1.12

22 2 0
                                    

Bu bölüm bazı okuyucuları rahatsız edecek içerikler barındırmaktadır. Eğer rahatsız olmak istemiyorsanız lütfen o kısımları geçiniz.

Otis kulaklıklarını düzeltirken Tony ile yaptıkları plana bir göz attı. Önce Tony'nin ona söylediği müzik, daha doğrusu plak mağazasına gidecek, ardından 80'ler temalı bir plak alacaktı. Aslında birden fazla almak daha mantıklı olabilirdi. Eğer her şey yolunda giderse arta kalan zamanda John'un yeni evini ziyarete gidecekti.

Islak zemine ayaklarını çarparak yürümeye devam etti. Yakında erkekler voleybol liginin başlayacağını biliyordu, ama içinden maçlara katılmak gelmiyordu. Ne de olsa sadece bir yem oluyordu ve maç içinde ilk altının içine giremeyecekti. Koç Dawson'ın onu çok sevmesi bunu değiştirmeyecekti. Bazı şeylerde sevgi bile işe yaramıyordu maalesef.

Yürüdüğü yoldan sağa dönerek müzik sokağına girdiğinde biraz bile olsa rahatladığını hissetti. Böyle kalabalık mekânlar hoşuna gidiyordu. Tony'nin verdiği koordinatları uygulayarak geniş çarşının alt katına kendini attığında birçok farklı müzik mağazasıyla karşılaştı ve söylenilen mağazaya adımladı. Vay be, burası cidden göz alıcıydı! Ve tuhaf tarafı, burası Tony'nin söylediği gibi sadece plak satmıyordu. Yanlış yere mi gelmişti?

Büyük mağazanın içinde dolanırken önce enstrümanlara göz attı. Burada birçok antika, 'custom-made' ve daha birçok türde gitar ve baslar vardı. Abisigilin neden burayı bu kadar sevdiğini anlamak için yeterli bilgiye sahipti şu an.

Etrafı karıştırmayı bitirip ortada duran plak tezgahlarına yaklaştı, ama bunlara birazdan bakabilirdi. Şu an daha fazla merak ettiği bir şey vardı. İstediğini bulurken gururla gülümsedi. Kasanın yanında duran antika plaklara ilerledi. Belki bunları alacak parası yoktu ama bakmaya çekinmeyecekti. Bildiği birkaç şarkıyı incelerken kasada duran adamın kendisine olan tuhaf bakışlarını ve telefonuna sarılıp ortadan kaybolması hiç dikkatini çekmemişti.

"Ah, hey dostum. Buraya geldiğinde aramamı söylemiştin."

Otis bir sürenin ardından hâlâ plak seçmekle uğraşırken kasiyer bir yandan ona şaşkınla bakıyor, bir yandan da onun dediğinin doğru olduğunu kavrıyordu. Tam da söylediği gibi saatlerce mağazaya bakabilmesi akıl alır gibi değildi. İnsan sıkılırdı yahu..

İçeride bir zil sesi yankılandığında kasiyer kapıya doğru döndü. Üstünde anlamsız desenleri olan bir gömlek altına ise ona uyabilecek renkte bir pantolon giymişti. Bu kadar hızlı gelmesi şaşırtıcıydı doğrusu. Genç dudağının üstüne işaret paymağını koyarak susmasını işaret ettiğinde adam gerginlikle onu onayladı. Yanlış bir şeyler olduğunu hissediyordu ama söz söyleyebilecek bir durumda değildi. Tek isteği bu ikisinin dükkânını olay çıkarmadan terk etmesiydi, ne bok yerlerse yesinlerdi.

Genç sessizce Otis'e yaklaştı. Aslında sessizce yaklaşmasına gerek bile yoktu, çocuk onu duyamayacak kadar konsantre olmuştu.

"He-eey!" dedi Otis'in gözlerini kapatarak. "Tahmin et bakalım ben kimim!"

Ellerinin altındaki beden kasılınca sinsi bir gülümseme yüzünü kapladı. Sesleri unutmamasını çok seviyordu! Kulağına yaklaştı ve ikisinin duyabileceği bir sesle konuştu.

"Beni özledin mi?" Yanlış soruyu sormuştu. Biraz durdu ve devam etti. "Ufaklığın bensiz yalnız kalmadı değil mi? Hmm, belki yeni baban sana yardımcı oluyordur. Ah, abinin yerini kimse tutamaz gerçi, haksız mıyım?"

Otis gözlerini kapatan elleri çekti. Yavaşça arkasına döndü, gözlerindeki donuk bakış korkutucuydu. Ama daha önemlisi, bu orospu çocuğu onu nasıl bulmuştu?

snake | bxb [ASKIDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin