Son 1 haftadır tanımadığım insanların selamını almaktan bıkmıştım. Öküz herif gidip okulda ki herkeze sevgili olduğumuz yalanını yaymış ve bu yüzden insanlar sırf okulun playboy'u olan çocuğa yalakalık yapmak için benimle takılmaya çalışıyorlardı.
En son üç gün önce mesaj atmıştı. Artık peşimi bırakması için ona hoşlandığım biri var demiştim. Fakat hoşlandığım kimse yoktu. Tek isteğim biraz kudurmasıydı :)
Dersliğe doğru ilerlerken insanların bana bakarak fısıldayarak konuştuklarını gördüm. Ve bu Bende merak duygusuna yol açtı. En son yanımdan geçecek olan Bi alt sınıf öğrencisin hafifçe kolunu tutup
"bana bakarak ne fısıldaşıyorsunuz siz?" sesimi yükseltmeden sorduğum soruya ürkmüş Bi şekilde cevap veren kıza diktim bakışlarımı."shownu o-oppa kavga etmiş unni. Bildiğini sanıyordum"
Duyduğum cümleyle dehşete kapılmış Bi şekilde koşarak tıp fakültesine gittim. Bahçede kafası yere eğik Bi şekilde Bi agaca yaslanarak oturan shownu'yu gördüğümde hızla yanına adımladım.
"Shownu sana noldu!!?"
Sesimi duyunca irkilerek bana bakan shownu'nun yüzüne kaydı bakışlarım.
Gözünün hemen altında patlıcan renginde Bi morluk ve kaşının üstünde de yara bandı vardı."Abartılacak bişey yok. Mezun tayfadan Bi çocukla kavga ettim. Gerçi kavganın sebebini de bilmiyorum."
Duyduğum şeyle gözlerim sonuna kadar açıldı. Bunu yapmış olamazdı değil mi!?
Ona anlat der gibi Bi bakış attım" neymiş peşini bırakcakmışım, yanında görmicekmiş beni falan filan hayır kim olduğunu da bilmiyorum"
Bahsedilen kişinin ben olduğunu anlamak güç değildi. Şu an o kadar çok sinirliyim ki her an ağzımdan Jong suk la ilgili bir şey kaçırabilme ihtimalim olduğu için hızlıca Shownuyu yanağından öpüp sarıldım.
" so hyun'ı gönderiyorum yanına benim acilen Bi yere gitmem lazım ama hemen gelicem yanına" anladım der gibi Bi bakış attığında adımlarımı hızlandırarak tıp fakültesinden çıktım.
Shownu benim liseden beri arkadaş olduğum insanlardan biri. O bu dünyada gördüğüm en kibar erkeklerden biri. Çok iyi Bi kalbi var.
İşte bu yüzden ona kötü davranılması benim sinirlerimi ortaya çıkarıyor.Telefonumu çıkarıp so hyun'a kısaca durumu özetledim ve shownu'nun yanına gitsin diye mesaj attım. Cevap vermesini beklemeden sinirimi atmak için okul kampüsünden dışarı çıktım.
Kendi kendime sakinleşmeye çelışırken tanrının ban bir lütfu gibi Jong suk'u arkadaşlarıyla Bi kafeden çıkarken gördüm. O'na doğru hızla adımladım.Beni görünce yüzündeki gerginlik yumuşadı. Hafifçe gülümsedi ama ben o gülümsemeyi ona yutturucaktım.
Yanın gelip beklemediği bir anda diz kapağına tekememi geçirdiğimde acıyla inleyin dizini eliyle ovuşturmaya başladı. Yanında ki arkadaşları bana ve ona şaşkınlıkla baka kaldılar.
"SENİ ADİ HERİF SEN KİMSİN DE BENİM ARKADAŞIMI DÖVMEYE KALKIŞIRSIN!!?"
Yavaşça Kafasını yerden kaldırıp şaşkın bakışlarını bana doğrulttu.
"siz arkadaşmıydınız? Ben mesajda öyle söyleyince ve etrafında konuştuğun tek erkek olduğunu öğrenince sinirlerime hakim olamadım."
"bir daha seni benim ve yakınlarımın yanında görürsem seni buna pişman ederim lee jung suk anlıyormusun beni!?"
Yanındaki arkadaşlarına kafasıyla Bi hareket yaptı ve hepsi Bi anda dağildı. Tamam havalıydı kabul ediyorum.
Bana doğru bir iki adım attığında yerimde sabit durup gözlerinin içine baktım. Ne yani öyle dizilerde ki gibi geri geri gideceğimi mi sandı?"Ah eun tak~ah sana pes etmeceğim derken çok ciddiydim. Evet küçük Bi hata yaptım. Arkadaşını o hale getirmemeliydim-"
Hafif kıkırdayıp Bi anda ciddi Bi yüz ifadesine büründüm. - bu hareketi çok güzel yaparımda eheh- ve yüzünü inceledim.
"o da seni güzel benzetmiş. Baksana şu tipine"
Alayla söylediğim cümle karşısında yüzünin gerildiğin hissedebiliyordum.
Evet yakışıklı Bi yüzü vardı bunu asla inkar edemem ama beni etkilemiyordu.Yüzümüz arasında santimler kala nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Hafif nane ile karışık duman kokusu vardı ve bu beni saçma bir şekilde ferahlatmıştı. Yüzünü yanağıma doğru getirip kulağıma fısıldadı
"sen bırakmayacağım eun tak. Ne yaparsan yap. Ben hayatımda ilk defa hissettiğim bu garip duygunun yok olmasını istemiyorum. Ben sana aşığım be kızım. Lütfen beni kendinden uzaklaştırma."
Söylediği cümleler nedensizce kalbimi yumuşatmıştı. Ona karşı nazik olmak istemiyordum. Ama bunu faaliyete geçiremiyorum.
Bir şeyler söylemem gerektiğini düşünerek bir kaç adım geri attım. Ve yüzümü yüzüne sabitledim.
" bak benden hoşalmana karşı değilim çünkü duygu kavramı tanımlanamaz bir şey,seni Anlıyorum. Ama ben sana karşı bir şey hissetmiyorum Jong suk. Beni buna zorlyamazsın.
Kafası eğik bir şekilde beni dinledi. Sözlerim bitince de kafasını aşağı yukarı hafifçe salladı "ama ben senden vazgeçemem. Seni hayatımda istiyorum eun tak."
O an ona burda destan yazarak durumu açıklasam yine anlamiyacağını anladığımda onaylamaz bakışlarla ona baktım. Arkamı dönüp ilerlemeye başladığım sırada bileğim den hafifçe tuttu.
"Özür dilerim. Yani arkadaşın için. Bu şekilde anlamadan dinlemeden gidip hesap sormamalıydım."
Ona doğru döndüğümde kafasını sola doğru yatırmış Bi şekilde bana bakıyordu. O an o kadar tatlıydı ki Bi an sarılasım geldi ama sonra heme n kendimi toparladım.
" benden değil. Shownu'dan özür dilemelisin jong suk. "
Ve ben o an ona karşı ilk kalbimin yanıtsız kalışını hissettiğimi ve ilerde bu huyum yüzünden başımın ne kadar yanıcağını bilmeden ona gülümsedim.
Merhabalar arkadaşlar. Resmen bölüm yardırıyorum ㅋㅋ
Sizlere iyi okumalar çok içimr sinen Bi bölüm olmadı ama neyse:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Infinite Love | Lee Jong Suk 🌙
Teen Fiction.𝙏𝙚𝙭𝙩𝙞𝙣𝙜 + düz yazı Jong suk: Sana susadım eun tak. Euntak: KOVA GETİRİN KUSUCAM ㅋㅋㅋ