park; flüt çaldığını bilmiyordumpark: konservatuar odasının önünden geçerken tesadüfen yalnız başına çaldığım müziği duydum
park: rahatsız ediyorsam üzgünüm ama çok hoştu
Jennie: Hayır rahatsız etmiyorsun ve teşekkür ederim.
park: flütte gerçekten çok iyisin
Jennie: Biliyorum
park: çok mütevazısın
Jennie: Neden iyi olduğum konuları inkar edeyim ki?
Jennie: Mütevazıcılık oynamak yerine gerçekten iyi olmadıklarıma yoğunlaşabilirim. İyi olduğum bir konuda birisinin bana sadece "hayır iyisin," demesi için, "O kadar da iyi değilim aslında." klişelerine giremem
park: haklısın, inkar etmemelisin
Jennie: Bu arada sen kimsin?
park: birisi işte
Jennie: Kim?
park: havalı olmak istiyordum, bu yüzden en baştan söylemeyecektim ama sanırım senin hayranınım
park: flüt çalmanı seviyorum
park: hayır aslında
park: flütü senin çalmanı seviyorum
Jennie: Yani beni seviyorsun?
Jennie: Çirkin falan mısın sen? Neden karşıma çıkıp yüzüme söylemek yerine burada cevabını tahmin ettiğin halde bana yazıyorsun?
park: çirkinim
Jennie: Evet, kesinlikle çirkin olmalısın
park: çirkin olduğum için karşısına çıkamıyorum
park: üzgünüm
Jennie: Ben de çirkin olduğun için seni reddediyorum öyleyse
Jennie: Yanıma yakışacağını düşünmüyorum
Jennie: Bu yüzden ezik kompleksin ve çirkinliğinle seni engelliyorum
park: sen hep böyle misin Kim Jennie?
Jennie: Nasıl?
park: böyle işte
park: sana çirkin olduğumu söylediğim an bana engelli basmak istedin. beni tanımadan beni reddediyorsun.
park: evet çok çirkinim
park: yüzüm bakılmayacak kadar iğrenç
park: kokuyorum ve saçlarım hep yağlı. yanına yaklaşamayacak kadar mikrop yuvasıyım. kompleksliyim, arkadaş çevrem yok, boyum uzun falan değil
park: tam anlamıyla kaybedenler klübündenim
park: ve sen doğal olarak beni reddediyorsun
park: ama neden?
park: oysa beni tanımıyorsun bile. sadece çirkinim diye kötü birisi olacak değilim ya, belki de kitaplarda okuduğum o prens benimdir ama sen sırf ben çirkinim diye en başından beni reddediyorsun
Jennie: Öncelikle ben kitap okumam
Jennie: İkinci olaraksa, seni reddettim ve bundan pişman değilim
Jennie: Çünkü çirkinsin
Jennie: Ama senin anladığının yanı sıra benim kastettiğim çirkinlik yüzünle ya da bedeninle ilgili değil
Jennie: Kendini olduğu gibi kabul etmeyip, çirkin diye damgalayarak hayattan soyutan herkes benim için çirkindir
Jennie: Çirkin olduğun için seni benim kabul etmediğimi sanıyorsun fakat sen, kendini çoktan reddetmişsin
Jennie: Duvarlarını boğulacak şekilde daraltan ve her gününü kendinden nefret ederek geçiren kişiler benim yanıma yakışmazlar
Jennie: Üzgünüm, sen beni sevmeyi hak etmiyorsun
park: sen muhteşemsin, ben öyle değilim
Jennie: Haklısın aslında
park: gördün mü? sen de kabul ediyorsun
Jennie: Ben muhteşemim adamım
Jennie: Ne de olsa senin gibi kendimi çirkin diye tanımlamıyorum
Jennie: Başkaları için ne ifade ediyorum umurumda değil ama benim için ben değerliyim bu yüzden muhteşemim işte
Jennie: Kendimi sevdiğim için
park: çirkin olduğunda senin içini tanımak bile istemezler inan bana
Jennie: Bunu bilemezsin
park: asıl sen bunu bilemezsin çünkü çirkin değilsin çünkü hep en muhteşem olan kişi sendin
park: hep parlıyorsun
park: gölgedekilerin nasıl hissettiğini nasıl anlayacaksın ki?
Jennie: Bana bak ezik son kez söyleyeceğim
Jennie: Yaşamak istiyorsan, kazanmak istiyorsan ve bir şeylerin bir parçası olmak istiyorsan göze alman gerek. Her şeyi göze almalısın
Jennie: Reddedilmeyi, kırılmayı, acı çekmeyi, sevmeyi, aşağılanmayı ve bir sürü şeyi daha
Jennie: Şu an kaybedensin evet
Jennie: Bunun sebebi çirkin olduğun için değil ama
Jennie: Çirkin olduğunu düşündüğün için. Çirkin olduğunu düşündüğünden karşıma çıkmadın, seni tanımam için bana şans vermedin ve beni kaybettin. Burada benim suçum yok. Beni böyle olduğum için suçlayamazsın
Jennie: Kazanmak için hiçbir şeyi göze almadan bir köşede acı çeken sen, gerçekten de çirkinsin.
Jennie: Git ve kendini sev aptal
Jennie: Bu kadar ezik olma
Kafamı eğdiğim telefonumdan kaldırarak ilerideki masada oturan kızın üzerinde bakışlarımı gezdirdim. Sonra hafifçe gülümsedim.
"İyilik yaparken bile bok ediyorsun, Kim Jennie." Tekrardan güldüm. "İyiliği bile."