaptığı her eylemden sıkılıyordu şu anda. Ettiği kavganın üstünden birkaç hafta geçmiş ve insanlar bahsi geçen 'Otis'in kim olduğunu öğrenmişlerdi. Tuhaf tavırları yüzünden daha da dayanılamaz hale gelen okul, onu boğmaya başlamıştı.

Otis sakince dışarıyı izlemeye devam etti. En azından bugün antrenmanı vardı, dayanabilirdi.

Otis vücudunun sarsılmasıyla ona çarpan bedene döndü ve tanımadığı kıza boş boş baktı, onu ortak derslerinde veya tanışma seremonisinde hiç görmemişti, belki bir üst sınıflardandı?. Yine ne istiyorlardı acaba? Boş insanlarla uğraşmak istemiyordu.

Kız onu ittiren arkadaşlarına sinirle baktığında arkadaşları kıkırdayarak kapının oradan 'Hadi, hadi!' der gibi bir hareket yaptılar. Otis onları gayet net görebiliyordu, farkında olmalılardı..

"Hey, ben Elena! Sen şu 'Otis' olmalısın."

Otis kendisine şu denmesinden dolayı sinirlenirken kaşlarını çattı ve kızın diyeceği şeyi dinlemeye devam etti. Kız biraz yaklaşıp Otis'in kulağına eğildi.

"Eşcinsel olduğunu duydum." Eliyle göğüslerini düzeltti ve gülümsedi. "Seni düzeltebilirim, ister misin? Bu konuda gayet iyi olduğumu söylerler."

Otis kızı kibarca itekleyerek ayağa kalktı ve sınıfın kapısına yürüdü. Eğer biraz daha bu kızı dinlerse olay çıkacağından emindi. Elena arkasından gelerek konuşmaya devam ederken orta parmağını ona göstererek koridordaki makineye yürüdü. Artık tek istediği eve tek bir parça dönebilmekti.

Sakince önündeki tabağı didiklerken derin bir nefes verdi. Yemekhaneye tek başına gelmek çok kötüydü. Tony okulda olmadığı zaman sıkılacağını hiç düşünmezdi. Ama, şimdi yanında oturup saçma sapan konuşmasını istiyordu, çok boş hissediyordu.

Tabağını didiklemeyi bırakıp yemeğini yemeye devam ettiğinde kendi adını duyduğunu sandı ve sesin nereden geldiğini anlamak için etrafına bakındı. Birkaç masa arkasında Otis'in olduğu masayı gösterip bir şeyler konuşan gençleri görünce gözlerini devirerek önüne döndü. Her gün bir aksiyon yaşıyordu, çok can sıkıcıydı. Tek isteği sakince yemek yedikten sonra derse girmekti, ne diye bir sorun yaşıyordu sürekli?

Canı sıkıldığı için keşilen iştahıyla elindeki sütü masaya bırakıp ayağa kalmak için hamle yaptı. Ayağa kalktığında omzuna uygulanan baskıyla geri yerine otururken tekrar gözlerini devirdi. Söylemişti! Aksiyon peşini bırakmıyordu.. Ona sinirle bakan dörtlüyü incelediğinde sabah onunla konuşan kızın yanlarında olduğunu gördü, taşları yerine oturtmuştu.

"Hey," dedi en önde duran, Otis'in yarım bıraktığı süt kutusunu eline alarak. "Bu baba sütünün yerini dolduruyor mu bari?"

Gencin yaptığı bayat espiriye diğerleri güldüğünde Otis düz bir suratla onları izlemeye devam ediyordu. Onlardan bir atak gelirse, kavga çıkarttığında kendini savunmuş olurdu, değil mi?

Otis'in düz suratıyla genç de ciddileşirken elindeki sütü Otis'in kafasından aşağıya döktü. Biraz fazla klişeydi davranışları. Otis'in giydiği ceket süte bulanırken ceketini yavaşça çıkardı ve masaya koydu, bu ceketi annesi daha yeni yıkamıştı..

"Bütün okula bir homo olduğunu neden bu kadar erken söyledin ki?" Arkadaşlarının omuzlarına vurarak güldü ve Otis'e geri döndü. "Senin o pis kıçını bırak öğrenciler, öğretmenler bile barındırmaz, anladın mı beni?" Yanlarındaki kızı gösterdi ve sinirle soluyarak devam etti. "Şimdi bu güzellikten özür dile ve çıkma teklifini kabul et. Önünde 4 koca sene var, herkes sana saygı mı gösterecek sanıyorsun?!"

snake | bxb [ASKIDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin