Gözlerimi açtığımda yine hastane odasındaydım. Son günlerde bu nedense sıkça olmaya başlamıştı.
Başımda doktorum olan Junhoe'nin abisi ve babam konuşuyorlardı. Uyandığımı farketmeden konuşmalarına devam ediyorlardı. Özel bişey konuştuklarını anladığımda gözlerimi kapatıp olaya kulak misafiri olmaya başladım.
"Son testindeki değerler pek iyi görünmüyor. BMP değerlerini inceliyoruz. Kalbi aşırı çalıştığı zaman, sayılar yükseliyor. Demek istediğim.. kalbinde hasar var. Bence kendinizi hazırlamalısınız."
-
Babamla evimize gelmiştik ve ben aralarında geçen konuşmadan haberdar değilmiş gibi yapıyordum. Gece uyanıp su içmek için mutfağa indiğimde salonda babamı gördüm.
Önünde içki şişeleri vardı ve elinde annem de dahil, birlikte üçümüzün fotoğrafı vardı.
"Jennie senden çok şey almış. Görünüşünü de kişiliğini de senden almış. Siz ikiniz aynı şeyleri sevip aynı şeylerden nefret ediyorsunuz. Benden hoşlandığın için beni ne kadar kovaladığını hatırlıyor musun? Çiçekli bir adama evlenme teklifi eden bir kadın hiç görmedim. Jennie senin o parçanı da almış.
O da Hanbin'in peşinde."Tam geri dönüp odama çıkacakken babamın sesli bir şekilde ağlamasına şahit oldum.
"Jennie ile ilgili ne yapacağım? Kalbim onun için parçalanıyor. Yaşamasına yardım edebilir misin, hayatım? Jennie'nin fazla zamanı kalmadı."
-
Kimya sınıfına doğru ilerlerken Kim Minju'ya malzemeleri taşıması için yardım ettim.
Yanlışlıkla Sehun'un omzuna çarpınca telefonunu yere düşürdü. "Özür dilerim." "Ne yapıyorsun? Al şunu!"
Minju hemen lafa karışıp "hayır, kendin al" dedi. Sehun ona dik dik bakıp "az önce ne dedin?" diyerek karşılık verdi.
"Okulumuzdaki insanlar hep dediğinizi yapmak zorunda mı? Jennie bana yardım etmeye çalışıyordu."
"Sahi mi? Ama sana kibirli olduğunu söylemedim mi?" Minju utangaç ve korkmuş bir şekilde gözlerini kapatarak hızlıca cevap verdi. "Kibirli olan.. sensin!"
Bende dahil herkes ona şaşırmış bir şekilde bakıyordu. Ve sınıfta ooo sesleri yükselmeye başlamıştı. Minju hep Sehun'un hayranlarından zorbalık görmüştü. Sehun gibi zorba birisine karşı gelmesi okulun, onun cesaretine hayran kalmasını sağlamıştı.
Sehun ilk başta şaşırmıştı ama yüz ifadelerini düzeltip her zamanki kibirli tavrını takınmıştı. "Bu bir başarıydı. " Kafasını eğip yüzüne doğru yaklaştı ve gözlerinin içine derin bir şekilde baktı. "Dikkatimi çekmeye çalışıyorsan başardın."
Yarın okul gezisi vardı. Ve ben bu yaşıma kadar kalp rahatsızlığım yüzünden hiç okul gezilerine katılamamıştım. Babamı zar zor ikna edip izin koparabilmiştim. Bu yüzden bavulumu hazırladım ve uykuya daldım.
Otobüsle geldiğimizde bizi önce odalarımıza yerleşmemiz için otelin önünde bırakmışlardı. Nayeon ile otururken telefonumu almak için çantamı açtım. Elime bir anahtarlık takıldı. Bu anahtarlık daha önce Hanbin için aldığım anahtarlıktı.
Anahtarlığı uzun uzun bakıp somurttum. Kalbim neden sadece onu istiyordu?
Daha sonra gözlerim otele doğru yürüyen Hanbin'e takıldı. Hiç tereddütsüz yerimden kalktım ve kolundan tuttum. Kolunu hemen geri çekip bana bakmaya başladı. Anahtarlığı ona uzattım. Önce anahtarlığa daha sonra bana baktı. "Bir hediye."
