Extra Bölüm 3 🖤

268 18 7
                                    


İşte beklenen gün gelmişti. Bugün benim düğün günümdü. Sevdiğim adamla yeni bir döneme giriyorduk.
Ne kadar kavga etsekte, ne kadar başımızdan kötü olaylar geçsede biz birbirimize sadık kalmıştık. Ve bugünde ilişkimizi bir üst levele taşıyorduk.

Ama ne kadar mutlu olursam olayım bir yanımın hala hasret duygusuyla
acıtmasına engel olamıyordum.

Babam... İlk aşkım.

Düşüncelere öyle bir dalmışım ki odaya Jong suk'un girdiğini bile fark etmemiştim.

"Sevgilim neden ağlıyorsun? Bir şey mi oldu?"

Başımı kaldırıp, Bakışlarımı yüzünde gezdirdim.

"Seni çok seviyorum. Hemde çok."

İri olan elini alıp alı iki avucumun içine hapsettim.

"Bugün çok mutlu bir gün. Çok özel bir gün. Fakat ben ne kadar mutlu olsamda bir yanım hala babamın hasretiyle yanıyor. Şuan ne kadar ağlasamda onu yanıma getiremem. Bunu biliyorum ama olmuyor Jong suk. Onu çok özledim."

Sol elini kaldırıp yanağımdaki göz yaşlarını sildi.

"O her zaman beni gelinlikler içinde görmek isterdi. Bana hep 'damadımı ben seçicem' derdi."

Son cümlemi buruk bir gülümseyişle söyledim. Çok geçmeden Jong suk'un beni kollarıyla sarmasına izin verdim.

"Seni bu konuda teselli edemediğim için çok üzgünüm güzelim. Ama emin ol baban senin gibi bir kıza sahip olduğu için çok mutludur."

Yavaşça ayrıldı ve dudaklarını benimkilere hapsetti. Dudaklarıma ufak bir buse kondurdu. Kapının tıklatılması ile ayrıldık. Gir demem ile kapı açıldı. İçeriye görevli kız girmişti.

"Artık çıkma vakti efendim."

Kafamı olumlu anlamda salladım. Jong suk ayağa kalktı ve elini bana uzatıp kalkmama yardım etti.

"iki dk sonra çıkabilir miyiz? Son kez kontrol etmek istiyorum."

Kafasını salladı ve odadan çıktı.
Boy Aynasının karşısına geçip son kez kendime baktım.

Jong suk un belime sarılması ile hafifçe gülümsedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jong suk un belime sarılması ile hafifçe gülümsedim.
"Çok güzelsin sevgilim."

"Sende çok yakışıklısın sevgilim."

Aynanın önünden çekilip Jong sukun arkasına geçtim. Bu sefer o aynanın karşısında ben onun arkasından ona bakıyordum.

"Sabahtan beri bütün görevli kadınlar gidip gelip 'çok yakışıklı olmuşsunuz beyefendi' diyip duruyorlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sabahtan beri bütün görevli kadınlar gidip gelip 'çok yakışıklı olmuşsunuz beyefendi' diyip duruyorlar. Biliyorum yani"

"Sen kafayı mı yedin!? Kim o kızlar göster bana. Hem sen nasıl izin verirsin seninle böyle konuşmalarına!?"

Ben hızlı hızlı konuşurken o kahkaha atıyordu. "Neye gülüyorsun be?"

"Şaka yaptım yaa hemende sinirleniyorsun"

Omzuna hafifçe vurdum. "Eşşek ya valla sinirleniyordum."

Biz böyle şakalaşa şakalaşa aşaşğa inmeye hazırlanıyorduk. Görevli kız bizi çağırması ile Jong suk un sol tarafında yerimi aldım. Uzattığı koluna gülümseyerek girdim. Ve uzuuun merdivenlerden inmeye başladık. Hayatımda hiç birşey dikkat etmediğim kadar şu an düşmemek için dikkat ediyordum.

Merdivenlerden sağ salim indiğimde bize ayrılan masaya doğru ilerledik.
Yerlerimize geçtiğinizde kafamı kaldırım ve nikah salonunda olan kişilere bakmaya başladım.

Çok fazla kişi yoktu. Olan kişilerinden yarısından fazlası Jong suk un ailesiydi. Onlarla Jong suk ile aynı eve taşındığımız günlerde tanışmıştık. Kardeşini çok sevmiştim. Çok tatlı biriydi. Fakat babası biraz asabi Bi insandı. Beni pek sevmemişti olabilir yanii.

Büyük Bi aile oldukları için hepsiyle tek tek tanışamamıştım fakat hepside iyi insanlara benziyordu.

Biraz daha bakındığımda benim tayfayı gördüm. Kendi hallerinde takılıyorlardı. So hyun Jin ile şakalaşıp duruyordu. Shownu ise bu ortamdan fazlasıyla sıkılmışa benziyordu.

Onların yan tarafında ise bizim kampüste, kendime yakın hissettiğim bazı arkadaşlar vardı.

Shownu ya gel işareti yaptığımda hızla yanıma geldi.

"Shownu so hyun la anlaştınızmı hanginiz şahidim olacaksınız."

"En son taş kağıt makas oynadık ve ben kazandım nihahaha"

Ben onun bu haline gülerken nikahımızı kıymak için bir papaz gelmişti.

Herkes yerine geçtiğinde bizde ayaklanmıştık. Papazın önüne geçtiğimizde adam elindeki kitabı açtı ve ritüel olan konuşmayı yaptı.

Sıra bize geldiğinde bizde yeminlerimizi etmeye başlamıştık.

"... Seni sonsuza dek seveceğime yemin ediyorum."

İkimizinde son cümlesi olmuştu. Jong suk başımdan hafifçe tuttu ve alnımdan öptü.

"Sonsuzumsun."

Fısıltısını kalbimin derinliklerinde hissetmiştim. Bu anı bozan şey ise so Hyun'ın "Ayağına bas ayağınaaa"
Diye bağırması olmuştu.

Gülerek artık eşim olan adamın ayağına topuklu la çokta acımayacak şekilde bastım. O acıdığını dair ses çıkarınca gülmem daha da genişlemişti.

Kulağıma doğru eğildi ve "Bunun hesabını bana gece vericeksin."

Omzuna hafifçe vurdum. Bu adam iflah olmaz bir sapık.

"edepsiz."

_________

Vee böylelikle extra bölümleri de bitirdim.
Benimle beraber bu yolda, kitabımı okuyan canım okurlarım sizleri çok ama çok seviyorum. İnşallah başka hikayelerde tekrar buluşma dileği ile... Kendinize dikkat edin. Öptüm seni 🖤

Infinite Love | Lee Jong Suk 🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin