"Deathstroke burada." dedi Batman boşluğa. Kulağındaki kulaklıktan ise Selina' nın ince, tatlı sesi, "Ne yapmamı istersin?" diye sordu. Batman ise, "Hiçbir şey! Şimdilik tetikte kal, sana her an ihtiyacım olabilir." diye yanıtladı. Selina, "Peki." demekle yetindi. O gece pek de Bruce' a karşı çıkmayı isteyeceği bir gece değildi. Batman, kemerinden dürbününü çıkarıp Penguen' e ve Deathstroke' a baktı. Çevrelerinde beş tane çerezlik adam vardı. Ama Slade başka bir dertti. Onu yıllardan beri tanırdı. Hatta Gölgeler Birliği' nde, O, da eğitim görmüştü. Ama Slade' i asıl tehlikeli kılan aldığı eğitimden çok kanında gezinen maddeydi.
Yıllar önce askeri bir deneyde gönüllü olarak kobay olmuştu. Bu sebepten ötürüdür ki, altmış beş yaşında olsa bile otuzlarındaki bir adamın enerjisine ve fiziksel statüsüne sahipti. Sadece bununla kalsa yine iyiydi. Vücudundaki hızlandırılmış rejenerasyon yeteneği sayesinde yaraları çok hızlı iyileşiyordu ve dövüş sırasında aldığı darbelerin yarattığı sersemlikten hızla kurtulabiliyordu. O geceyi kayda değer kılacak bir rakipti, Slade. Batman, o anda, o gecenin, Deathstroke' un Öldüğü Gece olmaması için hiçbir sebep göremiyordu.
Birkaç adım geriye gitti ve kemerinden iki eline de birer tane düşecek şekilde bataranglar aldı. Ardından vincin üzerinde koşarak kendini boşluğa bıraktı. Pelerinini tutarak sertleştirdi ve açtı. Havada süzülerek ilerlemeye başladı. Cobblepot, Wilson ve beş adet korumanın üzerine gidiyordu. Slade, yine kanında gezen maddenin getirmiş olduğu bir diğer yetenek olan 'gelişmiş duyular' sayesinde, havadaki adamı fark etti ve Penguen' in üzerine atlayıp adamı yere yatırarak. Üzerinde de kendisi durarak ona siper oldu. Korumalar telaşla etrafa bakınırken, Batman, arkası kendisine dönük olan korumanın sırtına çifte tekmesini attı. Havada uçmasının getirdiği ivme ile koruma yere serildi ve kafasını sertçe çarpıp bilincini kaybetti. Eğer ölmediyse bile korkunç bir sarsıntı geçirmişti bile. Tıbbi destek olmadan kolay kolay uyanamazdı.
Geri kalan dört koruma MP5'lerinin namlularını daha doğrultamadan, Batman elindeki batarangların ikisini, karşısındaki iki korumanın boğazlarına fırlattı. Boğazlara giren koca metal yarasalar sebebiyle, kendi kanlarında boğularak yere yığıldılar. Geriye kalan iki koruma ateş açmaya başlamıştı ki, Deathstroke da ayağa kalktı. Batman, kemerinden küçük bir top çıkarıp yere attı ve koca bir sis bulutu ortaya çıktı. Batman, bulutun içinde kayboldu. Hemen sonrasında bulutun içinden fırladı ve Deathstroke' un üzerine sıçradı. Deathstroke, ellerini havaya kaldırıp Batman' i yakaladı ve arkasına fırlattı. Batman, yere düşerken kafasının üzerinde bir takla attı ve tekrar ayağa dikilip Slade' e döndü.
"Bak, sen." dedi Deathstroke. "Küçük yarasacık gelmiş. Üzgünüm ama oyun için geç kaldın, Batman." Batman, derinden gelen, kalın ve metalik sesiyle, "Oyun oynamıyorum, Slade!" dedi. Deathstroke, sırtındaki kılıçlardan birini çıkarırken, Oswald Cobblepot ayaklanmıştı bile. Deathstroke, açıkta kalan tek gözünü Batman' den ayırmadan, "Kalan iki korumayı al ve git buradan. Yarasa' yı ben hallederim." dedi. Kesin bir tavırla konuşmuştu. Cobblepot bunun kendisine söylendiğini hemen anladı ve İngiliz aksanıyla, "Anasını sik onun." dedikten sonra arkasını dönüp hızlı hızlı yürümeye başladı. Bir bacağını yerde sürüklemek zorunda kaldığı için elindeki şemsiyeyi, destek aldığı baston niyetine kullanıyordu. Çok komik bir görüntü yaratıyordu bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Batman || Reign of Terror (+18)
Fanfictie"Battle not with monsters, lest you become a monster." [02.03.2020~