Duyduğum şeylerle yerime sabitledim. Ne diyeceğimi bile bilemedim. Ne demişdi o? Alp mi gelmişdi? Hem de çilemin yanina? Aynı odadalar?Beynime kan gitmiyormuş gibi hissettim. Telefonu hizmetinin yüzüne kapatıp arabama doğru yürümeye başladım. Attığım her adım beni sinirlendiriyor kendi kendime sorular soruyordum
O pislik nasıl benim evime benden habersiz girer?
O piç nasıl benim evime çilem varken girer?
O köpek nasıl benim evime bensiz, zorla girer!
...Arabaya bindiğimde gaza basıp eve doğru ilerlemeye başladım.
Kahretsin her gün hızlı biten yol bu gün bitmek bilmiyor.. Yola küfür ede ede eve vardım. Kapıyı alacaklı gibi çalmam sinirlerim den kaynaklıydı.Kapı açılınca hızlı adımlarla merdivenlere ulaşıp odama ilerledim. Kapı kapalıydı 1 dk bile düşünmeden içeriye daldım. Ve kaderimin bana pisliğini hazmetmeye çalışdım.
Evet, Alp burdaydı. Çilem? Çilem Alp'in kollarında başı omuzunda. O an istemeden bi kahkaha attım.
Ne zannediyordum ki? Çilem in onu kovacağını falan mı? Ben Ateş, Ateş SONTUR. Neden tek günlük ilişkilerle mutlu olmaya çalışırken bu kıza yardım ettim ki? Ahh kesinlikle yardıma ihtiyacı vardı diye.. Ben onu elimde tuttamam, zaten tutmam..
"Noluyor burda?" Dedim sesimin sinirine hakim olamamıştım.
"Şeyy... Alp beni görmek istemiş, onun için gelmişdi. Ama şimdi gidiyordu o da... dimi Alp??" Alp öfkeli bakışlarını çileme göndermiş sitemli sesiyle:
"Evet birazdan giderim. Çilem bana olanları anlattı. cidden de yaptığın çok güzel bir şey" dedi soğuk sesiyle
"Önemli değil!" Dönük gözlerle bana bakıyorlardı.
"Im.. tamam o zaman. çilem kendini iyi hissettiğinde bana msj at ben gelir seni bize götürürüm."
"Olur Alp" ne yani gidicekmiydi cidden?
"Tamam o zaman görüşürüz prenses" prenses mii iğrençsiniz
"Görüşürüz"
Alp yanımdan vurup geçtikten sonra Çilem le oda da tek kalmışdik. Kızarık
Gözlerle bana bakıyordu."Yemek ye, ilaçlarını iç uyu." Ard arda sıraladığım üç madde den sonra bana dönüp.
"Yemeğimi ve ilacımı Alp verdi" dedi ufak tebessümle. Nedensizce sinirlenmişdim. Ses çıkarmamayı denedim. Başıma onaylıyıp yanına gittim. Belinden tutup yavaşla yatağa uzattım pikeyi üzerine çekip uyuması için göz işareti yaptım. Beni gözleriyle onaylıyıp yerini ayarlamaya çalışdı. Bende kapıyı çarpıp çıktım.
Aşağıya indiğimde Alp gitmişdi. Mutfağa ilerliyip bi şişe bira aldıktan Sonra Televizyonun karşısına sakince yudumladım. Şişe bittiğinde pijamalarımı almak için çilemin odasına ( aslında kendi odama) ilerledim. Kapıyı açıp dolabın karşısına geçtim pijamalarımı alıp banyoya girdim T-short ' ümü giyicekken sabah duyduğum sesler kulağımı doldurdu.
'Yapma, lütfen, git ,nolur git...'Kapıyı açıp çilemin yanina gittim. Terlemiş ve sayıklıyordu. Omuzlarından tutup hafifce sarsmaya başladım.
"Çilem..çilem uyan. Çilem hadi uyan" bir anda gözlerini açıp bana baktı. Biraz gözlerimde gözlerini sabit tuttuktan sonra.
"Yine geldi" diye fısıldadı ve usulca gözlerinden yaş süzülmeye başladı. Çok canı açıyordu bunu biliyordum.
"Tamam çilem ben burdayım. Hadi uyu seni bekliyorum." Ağlaması dinmeden devam ediyordu. Acaba ağrısımı vardı? Hemen pikeyi üzerinden sıyırıp ceketi açtım iç çamaşırı görünüyordu diye reflexle ellerini göğüslerinde birleştirdi. Buna karşı sırıtmak isterdim ama o an bunları düşünecek durumda değildim gerçekten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİ
Roman d'amourOnu tanımıyordum. Ondan korkmuyordum. O tehlikeli biriydi. Onunla iletişim kurmamalıydım... Siyah ve karanlık.. duygu ve duygusuzluk.. merhamet ve acı.. ya da hayat ve ölüm.. her an her şey O Duyguları çözülemeyen bir kişilik o. Ama bunu umursamıyor...