Geldiim. Aşkolar fazla konuşmadan hemen yazıyım çünkü devam etmezsem şu ağzımı tutamayacağım :)
Savaş'ın bu davranışına karşılık bende bizim bloğa doğru yöneldim. Yani napabilirdim ki sonuçta çocuk yüzüme bile bakmıyordu neyse..
Üstümü değiştirip mutfağa geçtim okuldan geldiğim için acıkmıştım hemen bi tost yaptım yanına da kahve yaparak salona doğru yöneldim. Tekli koltuğa oturup telefonumu elime aldım. Hem tostumu yiyor kahvemi içiyordum hemde sosyal medya hesaplarımda vakit geçiriyordum..
Tostumu ve kahvemi bitirdikten sonra tabağı ve kahve bardağını bırakmak üzere mutfağa yöneldim. Tam bırakmış ve salona doğru geçerken kapı sesi geldi ve içeriye birisi girmişti. İrkilmiştim açıkçası ama taki annemin;" asya kızım ben geldim." Demesiyle rahatladım. Ama o kadar olmuşmuydu ki diyerek başımı mutfaktaki duvar saatine çevirdim, gerçekten geç olmuştu ve saat 9'du. Tam anlamıyla nasıl geçtiğini anlamamıştım. Anneme hoşgeldin diyerek ve yemeğini yediğimi karnımın tok olduğunu söylerek odama yöneldim. Bilgisayardan film açtım ve 1 bölümü tamamladıktan sonra uykumun geldiğinin farkına varıp bilgisayarı masanın üstüne bırakmak için doğruldum. Son bir kez babamdan hatıra kalan tek şeye yani mezarından aldığım bir miktar toprak parçasını koyduğum küçük kavanozu yatağımın altından çıkartarak baktım ve yerine yeniden yerleştirerek uykuya daldım..
Sabah yine alarmın verdiği o bunaltıcı ses ile uyandım. Okula hazırlanmak için rutin işlerimi yaptıktan sonra nihayet evden çıkabilmiştim. Binadan çıktıktan sonra gözüm karşı bloğa takıldı. Dün Savaş buraya girmişti ve hiçbirşey söylememişti. Neyse banane ya o kim hem nerden geldiyse aklıma neyse tamam susun..
Otobüs durağına doğru yürüyordum ve durak yine bomboştu. Otobüsün gelmesine 2 dakika vardı. Ve gelmişti otobüse binerek akbilimi bastım ve arka koltuklara doğru ilerledim. Otobüs boştu ve birazdan yine tıka basa dolucaktı..
Ve beklenen durağa gelmiştik. Öğrenciler ve işe giden işçiler otobüse akın ettiler. Yanıma yine benim yaşlarımda bi çocuk oturmuştu. Çocuk yanına oturduktan 5 saniye sonra: "günaydın" dedi. Ama bu ses oydu. Bu Savaş'tı. Savaş'a dönerek günaydından önce: "yine mi sen?" diyebilmiştim..
Benim bu deyişime karşılık yine o beni düşüren ve bi o kadarda gıcık olan sırıtmasını tekrarlayarak önüne döndü ve kulaklığını taktı..
Sonunda okul bitmişti ve sıkıcı dersler sona ermişti. Ama savaş bugün okula gelmemişti. Tamam otobüste beraberdik hatta beraber inmiştik yine ama o yeniden okul girişinin ters tarafını kullanarak aşağı doğru gitmişti. Yeniden geleceğini umuyordum ama öyle olmamıştı..
Sonunda evdeydim ve karnım toktu. Çünkü okulun karşısında bulunan dönerciden döner almıştım ve eve gelirken onu yemiştim ve karnımı doyurmuştum. Üstümü değiştirdikten sonra yatağıma oturdum ve telefonumu elime aldım. Telefonumun internetini açar açmaz bildirimler gelmeye başlamıştı. Nerden geldiğini öğrenmek için ekranı kaldırdığımda watsaaptan geldiğini gördüm. Yeni sınıfımın sınıf grubuna öğretmen tarafından eklenmiştim. Klasik sınıf duyurularını okuduktan sonra telefonumu kapatıp uykuya daldım..*1 HAFTA SONRA*
Yine okuldan çıkmış eve doğru geliyordum. Birden telefonum çaldı ve Savaş arıyordu. Evet şimdi diyeceksiniz hayırdır numara felan ne alaka gruptan almış bizim gıcık benim numaramı öyle öyle konuşmaya başlamıştık. Neredeyse 1 haftadır birbirimize günaydın ve iyi geceler mesajlarını düzenli olarak atıyorduk. Yani onun bana atması benim ona atmam samimiyetimizi arttırmıştı. Bu konuşmalarda neden o binaya girdiğini de ve daha birçok şeyi. Savaş o binayı haftalık olarak kiralamış ve haftası dolduğu içinde eşyalarını toparlamaya gitmiş ve artık başka ev arıyormuş. Savaş aynı zamanda yetimhanede büyümüştü annesi ve babası yoktu yani kimsesi yoktu..
Telefonu açarak savaş'a cevap verdim;"efendim savaş. Ne diyosun sen hem sen nerden biliyosun? Hangi hastanede geliyorum hemen, almana gerek yok."
Hemen bir taksiye atlayıp Savaş'ın verdiği adresteki hastaneye doğru yola koyuldum. Annem fenalaşmıştı ve hastaneye kaldırmışlardı öğretmen bana ulaşamayınca en yakın arkadaşım Savaş'a söylemişti ve Savaş'ta bana..
***Hastaneye ulaşır ulaşmaz vezneye giderek annemin doktor olduğunu ve fenalaştığını söyledim. Fakat vezne daha bilgi vermeden annemin arkadaşı Oya abla yanıma geldi ve ben hallederim diyerek beni uzaklaştırdı.
Oya ablaya anneme ne olduğunu sordum. Bu soruma karşılık sadece sakın ol anlatacağım dedi. Kötü bişey olduğunun farkındaydım ama her zamanki gibi soğuk kanlığımı koruyordum...
Oya abla durakladı ve:"Asya kızım annen kalp krizi geçirdi ve az önce vefat etti. Başımız sağolsun."
Ne diyordu bunlar algılayamıyordum.
Oya ablanın dediklerinden sonra sadece gözümün kapandığını ve daha da biseyi hatırlamıyordum. Gözümü Savaş'ın kollarında açtım karşımda ise oya abla duruyordu. Oya ablanın dedikleri aklıma gelince birden duraksadım, ve herşeyin bir rüya olması için dua ederek yalvardım. Ama hepsi gerçekti...
Bizim ailede annem ve babamda bulunan bir hastalık yüzünden kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişlerdi fakat bende öyle bir bulguya rastlamamıştı...
Annemi toprağa verdikten sonra Savaş ile birlikte eve doğru yola koyulduk. Savaş bu zamanda bana o kadar destek olmuştu ki onunla olan birlikteliğimiz ilişkiye dönüşmüştü...Arkadaşlar gerçekten özür dilerim. Açıklamayı bu gece duyuru olarak hikayeye bir bölüm ekleyeceğim tüm kurtlarımızı orda dökelim beklemede kalınnn :))♡
![](https://img.wattpad.com/cover/209793213-288-k434216.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİM İÇİN
RomanceOnunla karşılaştığım gün hayatımın dönüm noktası olduğunun farkında değildim. O bana gelmişti ve şimdi yavaş yavaş gözlerimin içine bakarak gidiyordu.. Onu bırakmayacaktım hem benim için, hem onun için, hemde BİZİM İÇİN...