Beni kimle tanıştıracağını çok merak ediyordum. Özrünü kabul etmiştim. Dün gece olanları yaşanmamış gibi sayacaktım.Beni kim ile tanıştırabilir. Kafamı kurcalayan tek şeydi. İşten dönmüştüm. Sarper'in mesajı haricinde bugün ilgi çekici pek bir şey yaşamamıştım. Stabil bir iş günüydü. Toplantılar, telefon görüşmeleri vs. Derin' in çığlığını duyunca yerimden fırladım.
" Bu ne be!"
Yukarı doğru koştum. Derin'in yatağının üstünde çömelmiş yere doğru bakışlarını görünce, durumu kavramam geç olmadı. Yine bir böcek vakası. Böceklere fobisi vardı. Böceğin yukarı havalanmasıyla hızlıca onu havluyla yakaladım. Derin'in dinmeyen çığlıkları hala kulaklarımda çınlıyordu. Havlunun içindeki böceği balkondan dışarı saldım. Havluyu köşeye sıkıştırıp kirli çamaşırlara atılması için ayırttım. Derin'e bu hali hep beni güldürüyordu. Hala yatakta aynı pozisyondaydı.
"Benim cesur kızım." Dedi.
"Ha ha ha "
"Gülme seni telefona cesur böcek avcısı olarak kaydedeceğim." deyince bir şiddetli kahkaha daha attım.
"Yok artık." dedim.
"Görürsün."
Derinin yanına oturup ona Sarper'in beni biriyle tanıştırmak istediğinden bahsettim. Derin'in fikirlerini önemsiyordum. Ona danışmak istiyordum. Şuan neler yapacağım hakkında fikrim yoktu.
Derin tek kaşını kaldırıp "Annesi veya babası olabilir." Dedi.
"Bilmem ki. Söylemedi." Dedim.
"Git tanış bakalım. Kimle tanıştırmak istiyormuş." Dedi.
Derin düşünceli bakışlarını benden çekip sehpaya yöneltti. Omuzuna dokunup bana odaklanmasını sağladım.
"İyi ki varsın" dedim. Derin bunu bekliyormuş gibi sıkıca kollarını bana sardı. Cevabı gecikmeden gelmişti.
"Sende iyi ki varsın kız kardeşim."
Derinin içten sarılmasına bende saçlarına içten bir öpücük hediye ettim"Sarper'i böyle öpmüyorsun inşallah. Sadece benim saçlarımdan öpersin çünkü sen."
Ufak bir kahkaha atıp.
"Ya hayır" dedim.
Derini kolundan tutup,
"Hadi gel aşağıya film izleyelim. Hem bugün çok yoruldum. Biraz masaj yapsana bana." Aşağıya indirdim.Acındırma mesajlarımı arka arkaya sıralayıp derini peşimden sürüklüyordum.
"Masaj saati 20 lira."
"30 olsun." Dedim.
"Olur." Dedi.
Bu tatlı esprili konuşmalarını seviyordum.
Derin, "Dur ben filmi açayım. Sende mutfakta bize biraz meyve ayarla." Dedi.
Yönünü değiştirip mutfağa geçip dolaptan meyveleri tek tek çıkarttım.
Güzel bir meyve tabağı yapacaktım.
Bütün meyveleri güzelce yıkadım.
Hijyen çok önemli. Ne olursa olsun bu meyvelere bir çok insan eli temas ediyordu. Bu da demek oluyor ki. Mikrop kapabiliriz. Dışarıdan aldığımız her ürünü yıkamak da fayda var. Meyveleri güzelce elden geçirip, bıçağı alıp tabaklara dilimledim.Film tam 2 saat sürmüştü. Derine göz atınca uyuduğunu fark ettim. Yerimden doğrulmaya çalıştım ama 2 saat hareketsiz kalınca her yerimde bir karıncalanma oluşmuştu. Her yerim tutulmuştu. Yavaş hareketlerle yerimde doğrulup. Tekli koltukta duran pikeyi derinin üzerine çektim. Elimi yüzümü yıkamak için tuvalete gittim. Yüzümü yıkayıp üzerimi değiştirdim. Aşağı Derin'in yanına indim. Tv'yi açık unutmuştum. Allah'tan sesi kapatmışım da kalkmamış. Kumandaya uzanıp ekranı tam kapattım. Kendimi koltuğa atıp telefonuma uzandım. Arayacağım pek kimse olmadığından telefonu pek kullanmıyordum. Ekran ışığını kenardan açınca 1 cevapsız çağrı gördüm. Telefon görüşmelerine girip cevapsız çağrıya baktığımda yabancı bir numara olduğunu gördüm. 10 dakika önce aramıştı. Numaraya biraz göz gezdirdim. Belki tanıdık gelebilir açısından ama hiç tanıdık gelmiyordu. Numarayı sağa doğru kaydırıp aradım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARDIMCI
RomansHayatın sana iyi, kötü ne getireceğini bilmeden, yürürüz yollarımızda. Bazen tehlike kanımızı dondurur bazen ise yoğun hissedilen arzu duygusu çeker kanımızı. Onun kanı çekiliyordu bu tehlikeli yolda? Ne yapmalıydı peki bu tehlikeli aşkın sonunda? D...