jimin: merhaba nefret ettiğim o kız!jimin: bugün yeteri kadar kötü müsün?
(Görüldü✔️✔️)
jimin: görüldü mü?
jimin: bana mı?
jimin: bana, bana? seninle saatlerce kavga ederek sinirlerini bozan o meleğe hemde?
jimin: tam senden beklediğim gibi kalbimi kırıyorsun ama
jimin: bugün yine hiç istemesemde seni gördüm
jimin: ve şunu merak ettim
Jennie: Yine ne saçmalıyorsun?
jimin: saçmaladığım şey şu ki, yüzünü göremedim aslında. arkadaş diye tanımladığın fakat tek derdi senin yanında yürüyerek prim kasan kız sana seslenmeseydi senin olduğunu bile anlamayacaktım.
jimin: yüzün neredeydi?
Jennie: Hangisi?
jimin: iddjsidniüğytf
(Görüldü✔️✔️)
jimin: makyaj yapmadığın tek bir günün var mı senin?
jimin: bak cidden canı gönülden merak ediyorum
jimin: o kadar kimyasalı yüzüne sürüp nasıl bu benim yüzüm diyerek gezebiliyorsun?
jimin: ortada yüz diye bir şey yoktu gerçi
Jennie: Beni rahat bırak, lütfen
jimin: hiç öyle bir şey istenir mi benden? tabii ki yapmayacağım. sorman bile rezalet
jimin: seni anlamıyorum
jimin: ya da sizi
jimin: neden yüzünüze sürdüğünüz boyalarla güzel olduğunuzu düşünüyorsunuz?
jimin: ya da uzun kirpikli olduğunuzda, burnunuz küçük, dudaklarınız dolgun olduğunda?
jimin: şu an burada güzellikle ilgili ahkam kesebilirim ama bildiğini biliyorum
jimin: öyleyse neden?
jimin: bu yüzden 21. yüzyılı sevmemiyorum bir türlü. insanlara gerçek değerlerinin ne olduğunu bulmaya izin vermiyor bu yüzyıl. makyajı nasıl yapacağının hiylelerini bulmayı öğretiyor
jimin: neden ki neden
jimin: önemli olan insanlar değil mi? güzel olan insanlar değil mi? neden makyaj gibi bir araç güzellik kavramın yanına yaklaşabiliyor? buna neden izin veriyorsunuz?
Jennie: Hamlet kitabını okudun mu?
jimin: sorman bile ayıp ama bunun konumuzla ne alakası var?
Jennie: Ordaki Hamlet sevgilisine yüzüne türlü türlü boyalar sürdüğünü bildiğini ve bu sebepten ondan iğrendiğini söyleyip ayrılmıştı.
Jennie: 19. yüzyıl bile olsa kızların yüzüne sürülen şeylerin onların kişiliğini değiştirdiğine inanan sizin gibi aptallar yüzünden 21. yüzyılda rahat yaşayamıyoruz
jimin: bunu kendine yapan sensin
Jennie: Bunu kendime yapan ben olabilirim.
Jennie: Bunu yapıyorum. Yaptığım işte gayet başarılıyım. Yeni bir kişi yaratıyorum. Tanrı gibi. Ve siz bunun beni manevi olarak boş bir insan yaptığını söylüyorsunuz. Makyajı kirletiyorsunuz sözlerinizle. Sonra da aynı lekeli sözleri insanlara fırlatıyorsunuz.
Jennie: Doğal ol saçmalığıda ne cidden?
Jennie: Senin değiminle önemli olan yüzler değil ruhsa, neden kızların yüzüne sürülen şeyler bu kadar çok rahatsız ediyor sizi? O bir insan ve istediğini yapabilir kendisine. Eğer öyle iyi hissediyorsa bırakın yapsın. Bu kadar abartarak insanlara kendilerini kötü hissettirdiğinin farkında değil misin?
Jennie: Birisi kırmızı ruju dudaklarına sürünce söyledikleri sözler değişmiyor, lens takınca hayata bakışı değişmiyor, kapatıcı kullanınca merhametinin üzerini kapatmıyor, oje sürünce insanlara dokunuşu farklı hissettirmiyor. Lütfen artık anla. Makyaj insanların kişiliğini değiştirmiyor, onu bu kadar abartarak insanları değiştiren yine insanalar
Jennie: Sen nasıl birisin biliyor musun?
jimin: nasıl?
Jennie: İçi boş olan hayatında gerçek bir şeylerin içinde olmak isteyen, daima doğru bir şeylerin tarafında durduğunu düşünen fakat inandığın doğruların sistemin kafana kazıdığı boşluklar olduğunun farkında olmayan bir kurbansın
Jennie: Ya da belki bir katil
Jennie: İnsanları özgür yaşamasına izin vermeden, sistemin doğrularına onları deşerek uydurmaya çalışan, iyilik meleği maskesi takan katil
Jennie: Olmuyor işte, Anonim
Jennie: Ben böyle mutluyum. Anlamıyor musun? Saç rengim doğal olsa, yüzüme asla makyaj yapmasam, kıyafetlerim basit olsa ve arkadaş çevrem düzgün olsa bile, değişmeyeceğim. Değişemem. Böyle birisiyim ve kendimi seviyorum. İçine kapanık, iki üç arkadaşı olan ve doğal kalmaya çalışan kızlar öyle mutluysa öyle olsunlar. Çünkü öyle mutlular. Bende böyle mutluyum.
jimin: üzgünüm.
Jennie: Sorun değil,
Jennie: Senin gibi aptallara laf anlatmaya alışkınım.
jimin: yine de senden nefret ediyorum
Jennie: Biliyorum :)