𝟘.𝟜

262 28 47
                                    

ʜᴀɴʙɪɴ

Otel odasına döndüğümde ormanın ortasında Jennie'yi öylece bıraktığım için kendimi suçlu hissetmiştim. Sehpanın üstünde duran telefonumu alıp onu aradım ancak ulaşılamıyordu. "Lanet olsun."

"Dönmüşsün."

"Ne yapıyorsun burada?" Junhoe elinde Jennie'nin bana aldığı anahtarlıkla yaklaştı. Havaya kaldırarak avuçlarıma bıraktı. "Hediyen."

Daha sonra konuşmaya devam etti. "Onun önünde öfkene hakim ol. Kızın kalbi var, biliyorsun." Kanepenin üstündeki ceketimi aldım ve hızla ormana onu aramak için geri döndüm.

ᴊᴇɴɴɪᴇ

"Sehun'la olmam gerekiyordu. O kadar numara arasından nasıl benimle aynı numarayı seçersin!" Nayeon'la Xuimin her zamanki gibi atışıyorlardı. Bende etrafa bakınarak Jimin'i arıyordum.

Dün gece Hanbin tarafından ormanın ortasında terkedildiğimde, beni Jimin bulmuş ve benimle ilgilenen gene Jimin olmuştu. Üşüyorum diye hırkasını bile vermişti.

"Neredeydin?"

Hanbin elleri ceplerinde bana doğru geliyordu. Şaşırarak ona baktım. "Neden buradasın?"

"Her yerde seni aradım!"

Tam yanından gidecekken sesini alçaltıp konuşması beni durdurdu. "Kalbin nasıl? İyi misin?"

Ne saçmalıyordu? "Neyin var senin?"

"Senin için endişeleniyorum."

Bu şekilde davranmasına asla alışkın olmadığım için şaşkınlığımı gizleyemeyerek konuştum. "Ne dedin?"

"Unut gitsin."

Beş dakika sonra otobüs kalkacağı için yerlerimizi almıştık. Aklım hala Hanbin'in çocukluğumuzdan bu yana ilk defa böyle davranmasındaydı. Buruk bir şekilde gülümsedim. Yine neden bunu düşünüyordum ki? Her böyle düşünüşümde tekrar bana çelme takıyordu. Yine aynıları tekrarlanacağından adım kadar emindim.

Tatilin sonraki gününde okulda Xuimin tatilden çektiği fotoğrafları iki tahtaya asmış, parayla satıyordu. Tahta özellikle A3'ün fotoğraflarıyla doluydu. Okulun tüm kızları saçma bir şekilde oraya gitmiş, onların fotoğraflarından satın almışlardı.

Nayeon elinde fotoğraflarla yanıma oturdu. Sehun'un olduğu fotoğrafları göstererek gülümsedi. "Sence de çok yakışıklı değil mi?"

Ona hiçbir tepki vermeden baktım. "Arkadaşlar ne içindir? Senin içinde bir kaç tane var." Önüme iki tane fotoğrafı koydu. Fotoğrafların birinde Hanbin'le, diğerinde tektim. Ancak arkada Jimin de boy göstermişti.

Gülümseyerek tek olduğum fotoğrafı aldım. "Sadece bunu istiyorum."

Elimden fotoğraf bir anda çekildi. "Ama ben içinde değilim." Kafamı kaldırdığımda Hanbin olduğunu gördüm.

"Aynen. Bu yüzden sadece bunu istiyorum." Elindeki fotoğrafı çekip gülümseyerek bakmaya devam ettim. Kendisiyle olan fotoğrafı alıp gözümün önüne doğru getirdi. "Bunu istemiyor musun?"

hope not •jenbin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin