Taehyung
Mutluydum ama aynı zamanda içim burktu. İçimde gerçekleşmesi imkansıza yakın olan bir ihtimal tutuyordum.
Park Jimin'in yaşadığına dair küçükte olsa bir umudum vardı.
Bu güne kadar okuduklarım doğrultusunda onun çok naif bir yüreğe, sıcacık hislere sahip olduğunu öğrenmiştim.
Bu şekilde ölmeyi hak etmemişti, hayatı boyunca en zor ve en takdir edilesi mesleklerden birini hayat felsefesi edinmiş biriydi.
Bana göre doktor olmak kadar emek gerektiren, anlık hatayla her şeyi bitirebilecek bir meslekti.
Böyle yüce yüreğe sahip bir adamın kime ne gibi bir zararı dokunmuş olabilirdi? Aklım almıyordu.
Göz yaşlarımı silip günlüğün kapağını tekrar açtım,
17 mayıs 2015
Fotoğrafları almak için üçüncü kata çıktığımda Kim Namjoon'la yine karşılaşacağımızı düşünüyordum, hatta belki itfaiyeciyi de görürdüm.
1 aydır sürekli bu günü bekliyor, içten içe onunla karşılaşmanın umudunu taşıyordum.
Fakat ikisi de görünürde yoktu.
"Merhaba nasıl yardımcı olabilirim?"
Genç kadının seslenmesiyle kapıyı kapadım ve kadına döndüm,
"Ben Kim Namjoon ile görüşecektim"
Kadın garip bir şekilde beni baştan aşağı süzdüğünde rahatsızca yerimde kıpırdandım.
"Bay Kim burada değil, zaten nadiren gelir. Siz neden aramıştınız?"
Üzüntüyle iç çektim.
"Ben fotoğraf çektirmiştim kendisine"
Kadın "Öyle miii?" dediğinde şaşırdığını anlamıştım.
"İsminiz nedir?"
"Jungkook.. Jeon Jungkook."
Kadın "Jeon Jungkook" diye tekrar edip eklemişti,
"Manken misiniz?"
"Hayır, öğrenciyim. Diploma için mezuniyet fotoğrafım çekilmişti"
Hayretle "Ah, hatırladım. Kusura bakmayın sizi tanıyamadım, hemen getireyim" demişti.
Tepkisine anlam veremesemde üstünde durmadım. İtfaiyeciyi tekrar göremediğim için ufak bir hayal kırıklığı yaşıyordum.
Fotoğrafları aldıktan sonra belki biraz daha sohbet ederiz diye düşünmüştüm. Çünkü 1 aydır aklımdan çıkmıyordu. Söyledikleri aklımda bir yer edinmişti.
Sahi benim saklı değişmez yanım nerede saklıydı?
Şimdi o çok önemsediğim mezuniyet fotoğrafımı değil, onu merak etmeye başlamıştım.Bir heyecanla geldiğim stüdyoda başka birini bulmak üzse de elime tutuşturulan kapalı zarfla düşüncelerimden ayrıldım.
"İşte fotoğraflarınız burada, negatif olanlar bizde kalıyor prensibimiz böyle"
Kafamı salladım ve iç çektim.
"Peki teşekkür ederim. Şeyy.. Acaba borcum ne kadar?"
Soruyu sorarken adeta çenem titremişti, kıyafetlerime ve saçıma verdiğim parayı göz önüne alırsam stüdyo ücreti pişman olacağım bir meblağ çıkabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mental diary (Jikook)
Mystery / ThrillerBir yangında tanıdığım seni, bir yangında mı kaybedecektim? Bilseydim ben de can vermez miydim, seninle cayır cayır yanmaz mıydım? Ne kaldı ki sen gittikten sonra bana? Ah sadece bembeyaz duvarlarla kaplı bir oda. Bir yatak, bir tavan bir de dokto...