2.Bölüm: Gerçek Hayat

95 7 24
                                    

Selam canlarımm ^
Dün attığım bölüme çok güzel yorumlar geldi, beğenmenize çook sevindim sizleri seviyorumm

Yukarıdan şarkımızı dinleyebilirsiniz.
İYİ OKUMALAR

2. BÖLÜM GERÇEK HAYAT :
"Belki de yeni bir başlangıç yapmanın vaktidir. Yeni bir başlangıç için her şeyi yıkmanın vakti"... demiş Sabahattin Ali. Kitaplara düşkünlüğüm, okuduğum satırlardan geliyor benim. Her satırda kendimi bulmak bana yalnız değilmişim gibi hissettiriyor. Eminim size de öyle hissettiyor.

Salonun en köşesinde, beyaz taşların üzerinde oturmuş kitabımı okuyordum. Neşe hanım ve Fuat bey'in işleri olduğu için, her zaman olduğu gibi yine tek başıma kalmıştım. Salonun ortasına geçip canım sıkılıyor diye bağırıcam resmen. Buraları da bilmem ki ben en iyisi oturayım oturduğum yerde.

Saat 12:05 'e gelirken evin beyefendisi yeni kalkmış, üstelik bana kahvaltı hazırla diye emir vermişti. Az ye de kendine hizmetli tut. Tabi bunları sadece içimden söylüyorum biliyorsunuz bende o şey yok.

Mutfakta biraz oyalanırken, kahve yapmaya başladım, hayır yani yurt buradan daha eğlenceliydi en azından en büyük aksiyonumuz yurtta gizlice çekirdek çıtlatmaktı. Burada aksiyon falan da yok. Ben kendi kendime konuşurken arkamda birini hissetmemle yavaşça kafamı kaldırdım.

Burak iki kolunu tezgaha yaslamış, bedenimi kıstırıyordu, nefes alış verişim hızlanınca eldivenli ellerimle hızla onu kendimden uzaklaştırdım.
"Bir daha sakın, bana bu şekilde yaklaşma" olduğu yerden bir kaç adım geri giderken gülmeye başladı. Ne gülüyorsun lan, tipe bak Allah'ın denyosu.

Daha fazla bu saçmalıklara katlanmak istemediğim için hızla kapıya doğru yürüdüm. Ani bir refleksle kolumu kavrayınca dişlerimi sıktım. Hayır,hayır dokunma, kolum karıncalanmaya başladığında göz yaşlarım da hızla akmaya başladı. Kolumu elinden kurtardığımda bana şaşkın gözlerle bakıyordu.

Koşarak odama çıktığımda üzerimde ki elbiseyi çıkarıp banyoya girdim. Duşa kabine girdiğimde hala ağlıyordum. Kolumu lifle çitilediğimde kanayana kadar devam ettim. Neden insanlar böyle, neden sürekli bizim istmediğimiz şeyleri yapıyorlar, bunu neden tekrar yaşamak zorundayım.

Banyodan çıktığımda kolum hala kanıyordu,ama bu benim hiç umrumda değildi. O aptal'a haddini bildirecektim. Bana dokunmamayı öğrenecekti.

Üzerimi değiştirip eldivenlerimi taktığımda, onu bahçede otururken buldum. Bir de utanmadan güneşleniyor "güneş kremi lazım mı?"
Bana bakıp üzerimi süzdüğünde konuşmaya başladı. "O eldivenleri neden takıyorsun?"

Kafamı yavaşça ellerime çevirdiğimde ne söyleyeceğimi düşünüyordum. "Bana bir daha dokunma, bilmen gereken tek şey bu!" Ayağa kalktığını fark ettiğimde yüzüne baktım. Gözlerinde ne gördüğümü bilmiyordum ama alay yoktu, buna emindim. "Benim biraz işlerim var, sen evde kal!" Bahçe kapısına doğru ilerlediğinde arkasından ona bakıyordum.eğer bu evde biraz daha tek kalırsam kafayı yerdim. O yüzden koş kızım koş.

Arabanın kapısını açıp oturduğumda kemerimi takıp burağa döndüm. "Ee nereye gidiyoruz, böyle boş boş oturmaya gelmedin herhalde." Dişlerini sıkmaktan çene kemiği belirginleşince bana doğru dönüp bağırdı "in arabadan"  kaptan yerim rahattı benim. "Canım sıkıldı evde oturmaktan, ne olur yani biraz eğlensem."

Yüzüme uzunca baktıktan sonra gülmeye başladı."eğlence arıyorsun demek, yalnız benim hayatım seni aşar güzelim." Güzelim mi dedi o? Sensin güzelim, kendimi toparlayıp direksiyona vurdum. "Hadi o zaman senin hayatını bir görelim  aşıyor mu aşmıyor mu karar veririz."

Temas yok !!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin