1 HAFTA SONRA;
*Biz ikimiz çok güçlü bir aileyiz!*
Yüzüme vuran güneş ışınları beni uykunun kollarından alıp gerçeklerle bir kez daha yüzleştirirken gözlerimi açarak derin bir of çektim. Yorulmuştum... Kelimenin tam anlamıyla yorulmuştum...
"Bahar," işittiğim sesle yeniden gözlerimi kapattım. Gitmesini istiyordum, hatta herkesin gitmesini bir tek Yavuz'un yanımda kalmasını istiyordum.
Biz iki yaralı çocuk, birbirimize şifa olurduk!
Yatağımın aşağı inme hareketinden yanıma oturduğunu hissettim.
"Uyumuyorsun," dediğinde gözlerimi araladım. Haklıydı, uyumuyordum.
"Bende küçükken senin gibi yapardım, babamızın evimize geldiği günlerde yani!" bir yanım onun anlatacaklarını dinlemeyi deli gibi isterken diğer yanım bunun benim açımdan acıyla sonlanacağını söyleyip duruyordu.
"Biliyor musun, ben küçükken seni çok kıskanırdım." dedi yorgun sesiyle. Benim onun varlığından haberim bile olmazken o beni çocukluktan beri biliyordu.
"Anneme hep sorardım, babam neden bizimle değil de onunla?" küçükken benden nefret ediyordu anlaşılan. Çocukken hepimiz saf duygular içindeydik. Severdik, nefret ederdik, gıcık olurduk, ama insan ne zaman büyümeye başlasa bu duygular da yavaş yavaş kendini güncellemeye alıyordu.
"Ama sonra..." derken duraksadı. "Bir kız kardeşimin olması hoşuma gitti!" diye devam ettiğinde sesindeki heyecanı hissedebilmiştim.
Ben onu Karan olarak sevmiştim, abim olarak değil!
Ona Karan olduğu için güvenmiştim, benim öz kardeşim olduğu için hiç değil!
Saçlarımda sıcak bir el hissettim, onun eli!
"Yüzüme bak, her şeyi anlatayım bitsin!" tam bir haftadır kaçıyordum ondan ve diğerlerinden. Kolay değildi benim için bu gerçek.
Yavuz sürekli yanıma geliyor, bana yemek falan getiriyordu, bazı gecelerde yanımda uyuyordu. Onu anlayabiliyordum aslında, koruma iç güdüsü vardı. Onun için, abim ve babam birer tehditti.
Mira ve Ege de 1 haftadır burada kalıyorlardı, Tuğrul arada bir gidip geliyordu sadece.
"Bahar, lütfen anlatacaklarımı dinle, sonra karar ver ne yapacağına. " sonunda pes edip yatakta oturur pozisyona geçtim. Duvara yaslanarak yüzümü yüzüne çevirdim. Karan da yüzünü tamamen bana döndü.
"Benim babam ve annem evlendiklerinde çok problemler yaşamışlar, anlaşamamışlar, bunun en büyük nedeni de çocuklarının olmamasıymış." Karan'ın sözlerine dikkat kesildim. Anlatacağı her bir kelime benim hayatımı da etkiliyordu ve ben bu hikayeyi dinledikten sonra kararımı verecektim.
"Çok kez denemişler, olmamış. Taki o güne kadar," dediğinde yüzünü muhteşem bir gülümseme esir aldı.
Gülüşü yavaş yavaş solarken dudakları düz bir çizgi halini aldı, "2 yıllık çabaları sonuç vermiş ve ben doğmuşum!" dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı, gülümsüyordum, bir haftadır ilk defa gülümsüyordum.
Karan benim de gülümsediğimi görünce anlatmaya devam etti. "Ama benim doğuşum aralarındaki problemleri bir türlü çözememiş, ben doğduktan sonra boşanmışlar!" gülüşüm yüzümden silinirken o da buruk bir tebessüm etti.
"Sonra babam başka bir kadınla evlenmiş, senin annenle!"
"Zaten sonrasında sen doğmuşsun!" derken tekrar gülümsedi, benim varlığımdan mutluydu, gerçek anlamda mutluydu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAVBAH:İlk Aşk 2
Misterio / Suspenso"Unutma, güneş her zaman yerini karanlığa bırakır." sıcak nefesini tenimde hissedebiliyordum. Güneş yavaş yavaş yerini geceye bırakırken kulağıma eğilip usul usul fısıldadı. "Güneş geceye, ben ise sana muhtaç!" YAVBAH:İlk Aşk'ın devamıdır