~KALBE SİRAYET~ | Texting | +18

-19- KAPANAN KAPILAR

MERHABA TEKRAR.  BAŞTA SİZE BU BÖLÜMDEN BAHSETTİM. EVET O BÖLÜM BU BÖLÜM.  GÖZ YAŞLARININ SULAR SELLER OLDUĞU BÖLÜM. NEYSE BAŞTAN SPOİLER VERMEYEYİM. İYİ OKUMALAR.

Ece'den....

Eve geldim. Bir anda mesaj geldi. Ama ben heyecanımda şuan ona öncelik vermezdim. Zaten arayacaktım Egehanı. Haber verecektim. Egehandan habersiz aldığım gebelik testini poşetten çıkarıp koşa koşa banyoya girdim. Of Allahım sanki her gün gebelik testi yapıyorum. Nasıl yapıcam diye düşündüm. İnternet. A benim asalak kafam internete bakmak niye aklıma gelmedi. İnternetten ne okuduysam yaptım. Klozetin kapağını kapatıp üzerine oturdum.

Beklemekten ağaç oldum derkennn. Nee? Yani boşuna mı bu kadar heveslendim. Of ama ya iki çizgi... Ne bir dakika buu buuu iki çizgi. Yaniiii. Bennn. Benn yani hamile. Hamileyim benn.

Akşam yemek hazırlayıp ona yemekte mi söylesem yoksa diye arayıp söylesem yaz diye düşündüm. Ya ben kim romantik ortam ayarlamak kim. Arayıp bu mutlu haberi Egehana vermeye karar verdim. heyecandan cebimdeki telefonumu bile yarım saat boyunca aradım aradım aradım ve aradım. Daha sonra cebimde hissettiğim ağırlık ile kendine küfür etmemek için kendimi çok zor tuttum. Telefonu çıkardım. WhatsApp'tan bir sohbet bir mesaj Egehan atmıştır diye düşünüp ben de  mesaj atmaya karar verdim. Resmen heyecandan düşüp bayılacaktım. Ama bir dakika hala evli değiliz.

Yarın neyse şimdi bunu düşünmeye gerek yok diyerek telefonda gelen mesaja baktım. Bilinmeyen numara ve bir ses kaydı.

Merakla açıp dinledim.

-Evet Suzancım doğru bildin. Para.. Ben Ece'yi paraaa için istiyordum. İşim bitsin siktir edicem onu-

Gözlerimden düşen iki damla gözyaşından başka hiçbirşey. Tabi sonradan hızlanan ağlamam. Elimdeki testi yere atıp banyodan çıktım.

Yatağa çıkıp dolabın üzerine doğru ardındım. Ağır olan bavulu çekip yere düşmesini sağladım. Dolapta ne varsa herşeyi koydum.  Duyduklarıma inanamıyordum. Ben onu severkenn, en önemlisi karnımda onun bebeğini taşırken başından beri planları belliymiş. Beni kendini tatmin etmek için ve param için kullanmış. Para değil mevzu olan. Zaten istemediği kadar parası vardı onun. Ama neden.? Göz yaşlarıma engel olamıyordum. Gözlerimi perde gibi kapatan damlacıklar çenemden birer birer terkediyordu yüzümü.

Sende haklısın be sevgili ucuz yüreğine ben pahalı geldim. Elime aldığım kalem kağıda bir kaç bişey yazıp evden çıktım. Ahh! Dönüp dolaşıp döneceğim yer işte buraydı. Sokaklar... Ama şimdi tek değildi bu Ece.

Bavul arkadan ben önden bakalım nereye gidecektik. Melis'e? Volkan'a? Karnımdaki çocukla nereye gidebilirdim. Çantamdan sigaramı çıkarttım. Karnıma elimi götürdüm.

" Özür dilerim bebeğim. Annenin bu zıkkıma çok ihtiyacı var. Ama söz veriyorum senin için bırakıcam. Affet beni..."

Burda birinin yaşadığı hissinin verdiği mutluluk ile Egehan'ın dediklerine olan kırgınlığım, sinirim, üzüntüm karma karmaşıktı.

Kafayı yemek üzereydim. Bir insan sevdiğine nasıl böyle birşey yapabilirdi? Nasıl kıyar? Nasıl onu kullanır? Ama işte sevdiği için olan şey bunlar... O beni hiç sevmemiş.

Ağlamama engel olamıyordum. Göz yaşlarım teker teker akarken gözlerimden ne yapacağımı, nereye gideceğimi bulamıyordum. Şimdi benim kime ihtiyacım vardı? Beni hiç sevmemiş zevkleri için oyuncak bebek gibi kullanan, karnımdaki çocuğun babasına mı? Yoksa bana şuan kol kanat gerecek birine mi? Sahile yakın bir yerde oturdum kimse yoktu. Sessiz, ağaçtan yaprak düşse yere sesini duyacak kadar sessiz...