M.A-6

1.5K 56 9
                                    


"Ben maktülün telefonunu soracaktım. Yani kanıt dosyasında göremedim, araştırılmamışta. Özel bir sebebi var yoksa gözden mi kaçtı ?" Cümlemin sonunda duyduğum ses beni utandırmıştı.

"Fatih sen mi açarsın, ben mi açayım ? Dayanamıyorum daha fazla sıkıdım."

⚖️👩🏻‍⚖️🖤

Duyduğum sesle yanaklarıma kan hücum etmişti. "Ben ç..çok özür dilerim Fatih Bey çok yanlış zamanda aradım benim hatam." dedim ve telefonu kapattım. Sıcak mı basmıştı bana mı öyle gelmişti ? Duyduklarımı algılamaya çalışıyordum. Ne demişti o öyle ? Düşündükçe garip bir hayalkırıklığı peşimden çoğalarak geliyordu. En iyisi umutmaktı, evet en iyisi buydu.

Gece geç yatmaya alışkın olan vücudum şu an uyumak istemiyor ve aksi gibi acıkıyor ve canlanıyordu. Ayaklarımda pofuduk terliklerimle ayaklarımı parkeye sürüye sürüye adımlarımı mutfağa yönelttim. Genel olarak evde halıyı pek sevmiyor, olabildiğince az ve küçük kullanıyordum. Mutfağa gittiğimde elimdeki telefon çalmıştı. Kimin aradığını bir 3 kez okumuş yine de anlamamıştım. Arayan Furkandı. Ama bu kadar zaman sonra neden arıyordu ki, hem de bu saatte ? Tedirgin bir şekilde açtım telefonu "Alo ?" söyleyeceklerini merakla dinlemeye başladım. "Aseeğğll ben seni (hıçkırık) çoğğk özledim (hıçkırık) açsana kağpıyı (hıçkırık)" Alkol kokusu telefondan bile gelmişti. İçip içip kapıma dayanmak neydi ya ! Telefonu sinirle kapattım ve evden çıkıp merdivenleri inmeye başladım. Sokağın ortasına oturmuş, elindeki şişeyi belirli aralıklarla içmeye devam ediyordu. Oturduğum site bol savcı, avukat, polis ve askerin olduğu bir siteydi.  Küçük fakat evleri geniş bir siteydi. Furkan'ın kolunun altına girip kalkmasına yürümesine yardımcı oldum. "Beğğn (hıçkırık) özüğr dileğrim Aseğl." Aptal mıydı bu çocuk niye özür diliyordu? "Tamam Furkancım sabah konuşuruz bunları." Ve yalpalaya yapalaya yürümeye devam ettik....

Gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Güneşin bu kadar gözüme girmesine gerek var mıydı gerçekten ? Günlük rutinlerimi halledip her zamanki gibi ayaklarımı sürüye sürüye salona gittim. Dün gece Furkan'ı salona yatırmıştım ve o da hemen sızmıştı.

Salona girdiğimde hala uyumakta olan Furkan görüş açıma girmişti. Kanepenin üzerinden aldığım yastığı kafasına attım. "Uyan artık ayyaş." Masum gözlerle, şişmiş suratıyla bana bakan Furkan şu an aşırı tatlı duruyordu. Onunla ilgili tüm kötü düşüncelerim bir anda yok olmuş gibiydi. "Sanada günaydın Aselcim. Aboo bu nasıl bir baş ağrısı ne içtim ben bu kadar. Yaşadıklarımın son 15 dakikasını hatırlamıyorum." Söyledikler göz devirmeme sebep olmuştu. "Sarhoşluğunun kaç dakikasını hatırlamadığını bilen tek kişi sensin Furkancım. Ama eğer merak ediyorsan en son benden özür diliyordun." Sahi niye özür dilemişti hala merak ediyordum.

Çayım demlenirken bir yandan da elimdeki zeytin tabağını masaya götürüyordum. "Kahve yapmamı ister misin ?" Furkan'ın bakışları bana dönmüştü fakat bir garip bakıyordu. "Yok ya önce bi duş alsam iyi olucak galiba. Alabilirim di mi ?" Ona salak mısın bakışımı attım. Bu evde defalarca duş almıştı şimdi mi sorun ediyordu. "Aldım ben cevabımı." dedi ve misafir banyosunun yolunu tuttu.

Yattığı yeri toplamamıştı. Bu huylarına sinir oluyordum. Yattığı yeri toplamamakta neydi ? Ben tam arkasından söylenirken kapı çaldı. Misafirlerim bugün ne kadar da çoğalmıştı böyle ! Sakin bir şekilde kapıyı açtım. Karşımda Fatih'i görmek şu an en istemeyeceğim şeydi galiba..

Mafyanın Avukatı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin